kapat
16.07.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner
Dünyadan
Spor

www.ciceknet.com
Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

www.euronet-tr.com
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 

Semer farklı, eşek aynı


Seda Sayan: Bizim sanatçılar genelde analarından kraliçe doğar.
Ben gecekondu çocuğuyum. İnsanlar onun için beni seviyor. Semerim değişse bile tanıyorlar, 'Aa bu bizim eşek' diyorlar. Bir televizyon programına gözüm takıldı. Yüz bin kişinin katıldığı bir konserde olaylar çıkmış. Seda Sayan sahneye çıktığında, taşkınlık yapan grubu görüntüleyen kameramanlara seslenerek "Bu şerefsizleri çekeceğinize eğlenen insanları çekin" dedi...

İşte Seda Sayan böyle bir kadın... Orada kendisi de yuhalanabilirdi, taşkınlık yapan insanlar onu hedef seçebilirlerdi ama o susmadı. Tepkisini insanı tahrik edebilecek en ağır sözle ortaya koydu. Hiçbir şey olmadı, herkesi susturdu.

* Haklı olduğuna inandığın zaman kendini her kavganın içine atar mısın?

Evet yaparım. Bu benim en kötü tarafım. İpe de gideceğimi bilsem doğruyu söylerim. Haklıysam kimse beni susturamaz. Hiç susmam... O konserde 100 bin kişi vardı. En küçük bir dalgalanma bile müthiş bir kaosa neden oluyordu. Ece Erken'in karnına taş geldi, orada bayıldı. Bana sahneye çıkmamamı söylediler. 'Bana bir şey yapmazlar' dedim ve çıktım. Kameraların kendilerine yöneldiği bir grup 'rezalet' diye bağırıyordu. Kime bağırdıkları da belli değil. Orada çocuklar eziliyor ve ben bir anneyim. Adamları dövesim geldi. Yemin ediyorum bir ara ayakkabımı çıkartacaktım. Bir ara kameramanın birini de dövdüm, 'çekil önümden kimse göremiyor' diye...

* Her şeyi söylüyorsun. İnsanlar kızmayıp gülüyor... Artık Seda'ya alıştılar mı?

Belki de çok doğal olduğuma inanıyorlar. Küfür de etsem kızmıyorlar, hata da yapsam sanki aileden biriymişim gibi affediyorlar. Gerçekten de aileden biri gibi görüyorlar. Şu anda 900'lü hatlarda konuşuyorum, ortalık yıkılıyor.

* Onlara Güzin Ablalık mı yapıyorsun?

MAÇO BİR KADINIM
Öyle sayılabilir. Neler anlatmıyorlar ki. Mesela biri kocasının dayak attığını anlatıyor. Diğeri 'abla istedim ama kızı vermiyorlar' diyor.

* Kocasından dayak yiyen kadına ne tavsiye ediyorsun?

'Elleri kırılsın' diyorum. 'Sen de onun üzerine atla' diyorum. İstediği kızı alamayan çocuğa 'yaşınız tutuyorsa kaçır ulan' diyorum.

* Hiç hanımefendi olamaz mısın?

Olamadım, olamam da. Bazen istiyorum ama olmuyor. Çıtı pıtı yürümek, hanım hanımcık konuşmak, otururken eteğimi başımı toparlamak istiyorum. Olamıyorum. Zaten o tavırları bana yakıştırmazlar, 'aa, buna ne olmuş' derler. Maçoluk benim ruhumda var.

* Maço kadın nasıl oluyor?

Benim gibi... Tek omuzu düşük olur...

* Beraberliklerinde hiç şiddetle karşılaştın mı?

Karşılaştım...

* Ne yaptın?

Aynı karşılığı verdim. Bana bir tokat atana üç tane sallarım. Dokunmayan yaşasın.

* Evliliklerin niçin sürmüyor? Erkekleri korkutuyor musun?

Demek ki dört dörtlük bir kadın değilim. Ama hiç değilse ilişkim süresince doğru dürüst yaşıyorum. Ama bir şey oluyor; ya aldatılıyorum ya da işime çok önem verdiğim için bu konuda taviz vermiyorum. Önce işim, sonra ailem... Erkek üçüncü sırada olunca problemler çıkıyor. Erkeklere fazla müdanam yok. Çünkü kendi paramı kazanıyorum. O kadar erkeğim ki, karşımdakine şans tanımıyorum. Belki de problem budur.

* Maddi konularda da bu 'gücü' erkeğe hissettirdiğin oluyor mu?

ERKEĞE PARA VERMEM
Kimseye üç kuruş vermem... Benden para istemesinler ben de istemiyorum. Belki birkaç hediye almışımdır, o kadar. Benim gibi bir kadını herkes sırtlayamaz. Ben zaten hem kendimi hem ailemi sırtlamış durumdayım. Benim baktığım o kadar çok insan var ki, bir de erkeğe para mı vereceğim allahaşkına?

Bir gün param bitse gider limon satarım
"Bir gün her şeyi kaybedebilirim Umrumda değil. Parasız kalsam limon satarım"

* Bu kadar renkli kişiliğin doğup büyüdüğün yer olan Kadırga'nın renginden, sokaklarda büyümenden mi kaynaklanıyor?

Evet. Ben gecekondu çocuğuyum. Oturduğum evin banyosu ve tuvaleti bile yoktu. Ben oralardan geldim. Önemli olan o günleri unutmamak. Ben çok renkli ortamlarda bulundum, güzel, neşeli insanlarla aynı mahallede oturdum. Belki o renkleri içimde taşıyorum. Bizim sanatçılarımız genelde analarından kraliçe doğarlar. Ben ne kraliçeyim ne de prenses. Ben bir gecekondu çocuğuyum. Onun için belki de insanlar beni seviyor. Semerim değişse bile tanıyorlar, 'aa bu bizim eşek' diyorlar. Ben nereden geldiğimi biliyorum. Bugün farklı bir hayattayım ama bir gün her şeyi de kaybedebilirim. Hiç umurumda değil. Parasız pulsuz kalsam giderim limon satarım. Umurumda olmaz. Pazarcılık yaparım.

* Son iki evliliğin çok çabuk gelişti. Ama aynı hızla da bitti. Kendine evlilik kararı almak için ilişkiyi değerlendirme süresi koymaz mısın?

Ben böyleyim. Doğru olanı yaptığıma inanıyorum. Adamla oturacağıma evlenip de oturuyorum. Dört kez evlendim, boşandım. Bu insanlarla evlenmeden, birlikte yaşıyor da olabilirdim. Bu daha mı doğru? Ben hiç olmazsa adamla evlenip de çocuğumla tanıştırıyorum. Ben mi yanlışım, başkaları mı yanlış bilemiyorum. Ama beni de bozdular ben de artık evlenmeyeceğim. (Kahkahalar)

Çok erkek dövdüm
"Yolda yürürken kimse bana ne yan bakabilir ne de laf atabilir. Ben küçükken de böyleydim. Bana Kadırga'da da laf atamazlardı, beynini patlatırdım adamın. Oralarda çok arkadaşımı dövdüm. Ben hiç değişmedim. Zaten herkes bana bacı gözüyle bakıyor. Benden yaşça büyük insanlar bile 'abla' diye hitap eder."

EN İMRENDİĞİM ŞEY KAYAK
"Hayatım boyunca en imrendiğim, en çok yapmak istediğim şey kayaktır. Ailemi kayağa götürürüm ama ben kayak yapmadan otururum. Korkarım. Ya düşer de ayağımı kırarsam... Çünkü işimden geri kalırım, çalışamam. Bana bakan, sorumluluğunu taşıdığım onca insan var. Yürürken bile hep önüme bakarım, düşmeyeyim diye... Bana bir şey olursa ailem mahvolur."

e-mail: sengulb@sabah.com.tr

ŞENGÜL BALIKSIRTI


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır