kapat
16.07.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner
Dünyadan
Spor

www.ciceknet.com
Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

www.euronet-tr.com
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 

Olga ya benimsin ya da toprağın!


Rusya'dan, Moldova'dan, Romanya'dan akın akın geldiler... Olgalar, Nataşalar, Tatyanalar... Önceleri eşyalar alıp sattılar, sonraları bedenlerinin ticaretine soyundular.
Işığın etrafında dönüp duran pervaneler gibi, Türk erkekleri de onların üzerine üşüştü. Kimi zaman bir gecelik eğlenceler, kimi zaman körkütük aşklar yaşandı...

Ayrılık vakti gelince Türk erkeğinin 'sahiplenme' duygusu ağır bastı. "Ya benimsin, ya toprağın" dediler. Tetikler çekildi, bıçaklar saplandı... Yeni bir hayat arayan kadınlar, sevgililerinin elinde son nefeslerini verdiler birer birer... Erkekler ya peşlerinden ölüme gitti, ya da pişmanlık içinde maphusa... İşte kanla yazılan bu aşk öykülerinden birkaçı...

2-Tutku, pişmanlık cinayet ve intihar

BaĞcIlar Emniyet Müdürlüğü'nde görevliydi polis memuru Mustafa Durmaz... Başarılıydı, önü açıktı. Genç yaşta evlenmiş, 3 çocuk sahibi olmuştu. Bir gün, Moldovalı Ala ile kesişti yolları..

Ala'yı görür görmez, aşık olan Durmaz, bir süre sonra eşini ve çocuklarını ihmal etmeye başladı. Eşi durumu çoktan farketmişti. Tartışmalar birbirini kovaladı, en sonunda bavulunu toplayan Mustafa soluğu Ala'nın otel odasında aldı. İlk günler bulutlar üzerinde geçti sanki. Sonra Kumkapı Nişanca Mahallesi'ndeki evlerine taşındılar. Neredeyse karı koca gibiydiler artık. Hiçbir eksikleri yoktu. Ama Mustafa'nın içi içini yiyordu. Ardında bıraktığı ailesi, hergün gözünün önündeydi. Dönüp Ala'nın rahat tavırlarına baktığında, "Acaba yanlış mı yaptım?" sorusu yerleşiyordu aklına. Birgün, yok yere tartışmaya başladılar. Kendini kaybetti Mustafa ve silahını çekip sevgilisini başından vurdu. Genç kadın yerde kanlar içinde yatarken Durmaz, pişmanlık duygusunun pençesinde kıvranıyordu. Sonra parmağı tetiğe bir kez daha dokundu. Artık ikisi de yoktu...

3-İrina hayır deyince

Şerif, İrina'ya vurgundu. Başkalarıyla yatma dedi. Dinletemeyince elini kana buladı...

İETT şoförü Şerif Hancı, Aksaray'daki bir müzikholde Kazakistanlı İrina Bryuzgina'ya ile tanıştı. Kısa sürede evli ve 2 çocuk babası şoförün aşkı bacayı sardı. Ama, henüz 23 yaşında olan İrina, Şerif Hancı'nın gittikçe artan ilgisinden çabuk sıkıldı. Şerif Hancı'nın "Diğer müşterilerle ilgilenme" teklifiyle karşılaşan İrina, gittikçe artan tehditlere kulak asmadı. Ancak, Hancı ipin ucunu bırakacak gibi değildi. Bir barda saatlerce içtikten sonra, sallana sallana İrina'nın çalıştığı müzikhole geldi. Genç kızın yanına yaklaştı ve "Seni seviyorum, benimle ol" dedi. Fakat, Irina'nın cevabı yine "Hayır" oldu. Ve bu kez Hancı'nın silahı konuştu. Namludan çıkan kurşunlar İrina'nın kalbine saplandı. Tabanca tutukluk yapmasaydı, Şerif Hancı da İrinası'na kavuşacaktı...

4-Bir kurşun cana bir kurşun canana

Ukraynalı sevgilisi kızının yanına dönmek isteyince, Sami silahına sarıldı...

Ukraynalı Ahtahiha Antonina, yaklaşık 1 yıldır Sami Yamaç'la birlikteydi. Kızını ülkesinde bırakmış, çalışmak için Türkiye'ye gelmişti. Anne yüreği orada, kendisi İstanbul'daydı. Sevgilisi Sami bir süre sonra işsiz kalıdı. Şimdi parasının çoğunu onunla paylaşmak zorundaydı Ahtahiha. Ukrayna'ya gidip 10 yaşındaki kızı Anna'yı görünce kararını verdi. Ayrılık vakti çoktan gelmişti.

BIRAKAMAZSIN!
Bu kararı, Sami Yamaç'a açtığında, başına gelecekleri az çok sezdi Antahiha. Şiddetli bir kavgaya tutuştular. Sonra yatıştılar. Ama bu rüzgar, asıl fırtınanın habercisiydi sadece.

Antahiha, yaklaşık 10 gün sabrettikten sonra yeniden açtı konuyu. Herşey güzeldi ama onu bekleyen bir çocuk vardı geride, gitmeliydi. Ama Sami Yamaç, terk edilmeyi gururuna yediremedi; hem de işsizlik, parasızlık yüzünden asla. O gece Sami'nin silahı, iki kez ateş aldı. Bir kurşun sevgiliye, bir kurşun kendi beynine...

Türk erkeği neden sevdiğini öldürür?
Psikolojik Eğitim ve Danışmanlık Merkezi Uzmanı Dr. Bahadır Bakım, bu tür aşk cinayetlerinin özgüven eksikliğinden kaynaklandığını söylüyor: "Yabancı kadınlarla birlikte olan kişiler başlangıçta her şeyi kaldırıp, göğüsleyebileceklerini zannediyorlar. Özgüvenleri yetersiz ama yaşadıkları ülkenin de koruyuculuğunu almış gibi hissediyorlar. Kendisinin diğerlerinden farklı olduğu imajını vermeye kalkıyor. Aldatıcı, kaygan, gerçek olmayan bir benlik yaratıyor. Sonra gerçekle yüz yüze geliyorlar. İşin içine, din, gelenekler, kültürel çatışmalar giriyor. Vazgeçme yolunda kendisiyle çatışıyor. Sonra major depresyon, ruhsal çöküntü oluyor. Bu da hayattan kopma, intihar isteği demek."

Seyhan SEVİNÇ


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır