Denizin ortasında yaşayan müze
Tuzla açıklarındaki Rahmi Koç Adası'nda bulunan nadide antikalara Patrik Bartholomeos da, 'fildişi haç'la katkıda bulundu...
Yakından tanımayanlar için Rahmi Koç, ceketinin yakasından kırmızı karanfili eksik etmeyen, babası Vehbi Koç'un bıraktığı imparatorluğa hükmeden, yatıyla dünyayı turlayan, ülkenin her tarafına serpiştirdiği evlerine helikopteri ile uçan, hanımlara ilgisini yaşamıyla sergileyen, hafif play-boy görünümü veren biridir. Okul yıllarından tanıdığım Rahmi Koç'la 5-6 yıl önce Vatikan'da 2-3 gün süreyle Patrik Bartholomeos'un özel konuğuyduk. İşte, onu yakından tanıma fırsatını orada yakalamaya başladım.
"Yeşil Patrik" olarak büyük sevgi ve saygı gören Patrik Bartholomeos, Vatikan Sarayı'nda Papa'nın yanındaki koltuğundan dünyaya Bosna'daki vahşeti durdurmaları için çağrıda bulunuyordu. Türk Hükümeti'nin, Patrik Bartholomeos'ya gereken saygıyı göstermemesine benim kadar üzülen Rahmi Koç'la birlikte dinci çevrelerden tepki alıyorduk.
30 YILLIK ÜZÜNTÜ...
Suçumuz 300 milyon Ortodoks'un ruhani lideri olan Gökçeadalı Patrik Bartholomeos'un Heybeliada'daki Ruhban Okulu'nun 30 yıldan beri açılmaması için çektiği üzüntüye açıkça ortak olmamızdı. İkimize yöneltilen saldırılar o kadar artıyordu ki, Vatikan'daki merasimden sonra Rahmi Koç, Roma'da yeni açılan camiye gitme teklifimi kabul etti. Orayı gezdikten sonra namaz kılan Koç'la camide bir televizyon programı yaptık. "Ortodoksluğu kabul ettiğine" dair hakkında çıkarılan söylentilere ne kadar üzüldüğünü anlatmıştı.
Yıllar geçtikçe Patrik Bartholomeos'un önemi ve değerine vakıf olan devlet adamları, özellikle Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz bugün Heybeliada'daki okulun açılmasının ülkemiz için iyi bir propaganda vesilesi olacağının bilincindeler. Dış ülkelerden gelen en üst düzey baskılar bir yana, ülkenin en ücra köşesinden Patrikhaneye akın edenler de okulun yetiştireceği din adamlarının dış ülkelerde Türkiye'yi büyükelçilerimizden daha iyi temsil edeceğini artık biliyorlar.
Rahmi Koç'un müzeciliği mâlum. Evlerine verdiği önemin de ondan aşağı olmadığı bilinir. Ama "Rahmi Koç Adası" hiç kimsenin hayal edemeyeceği kadar doğal güzelliği yanı sıra yüzyıllar sonra ziyaret edenleri de hayran bırakacak kadar zengin antikalarla dolu.
HEDİYE FİLDİŞİ HAÇ
Birkaç gece önce Tuzla'nın iki mil açığındaki Rahmi Koç Adası'nda Patrik Bartholomeos, Laki-Jülyet Vingas, müzenin düzenlenmesinde büyük emeği geçen Bizantolog Vera Bulgurlu ve eşi Bülent Bulgurlu'dan oluşan çok ufak bir grup yemek yedik. Ada'nın bir köşesindeki Rum kiliseyi tamir ettiren Koç inanılmazı gerçekleştirmiş. Ana binanın duvarlarını sayısız ikon ve antik haç süslüyor. Yıllardan beri dünyanın her tarafından topladığı bu eserlere bir tanesini de o gece Patrik Bartholomeos ekledi: Birkaç asırlık fildişi haçı dostu Koç'a armağan etti. Kilise kalıntısının altındaki şarap kavını ve deniz suyu doldurulmuş havuzu gezdikten sonra Rahmi Koç kendi kullandığı antika motorla bizi Tuzla sahiline çıkardı. Otuz yıldır ayak basmadığım Tuzla koyunun çirkin yapılaşmasını görür görmez Ada'nın nefis rüyasından hemen uyandım.
Ayşe Hanım'ın dramı
Büyükada'dan ufak bir motorla 1.5 saatte gidip Hayırsız Ada'nın çevresinde yüzmek, balık tutmak ve onları ateşte pişirip yemek gençliğimizin en güzel anılarından biridir. Sırasıyla 'İncir', 'Madamın', 'Ayşe Hanımın' adaları olarak tanınan 10 hektarlık bu kara parçasının vapur güvertesine benzeyen ucundaki direkte artık 'Koç' amblemini taşıyan bayrak dalgalanıyor. Işte Ada'nın öyküsü:
8. asırdan Bizans dönemine kadar herhangi bir yaşam izine rastlanmayan Ada'ya St. Nicholas Medikion adında bir rahip sürülmüş. Yunanca'da şeker anlamına gelen St. Glikeria Manastırı'nın çevresi adını tatlı üzümlerden almış. Ünlü tarihçi Zonaras, Ada'da yaşarken Bizans İmparatorluğu'nun tarihini başlangıcından 1118 yılına kadar yazmış. O öldükten sonra bakımsız kalan Ada'ya zengin bir rahip 40 rahiple manastırda yerleşmiş. Ve orayı restore etmiş. İzmit Körfezi Osmanlılar'ın eline geçince manastır bakımsızlıktan çürür; askerden kaçanların sığınak yeri olur.
1955'te Ada'yı satın alan Mısırlı Hasan Zeki Paşa Monique Raflik adındaki Fransız manken sevgilisini buraya kapar; sık sık ziyaretine gelir. Yıllar geçtikçe ziyaretlerin arası açılır. Paşa ölünce Monique Müslüman olur; Ayşe Meral Tanrıkulu adını alır. Sırtında tüfeği, iki köpeği, beş parasız, Robinson Crusoe gibi yaşayan şalvarlı Ayşe Hanım tuttuğu balıklar, adanın inciri, üzümü, kiraz, şeftali ve elmalarıyla karnını doyurur. Balıkçılar ona sadece su ve içki getirirler.
Bir şeye ihtiyacı olunca bayrakla yardım isteyen Ayşe Hanım, bir gün yine bayrağını çeker. Ancak 3 gün süren şiddetli fırtına balıkçıların Ada'ya gelmesine mani olur. Hava sakinleşince doktorla Ada'ya koşan balıkçılar Ayşe Hanım'ın ölüsünü bulurlar. İki köpeği de başında beklemektedir. Geride eski bir radyo ve yığınla gazete bırakarak... 27 Mayıs 1974'de Zeki Paşa'nın oğlu Ada'yı Rahmi Koç'a satar. Yapılan arkeoloji çalışmaları sonunda bulunan 2 adet Bizans sarnıçı, kilise kalıntılarının bir kısmı evin inşaatında kullanılır...
ADA'YA ÖZEL TABAK
Terastaki yemek masasında, Kütahya'daki ünlü Çini Ustası Sıtkı'nın Rahmi Koç için yaptığı özel yemek tabakları ve şamdanların üzerine Ada'daki manastırın resimleri çizilmiş.
Adanın heyecan veren geçmişini dinlerken yemek masasını özenle hazırlatan Azize (Suzi) Taylan'nın hıyardan yapılmış soğuk çorbası, içi soslu taptaze pavuryaları, ortaları maydanoz sosuyla pişirilmiş kalkan buğulamasından oluşan mönüsü Ada'nın havasına uyuyordu.
|