kapat
08.08.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner
Dünyadan
Spor

www.limasollu.com
Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

www.euronet-tr.com
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 
SEDAT SERTOĞLU(ssertoglu@sabah.com.tr )

Ulusal Güvenlik..

Her devlet için çok önemli bir konu.. Ama önce, Ulusal Güvenlik kavramının sadece askeri boyutu olduğunu düşünmeyelim.. Bunun bir de ekonomik boyutu var.. Bu listeye eğitimi de ekleyebilirsiniz.. Çünkü eğitim de, bir noktada, ulusal güvenliği ilgilendiren bir konudur..

Ulusal Güvenlik konusunun ekonomik ayağına baktığınız zaman, örneğin, PKK terörünün çok büyük oranda sona erdirilmesine rağmen, Güneydoğu Anadolu'ya hâlâ yatırımların gitmemesi, işsizliğin sürmesi, Ulusal Güvenlik kapsamı içine girmektedir..

Askeri boyutta güvenlik, ülkenin dış saldırıya uğramaması için hazırlanan plan ve programları içerir.. Böyle bir olasılığı engellemeye yöneliktir..

Ekonomi boyutunda güvenlik ise, hükümetlerin ele alıp çözümler üretmesi gereken ikinci bir ayaktır..

Birinci ayakta işler iyi olsa da, bu ayak, ekonomik ayakla desteklenmediği takdirde, tam sağlıklı sonuçların alınmasını engeller.. Çünkü bu iki ayağın birbirini tamamlaması gereklidir..

Mesut Yılmaz, Kongre'de söylediklerinde haklıdır.. Çünkü, Türkiye'de Ulusal Güvenlik kavramı, nerede başlayıp, nerede bittiği belli olmaz bir hale getirilmiştir..

Yılmaz'ın sözleri doğru, ama bir yandan da eksiktir.. Türkiye'nin Ulusal Güvenlik kavramını olması gereken yere oturtması için, yasalarını değiştirmesi gerekiyor.. Bugün yürürlükte olan yasalarla, bu kavramın yerli yerine oturtulması bizce mümkün gözükmüyor..

Dünyada her devletin sırları vardır.. Konu, bu sırların açıklanması meselesi değildir.. Bunların bazılarının açıklanması, dünyanın her yerinde suçtur..

Ama Türkiye, Ulusal Güvenlik kavramını, bir parçası olmaya çalıştığımız ve en önemli hedefimiz haline gelen batıdaki uygulamalara yaklaştırmalıdır.. Coğrafi konumumuz itibariyle, belki onlar kadar olmaz ama, yine de bu konu, Türk toplumu, siyasetçisi ve MGK gündemini saptayan Genel Sekreterliği tarafından masaya getirilmelidir..

Diyalog
Pazartesi günkü yazımızda, Mesut Yılmaz ile Tansu Çiller'in diyalog kurması gerektiğini belirtmiştik. Bu görüşümüze gelen destek sayısı, olumsuz görüş belirtip "Olmayacak duaya amin diyorsunuz" diyenlerden çok daha fazla..

Aynı dünya görüşünde olan insanlar arasında süren ve neredeyse kan davası haline gelen durumun ortadan kalkması gerektiğini yazmıştık.. Bundan hem kendilerinin, hem partilerinin ve hem de Türkiye'nin kazançlı çıkacağını vurgulamıştık..

Okurlarımız bunu tartışmaya başladılar.. Onlara çok teşekkür ederiz..

Çiller-Yılmaz ikilisinin, Rabin ile Arafat'ın bile el sıkıştığı bir dünyada yaşadığımızı unutmamaları lazım..

Aynı ikiliye, savaşta birbirlerinin gerçek anlamda can düşmanı olan Almanya, Fransa ve İngiltere'nin, bugün birbirlerinin en yakın ortağı konumunda olduklarını hatırlamakta fayda var..

Bugünkü yazımızı iyi bir haberle bitirelim.. Avrupa Güvenlik ve Savunma Kimliği konusunda, AB ile Türkiye arasındaki görüş ayrılıklarının giderilmesi için sessiz sedasız adımlar atılıyor.. Bizim Dışişleri ile onlar, pozisyonları yaklaştırmaya çalışıyorlar.. Duyduğumuza göre de, mesafe de almışlar bu konuda.. Bu konunun krize dönüşmesini kimse istemiyor çünkü.. Aklın yolu birdir, derler.. Gerçekten bir...

Aklın yolunun bir olduğunu, Çiller ile Yılmaz'ın da görmesini temenni ediyoruz..

www.sigortam.net


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır