kapat
08.08.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner
Dünyadan
Spor

www.limasollu.com
Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

www.euronet-tr.com
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 
ÇETİN ALTAN(caltan@sabah.com.tr )

Siyaset miyaset, politika molitika...

Türkiye'de siyasal konular; bir kabak dolması mıdır, bir kabak kalyesi midir, bir kabak kızartması mıdır, bir kabak tatlısı mıdır, bilemiyorum ama; kullanılan malzeme ister sakızkabağı, ister asmakabağı, ister balkabağı olsun; uzun yıllardan bu yana siyasetçi konuşmalarının ortak özelliği, hep aynı bağırganlıkla sert uslup içinde kabak tadı vermesi...

Bunun da nedeni, yüzyıldır süre gelen sinsi talanlarla iri yalanlara karşı, saydamlığa dayalı gerçek bir muhalefetin çıkamayışı...

Çıkamayışı; çünkü ne siyasal partilerin; ne de dayandıkları kitlelerin somutlaşmış bir özlemidir saydamlık..

Siyasal çekişme ve çatışmalar; ya iktidar rantını elden kaçırmama, ya iktidar rantından pay alma üstüne...

Seçmen kitleleri mesleksiz olduğu zaman; talana karşı çıkmak yerine, talandan pay almayı yeğlerler. O nedenle de siyasal muhalefetler, saydamlaşma üstünde yoğunlaşmazlar. Bir an önce mevcut iktidarların yerine geçme çabası üstünde yoğunlaşırlar.

Tıpkı Osmanlı dönemindeki vezir-i azam çekişmeleriyle rekabeti gibi...

Hep aynı plağın çalınmasına benzeyen siyasal konu ve demeçlerin, kabak tadı vermesi de bundan...

Yılda en az 20 milyar doları aşkın global sermaye yatırımları başlamadıkça; Türkiye'nin, kendi iç dinamikleriyle mevcut köhnemiş monotonluğu aşması zor görünüyor... Aşabilse şimdiye dek aşardı.

Zihni Holding'in sahibi, Asaf Güneri dostumuz; "Yerleşik toplum"un özellikleriyle, "Göçebe toplum"un özelliklerini karşılaştıran bir inceleme gönderdi...

Çarpıcı bir kıyaslama...

İşte bazı örnekler:

YERLEŞİK TOPLUM- Yerleşik ve oturduğu yeri benimsemiş olduğundan, sıkıntılarını çözmek için düşünür; dener, yanılır, yine dener, sonunda bir çözüm bulur; bulana kadar uğraşır.

Düşünme alışkanlığı gelişir. Yani hem zekası, hem aklı gelişir.

Zeka, yeni durumlarda anlık çözüm bulabilme yeteneğidir.

Akıl; olasılıkları da hesaplayarak, henüz oluşmamış durumları dahi kapsayacak biçimde; ileriye doğru projeksiyonlar yapabilme ve mantıksal bir tutarlılık içinde en sağlam kararları alabilme yeteneğidir ki, zekayı da bu doğrultuda kullanır.

Böylece analitik düşünce, normal bir uygulamaya dönüşür.

GÖÇEBE TOPLUM- Hareketli ve toprağa bağımsız olduğundan, sıkıntıları çözmek yerine, sıkıntıdan uzaklaşarak çözüme gitmeyi tercih eder.

Çözüm için düşünmek söz konusu olmayınca, düşünce kapasitesi gelişmez.

Her an hareket halinde olunca; karşılaşacağı her şey, öncekilerden muhtemelen farklı olacağı için; anlık çözümler üretmede, yani "zeka"da çok gelişmiştir...

Karşılaştığı zorluklarla, ilerde bir daha karşılaşma olasılığı ve kaygısı taşımadığından; bilgi ve deneyim birikimlerinden yoksun kalır ve pratik bir zeka ötesinde, "akıl" yetisi gelişmez.

O yüzden de analitik düşünce olgusu yoktur "Göçebe toplum"da...

Asaf Güneri, "Yerleşik toplum" ile "Göçebe toplum" arasındaki karşılaştırmaları; "meslek, iş bölümü, teknolojideki gelişmelerle birlikte uzmanlaşma" konularından; "adalet sistemine ve analitik düşüncenin sulayıp doğurduğu bilimsel gelişme sonucu; üretim, ticaret ve ekonomideki biçimlenme" konularına kadar yaygınlaştırıyor.

İşte bir örnek daha:

YERLEŞİK TOPLUM- Bilginin çeşitliliği ve artış hızı; hiç kimsenin hem iş, hem o işi yapacaklar hakkında tek başına karar vermek için yeterli bir donanıma sahip olamayacağı gerçeğini ortaya koyduğundan; danışmanlara ve inisyatif sahibi uzmanlara gerek duyulmaktadır.

GÖÇEBE TOPLUM- Bilge ve bilgelik, sadece hükümdara mahsustur; sorumluluk ondadır. Yönetilenlerin; ne zaman, nerede, neyi yapacakları; veya yapmayacaklarına dair verilen talimata kesinlikle uymaktan başka bir sorumlulukları yoktur.

Ayrıca bize göre "Yerleşik toplumlar"ın en belirgin özelliklerinden biri de, "telif hakları"na gösterilen saygıdır. Asla savsaklanamayacak nitelikte temel bir haktır "telif hakları"... Ve toplumsal uygarlığın mihenk taşı sayılır.

Türkiye'nin kendi kendini neden bir türlü yeterince değiştiremediğine, bir de böyle bir pencereden bakmak gerekiyor belki de...

www.sigortam.net


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır