kapat
14.07.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner
Dünyadan
Spor

banner
Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

www.euronet-tr.com
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 

'Kuzu kuzu' DJ Atakan


600 milyonluk şampanya gönderip "Elbette"yi isteyen adamlarla, telefon numarası bırakan kadınlarla haşır neşir olan Laila'nın DJ'i Atakan'ın dört şarkıda bir çaldığı iki favorisi var: "Kuzu Kuzu" ve "Unutulmaz"
Onu Kral TV'nin parlak çocuğu Atakan Canbazlar olarak tanıdık. Yakışıklıydı o zamanlar... Uzun sarı saçlar, kaslı yağsız vücut, parlak surat... Aradan yaklaşık 10 yıl geçti... Atakan en az Kral TV kadar popüler bir mekanda yine karşımıza çıktı. Şu anda dokuz radyoda genel müdür yardımcılığı yapıyor ve Türkiye'nin son noktası dediği bir kulüpte çalıyor. Laila'da Atakan'dan habersiz kuşlar bile ötmüyor.

* Kaseti başa sarar mısın? Nasıl başladın?

Heybeliadalıyım ben. Adada "Sea Side" adında gündüz plaj, akşam disko olan bir mekan vardı. DJ'ine yardımcı olarak işe başladım. Aynı dönem Etiler "Papyon Bar" yeni açılmak üzereydi. 1,5 yıl Ada ile Papyon bar arasında gidip geldim. Yaşım bile tutmuyordu. Baskın olduğunda, polis geldiğinde mutfağa ya da tuvalete kaçardım. Bir yandan CD ve plak toplamaya başladım. Papyon'dan sonra parası fazla diye Korukent'te açılan Q Jazz Bar'da çaldım. Çünkü piyasayı takip etmek masraflı... Bir albüm 20 milyon lira şimdi. Bu arada yabancı bir müzik grubunda bateristlik de yapıyordum. Gitar Bar'da çalıyorduk. Bir gün Gitar'a Serpil diye bir kız geldi. Ve o kız bana radyo kapısını açtı. 1992 yılından beri Star grubunda çalışıyorum. Ben başladığımda üç radyo vardı. Şimdi 8 tane var.

* Geçen yıl Havana'daydın değil mi?

Evet. Ondan önce de Vogue'da.

* Bulunduğun yeri nasıl değerlendiriyorsun?

Bundan ötesi yok zaten. Ben Türkiye'de gelinebilecek en iyi yerdeyim.

* Senin yaptığın müzikle yurtdışındaki 'club' müziği farklı.

Benim tarzım insanlara popüler müzik vermek. Eğer ben House müzik tarzında yatırım yapıyor olsaydım belki Seventh'da çalıyor olurdum. Yine müzik takip ediyorum ama popüler yönde...

* Popüler müziği nasıl tanımlıyorsun?

Çok satan, çok tutulan... Laila'ya gelen insanlar eğlenmeye geliyor. Bu yüzden onlara daha yakın şeyler seçiyorum.

* Dört şarkıda bir "Kuzu Kuzu" çalmak ne oluyor peki?

Tarkan'ın geldiği gün 11 kere çaldık, o rekor. Evet çok çalıyoruz. Bir kere Tarkan bizim için çok özel. Laila'nın kapısından girmeden önce mutlaka arar. Ben hemen "Kuzu Kuzu" yu çalarım. Müşteri çok alıştı. Her "Kuzu Kuzu" çaldığımda herkesin kafası kapıya dönüyor. Kapıdan sonra bir de denizi yokluyorlar. Bir gün Tarkan'ı havadan indireceğiz. Bunca şarkı çok başarılı... Ben tepki almadığım şeyi çalmam. Mirkelam'dan "Unutulmaz"ı da çok çalıyorum mesela... Başka şarkılar yok mu? Var tabii... Ama Türkçeyi çok yaygınlaştırmak istemiyoruz. Biz ikisini seçtik. Önümüzde iki ay var. Yeni ve güzel şarkılar çıkarsa onları da çalarız. Ben burda üç çeşit müzik yapmak zorundayım. 1. 6:30'da iş çıkışı bara gelen müşteriye, 2. 8:30'daki yemek müşterisine, 3. 10:30'da gelen kulüp müşterisine...

* CD arşivin çok mu geniş?

7 bin CD ile 4 bin plağım var. Evde kıyafet koyacak yer yok. O CD'lerin ve plakların içinde kayboluyorum. Hepsini duvara yaptırdığım özel raflara dizdim. Değişik arşivleme yöntemleri geliştirdim kendime. Bazen alfabetik bazen tarzına göre diziyorum. Yılda bir sıkılıp değiştiriyorum.

*Chinawhite'a gittin mi?

Henüz gitmedim. Çünkü bizden birileri gidince "ajan geldi" diyorlarmış. Ben geçen sene Havana'dayken tekneyi alıp, Laila'ya gelip açıktan müziği dinliyordum. Çünkü o zaman Laila bizim için ciddi bir rakipti. Ama Chinewhite öyle değil. Ben Londra versiyonunda bile içeride yarım saat zor durmuştum.

* Kendin eğlenmeye gitsen, nereye gidersin?

Yemek için Laila'ya gelirdim. Ama eğlenirken ben kapalı yerleri tercih ediyorum. Seventh House, Godet, Switch gibi...

* Oralarda popüler müzik çalmıyor ki...

Ben burada profesyonel davranıyorum. Çalmak istesem oradakileri de çalarım. Club kültürü İstanbul'da çok yeni. Oturmadı. Birtakım tayfalar özel ev partileri veriyorlar. Hem açık havada o tarz müziği satmak çok zor. İnsanlar "club" müziğini dirsek temaslı karanlık mekanlarda seviyorlar.

* Laila'da insanlar neden dansetmiyor?

Ben onu yavaş yavaş değiştirdiğime inanıyorum. Artık dansediyorlar.

* Cuma gecesi burdaydım sallanmıyorlardı bile...

Cuma gecesi içeride 4 bin kişi vardı. İnsanlar içkilerini gövdelerinde açamıyorlar nasıl sallansınlar. Ben cuma, cumartesi kabinden çıkıp tuvalete bile gitmiyorum. Gece başlarken önce bir gidiyorum, bir de sonunda... Bir de buraya çok ünlü geliyor. Onları görenler de kasılıyor onlar da... Laila'da sezonluk loca ayıran adamlar var. Hem sonra hafta içi müşterisiyle hafta sonu çok farklı... Hafta sonu daha genç... Salı, perşembe daha çok dans ediyor insanlar, bekleriz.

'Şişman değilim'

* Seni Kral TV ile tanıdık, ama şimdi çok farklısın...

Şimdi şişman olduğumu iddia ediyolar ama değilim diyorum.

* Neden kilo aldın?

Gece hayatı... İçki ve gece yemekleri çok kilo aldırdı... Gündüz yalnızca uyuyordum. Ama şimdi çok farklı...

* Günde kaç saat uyuyorsun?

Maksimum beş saat uyuyorum. Beş saati geçersem işlerden birine geç kalıyorum. Sabah 7:30'da kalkıyorum, 9'da radyoda oluyorum. Akşam üstü 6:30'da çıkıyorum, Laila'ya geliyorum, gece 4'e kadar...

Dom Perignon'a 'Elbette'

* Gitar Bar'da çıkıyorduk. Led Zeppelin'den Rock'ın Roll bir şarkı istediler. Çalmadık diye el bombası attılar. Mekanın balkon kısmı çöktü.

* DJ'liğe başladım, biri kabine gelip bir şarkı istedi. Yine çalamam dediğim için alnıma silah dayadı. Ben de "Al sen çal" deyip, kabinden çıktım.

* İçki ısmarlayıp şarkı isteyen adamlar var. Bir keresinde gecenin bir buçuğu... Adamın biri Kristal Dom Perignon açtırdı ve Candan Erçetin'den "Elbette" istedi. Şampanyanın şişesi 600 milyon lira... Ama Elbette'yi çalarsam insanlar bitti sanıp gidebilirler. Çaresiz patrona danışmıştım o da çal demişti.

* Telefon numarası bırakan kadınlar çok oluyor. Bazen gecenin bitiminde numaralar önüme yığılıyor. Ama ben tecrübeliyim. Basında görünmek istemiyorum. Yoksa kapıdan elele biriyle çıkmak çok kolay.

* Özellikle Lalia'da hata yapmanın bedeli büyük. Çünkü müşteri çok çabuk tepki veriyor. Yuh diye bağırıp leblebi fıstık atıyor. Ama Allahtan teknoloji ilerledi, şimdi çalan CD'nin kapağını açmayan makineler var.

* En klasiği de radyoda mikrofonu açık unumaktır. Bir keresinde sesimi tonlamak için mikrofona "Aman Bre Deryalar" ı söylüyordum. Meğer mikrofon açıkmış.

SİBEL ARNA


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır