kapat
15.07.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner
Dünyadan
Spor

www.ciceknet.com
Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

www.euronet-tr.com
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 
YAVUZ DONAT

Portreler

İki portre... İki dev çınar... İkisi de içimizden biri... Gösterişsiz, reklamsız... Biri Ankara'da yaşıyor. Halim Çorbalı... Diğeri Bodrum'da: Oğuz Alpözen.

İkisi de "bürokrat."

Biri "emekli."

Diğeri "görevi sürdürüyor."

Hafta içinde Kenan Evren sordu:

- Halim Çorbalı hasta mı?.. Görüyor musun?..

"Çok iyi... Geçen hafta beraberdik" dedik.

"Ve bu yazıyı yazmaya" karar verdik.

***
Halim Çorbalı. Bürokraside "44 yıl" geçirdi.

"Son 14 yılında" Tapu ve Kadastro Genel Müdürü'ydü.

Dokuz hükümetle... On altı bakanla çalıştı.

Adı üzerinde "tek gölge" yok.

Gençliğinde, Gençlerbirliği'nde futbol oynardı... "Pırpır Halim."

"Memuriyeti sırasında" ise...

Futbol Federasyonu Başkanlığı da yaptı.

Merkez Hakem Kurulu Başkanlığı da.

Geçen hafta bize demişti ki:

- Nereye geldiysem... Hangi başarıya imza attıysam... Hepsini spor terbiyesine borçluyum.

***
Çorbalı bir "sırrını" anlattı:

- Merkez Hakem Kurulu Başkanı iken el altından hakemlerin durumunu inceler, defterime not ederdim... Kimin otomobili var?.. Nasıl bir evde oturuyor?.. Geliri ne kadar?.. Geliri ile harcaması birbirini tutuyor mu?

Sonra, bir sırrını daha:

- Diyelim ki Fenerbahçe-Galatasaray maçı var... Ben bu maçın hakemini, beş hafta önceden, kafamda belirlerdim... Maçın yapılacağı hafta ise... Onu çağırırdım... Yan hakemlerini kendin seç derdim.

***
"Eski solaçık... Eski Genel Müdür" Çorbalı'dan tavsiyeler:

r Kulüp yöneticileri "tedbirli bir tüccar gibi" davranmalı... Borçlanmamalı... Aşırı transferler futbola zarar veriyor.

r Spor ve anarşi, yan yana gelmeyecek iki kavram... Aman dikkat... Kulüplere büyük görev düşüyor.

***
İkinci "isimsiz kahramanla", Oğuz Alpözen'le hafta içinde birlikte olduk.

"40 yıllık" müzeci.

23 yıldır da "Bodrum Müzesinin Müdürü."

Bodrum Müzesi "ülkemizde geliri en fazla olan dört müzeden" biri.

Alpözen dedi ki:

- Görüyorsunuz, kültür para da getiriyor.

Gerçekten getiriyor.

Yerli, yabancı her yaştan insan, "kaleyi... Müzeyi" geziyor.

Gönül isterdi ki...

"Bodrum'daki ünlüler de... Peşinde medya ordusuyla dolaşanlar da... Her gece bir barda boy gösteren assolistler de" müzeyi gezsinler.

***
Bazı insanlar vardır ki...

Yaptıkları iş onlar için artık "profesyonel meslek" olmaktan çıkmıştır.

"Yaşam biçimi" halini almıştır.

Oğuz Alpözen işte bunlardan biri.

Müzeyi her gün "geliştiriyor."

Yüzyıllara meydan okuyan, görkemli kaleyi "yaşayan bir varlık" haline getiriyor.

Bir köşede uluslararası bir sanatçı olan Nasuf Cömert "cama hayat veriyor."

Bir başka köşede, bir İngiliz turist "resim yapıyor."

***
Adettendir, böyle yerlerde, yöneticiler hem "şikâyette... İstekte" bulunurlar.

Oğuz Bey'in ise "böyle bir sorunu" hiç olmamış. O sürekli proje üretiyor.

Projeyi gören zaten "hayran oluyor... Gerekli kaynağı sağlıyor."

***
Türkiye bu iki kahramanı "daha yakından tanımalı."

"Birikimlerinden" yararlanmalı.


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır