Canciğer dostlarım olan bu usta hekimlerle de konu dönüp dolaşıp, doktor hatalarına gelir.

Ailesinde pek çok doktor bulunan arkadaşım Eser Alptekin, saygıdeğer babası Abdülkadir beyi ve eniştesi Profesör Oktay Yeğinsu'yu böyle doktor hataları sonucunda kaybetmenin derin şokunu yaşadı.

Antalya'nın en sevilen avukatlarından Zühtü Kebeli adlı akrabamıza, kalp damarlarının tıkalı olduğu söylenip ameliyat olması istendi.

Zühtü bey sırım gibi; sağlıklı, hareketli, neşeli, hayat dolu bir insan.

Kendi haline bıraksan yüz yaşına kadar nezle bile olmadan yaşayacak gibi duruyordu.

Doktorlara güvendi ve güle oynaya ameliyata girdi.

Ameliyat öncesi, doktorları şakalarıyla güldürecek kadar pozitif enerji yüklü olan bu insan, ne yazık ki bir daha kalkamadı.

Yakınlarına ameliyattan sonra yoğun bakıma alındığı söylendi; hiç kimse kendisiyle görüştürülmedi ve birkaç gün sonra kaygı içinde hastanede nöbet tutan yakınlarına öldüğü bildirildi.

Doğru dürüst bir açıklama bile yapılmadan hem de!

Hastanenin tek derdi ve telaşı, 9 milyar lirayı almadan cenazeyi vermemekti.

Böylece kahkahalar atarak hastaneye giren Zühtü bey, yakınlarıyla vedalaşamadan ayrıldı bu dünyadan.

Eminim ki herkesin çevresinde böyle trajediler yaşanıyor.

Hem de yalnız Türkiye'de değil.

Bill Clinton bir konuşmasında, Amerika'da doktor hatasından ölen insan sayısının yüksekliğinden söz etmişti.

Doktor Mehmet Oran'a şifa dilerken, bu yazının bütün doktor ve hastaneleri kapsamadığını belirtir, tıp ahlakına uygun davranan sorumlu hekimlerimizin alınmamasını dilerim.