kapat
15.07.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner
Dünyadan
Spor

www.ciceknet.com
Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

www.euronet-tr.com
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 
ÇETİN ALTAN(caltan@sabah.com.tr )

Dumanı üstünde taze Derviş fıkraları

Kendisini "ülke"nin tek sahibi sanan bir siyasetçi, Kemal Derviş'in "ülke"yle fazla haşır neşir olmaya başladığını görünce, kıskançlıktan yerinde duramaz olmuş:

- Nerden çıktı kardeşim bu adam, diyormuş. Sanki "ülke"nin sahibi kendisiymiş gibi hareket ediyor. Gülücükler yaparak sade her yanına bakmıyor; nesi var, nesi yok, hepsini de gözden geçiriyor... Bana sorarsanız "ülke"ye karşı niyeti kötü bu Derviş'in. Buna izin veremem ben; sonunda haddini bildireceğim ona...

Öteki siyasetçiler:

- Peki, ne yapacaksın, diye soruyorlarmış...

- Ne mi yapacağım; görürsünüz ne yapacağımı...

Bir süre sonra kendisini "ülke"nin tek sahibi sanan siyasetçi:

- Nihayet kararımı verdim, demiş, fena ıslatacağım Derviş'i...

- Ve ne yapmış biliyor musunuz?

Yağmurlu bir günde Derviş'in vestiyere bıraktığı şemsiyesini parçalamış, kimseye çaktırmadan..

Bir takım siyasetçiyle bürokrat, "ülke"yi bir otobüs e bindirmişler ve: aaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa - Seni nurlu ufuklara götürüyoruz, diye basmışlar gaza...

Otobüs sağa sola yalpalıyor, bazen bir oraya, bir buraya savruluyormuş.

Derken müthiş bir gümbürtüyle bir duvara toslamış.

Hazine'nin kolu kanadı kırılmış; Bütçe'nin ayakları tutmaz olmuş; Bankalar "görev zararı" nedeniyle, nefes darlığına uğramışlar...

Sonunda hepsi, hastahaneye kaldırılmışlar. Yapılan analizler sonucunda; otobüs şoförlüğüne soyunmuş olan bazı bürokratlarla siyasetçilerin; aşırı rüşvet, yolsuzluk, talan ve yalan sarhoşu olmaları nedeniyle, duvara toslandığı çıkmış ortaya..

Derken Kemal Derviş de gelmiş hastahaneye... O da yapmış incelemelerini...

- Hiç mi kırık dökük olmayan bir şey bulamadınız, diye soranlara...

- O kadar da değil canım, demiş; mendilleri tertemiz...

Sargılar içinde yatmakta olan "ülke" inleye inlieye lafa karışmış:

- Çünkü burunlarını hep bana siliyorlardı...

Kemal Derviş'e: aaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa aa - Borçları neden bu kadar abartıyorsunuz; borç yiğidin kamçısıdır, diyorlarmış.

Derviş:

- Siz onu demiş; bir de, beygir gözlüğüyle düz yolda yürüdüğünü sanarak; kör bir kuyudan su çıkarmak için, kamçıyı yiye yiye olduğu yerde dönüp duran bir beygire sorunuz...

Kemal Derviş'e sormuşlar: aaaaaaaaaaaaaaaaaaa - Sizce ekonomi inhitara mı teşebbüs etti, yoksa öldürülmek mi istendi?

Derviş:

- Ne intihara teşebbüs etti, demiş; ne öldürülmek istendi. Genç yaşta kendiliğinden vefat etti...

- Peki, nerden çıktı o kadar borç?

- Ekonomi vefat etmişse, cenazeyi de ancak borç alarak kaldırabilirsiniz... Başka bir çaresi var mıdır bunun?

Bazı siyasetçilerle bürokratlar, elleriyle araba direksiyonu kullanıyor gibi yaparak, düt düt diye oraya buraya koşuşup duruyorlarmış.

Kemal Derviş'e:

- Bunlar ne yapıyor böyle, diye sormuşlar.

Derviş:

- Araba yönetiyorlar, demiş...

- Evet ama, ortada ne araba var, ne motor...

- Araba kazaya uğrayıp hurdaya döndü; ancak onlar bir türlü vazgeçmiyorlar şoförlükten...


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır