kapat
30.06.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi


Dünyadan
Spor

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Finansbank

 
ERDAL BİLALLAR(ebilallar@sabah.com.tr )

Öğrencileri ağlatmayın!

Ortalama sınıf geçme notunu tutturamayıp sınıfta kalan binlerce öğrenci ile velileri, Milli Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu'ndan geçen yılki jesti bir kez daha yapmasını, ortalamayı yarım puan azaltmasını bekliyor...

Mevcut sisteme göre; sınıf geçmek için tüm derslerden alınan notların ortalamasının düz liselerde 2, Anadolu Liseleri'nde 2.5, özel liselerde 3 olması gerekiyor... Bu ortalamayı tutturamayan öğrenciler okullar kapandıktan kısa bir süre sonra düzenlenen not yükseltme sınavlarına giriyor...

Hangi dersten sınava gireceğini öğrenci kendisi belirliyor... Dilerse zayıf, dilerse başarılı olduğu dersi veya dersleri seçiyor... Bu sınav sonunda aldığı not veya notlarla ortalamasını istenen düzeye yükseltebilirse bir üst sınıfa geçiyor... Başarısız olursa o sınıfa bir yıl daha devam ediyor...

Ancak...

Öyle oğrenciler var ki; ortalamasını yükseltip sınıfı geçmek için 100 üzerinden 55 puana ihtiyacı varken 50 puan alabiliyor... Sonuçta 5 puan için bir yıl kaybediyor...

İşte bu durumdaki binlerce öğrencinin evinde şu anda yas var... Beni iki gündür telefon, faks, e-mail bombardımanına tutan öğrenciler ve veliler, Milli Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu'ndan yardım bekliyor... Hatta, "Erdal Abi kendisine yalvardığımızı yaz" diyor...

***

SON SÖZ: Sayın Bakanım, sınıfta kalmanın gencecik bir çocuk ve ailesi için hem maddi ve hem de manevi açıdan ne denli yıkım olduğunu bildiğinizden eminim... Binlerce öğrenci adına sizden rica ediyorum; gelin onlara birer yıl kaybettirmeyin... Gelin anne ve babalarının kahrolmasına izin vermeyin.. Son bir kez olsun not ortalamasını hiç değilse yarım puan aşağı çekin...

Turizm Bakanı hesap bilmiyor!
Turizmin patladığını söyleyen Bakan Erkan Mumcu, anlaşılan bu kanıya kelle saydırarak varıyor... Kısacası; Türkiye'ye giriş yapan turist sayısındaki artışa bakıp sevinçten göbek atıyor... Tamam da; turistlerin bıraktıkları döviz de aynı miktarda mı artıyor?

Ne gezer! Turizmden gelen döviz miktarındaki artış ancak yüzde 7'de kalıyor... Akdeniz ve Ege sahillerindeki 5 yıldızlı tesisler dostlar alışverişte görsün misali geçen yıl bir turisti ağırladıkları fiyata bu yıl iki turiste oda açıyor... Hele 15 dolarlık fiyatlara yemek ve içki dahil olunca, tesislere giren turist bir daha dışarı çıkmıyor... Yani Bodrum, Marmaris, Çeşme, Kuşadası esnafına bir tek kuruş bırakmıyor...

Sonuçta; bütün bu göstergeler Turizm Bakanı Erkan Mumcu'nun ya hesap bilmediğini, ya da kendi kendini aldattığını ortaya koyuyor...

Gelirinin yarısını kiraya verip, Hazine arazisine bina dikmeyenler enayi mi?

Kanunsuzluk, kanunla ödüllendirilir mi?
Basiretsizlikleri yüzünden ülkeyi krize sokanlar, halkın verdiği vergileri rantiyeye dağıtanlar, her sıkıştıklarında Batı'ya el açanlar şimdi de gözlerini Hazine arazilerine diktiler.... Bu arazileri satacaklar, devlete kaynak sağlayacaklar...

Daha doğrusu yıllardır süren yağmayı yasal zemine oturtacaklar... Ve üstü örtülü 11'inci imar affını da çıkaracaklar...

Bunu hiçbir vicdan sahibi insan kabullenemez... Kanunsuzluğa başvuranların, kanun ile korunmasına, servet sahibi yapılmasına "Evet" diyemez...

***

Büyük kentlerin çevresi arazi mafyası tarafından parsellenirken seyredenler...

Bununla kalmayıp dikilen kondulara, çok katlı binalara elektrik, su, yol, kanal, telefon gibi alt yapı hizmetlerini götürenler...

Hatta oy uğruna hemşehrilerine "gelip buralara ev yapın" diyerek Hazine arazilerini ikram edenler şimdi hangi yüzle 65 milyona ait bu arazileri yağmacılara, işgalcilere üstelik 3 kuruşa ve taksitle peşkeş çekecekler? Bunun hesabını kanunlara, kurallara saygılı milyonlara nasıl verecekler?

***

Son Söz: Bu arazileri satışa çıkaranlar bilsinler ki; millet "Bunlar yarın parasız kalınca Dolmabahçe Sarayı'nı da, Kızkulesi'ni de, Pamukkale'yi de ve hatta kutsal emanetleri de satarlar" diye korkuyor...

Bu söze inanıyoruz
Kentte mala karşı (kapkaç) işlenen suçları önlemek bizim namus borcumuzdur...

Kapkaççılarla ilgili önceki günkü yazımı, "... Ve artık çocukları bile hedef alan bu serserileri silip atmak polislik mesleğinin namus davası yapılmalı" diye bitirmiştim... Geçici görevle İstanbul Emniyet Müdürlüğü görevini yürüten Vali Hasan Özdemir'in, polisin bu işi namus davası yaptığı yolundaki sözlerini okuyunca inanın umutlandım... Bu serserilerin sokaklardan kazınacağına artık inandım...

DOĞRU SÖZ
Erişmek istedikleri hedefi olmayanlar çalışmaktan zevk almazlar...

TÜKETİCİNİN SESİ

Mango'nun tişörtü!
İstanbul'dan Sara Leon'a, Mango mağazasından hediye edilen penye tişört makinedeki ilk yıkamada deforme oluyor. Leon'un tişörtü geri götürdüğü Bağdat Caddesi'ndeki Mango mağazası yetkilileri, "Yıkama hatası" deyip ürünü değiştirmiyor. Leon soruyor: "Pazardan 1.5 milyona aldığım tişörtün yazısı silinmezken, Mango'da 13 milyona satılan tişörtteki yazılar nasıl yok olur?"

www.sigortam.net


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır