kapat
29.06.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi


Dünyadan
Spor

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Finansbank

 
HAŞMET BABAOĞLU(hbabaoglu@sabah.com.tr )

Bir virüs öyküsü

Gülünç aslında.... Gülüp geçmem gerek.

Ama itiraf edeyim ki, takılıp kaldım!

Neye mi?

Geçen gün sözünü ettim ya, bilgisayarıma bir uğursuz virüs bulaştı.

Virüs bana gelen elektronik mektupları (mail) açmamı önlemekle kalsa iyi... Fakat artık bu işler o kadar düz, o kadar dar kalmıyor elbette. Epey zaman sonra anladım ki, virüsü farkına varmadan ben de başkalarına göndermeye başlamışım.

Düşünün; oturup okur mektuplarına yanıt veriyorum.

Lakin...

Virüs o mektuba yapışıp bir dosya halinde karşı tarafa gidiyor.

Özgürlük alanlarının bedelleri var; insanın belki de en talihsiz yanı bu... Ruhunuzu özgürlük rüzgarlarına dilediğiniz gibi bırakamıyorsunuz; ya ciğerleriniz, ya beyniniz ya da başka "organ"larınız "cereyan"da kalıp hasta oluveriyor.

Siberuzay da, yani bugünün ve geleceğin özgür koşu alanı internet de öyle... Şimdi orada garip bir siberbiyolojik savaş sürüyor; virüsler cirit atıyor.

Üstelik bunu genelde ne Pentagon kafalılar, ne de Saddam taklitleri yapıyor siberuzayda! En acıklısı, bu işin çoğu kez kendini "özgür" sanan velet ruhlardan kaynaklanması...

Bazen güzel bir kadının adını taşıyor bunlar, bazen "Çernobil" gibi ürkütücü anıştırmalar taşıyor. Ama bal gibi virüs hepsi...

Gelelim takıldığım noktaya:

Daha iki gün önce "Haşmet Bey, mektubumu yanıtlayacağınızı hiç sanmıyordum, çok mutlu oldum, sağolun, varolun" diye yazan kimi okurlarımın ikinci yanıtımla birlikte onlara bir bilgisayar virüsü de ulaşınca kendilerinden geçip "savaş ilan etmeleri!"

Gelin de buraya takılmayın!

Yüzlerce elektronik mektuba onca işimin arasında, en azından nezaketen yanıt vermeye çalışırken işi gücü bırakıp virüs göndermek gibi bir haşarılığa hevesleneceğimi düşünmek ayrı bir gariplik!

Hatta birkaç hasta zihin, bu işi bir "kötülük" olarak planladığıma inandığını yazmış; üç dört gün önce "Sen harikasın, şöylesin, böylesin!" diye yazdıkların hatırlamak insanı sarsıyor! "Pis adam, seni tanımalı, zaten yazılarından bunu anlamalıydım" diyor biri... (Zaten aşırı yüceltmekle döverek düşürmek arasında gidip gelen bir kültürün "yaralı" çocukları değil miyiz?)

Önce ciddiye almadım.

Ama gülerken de içim buruldu.

Ne biçim bir toplum olmuşuz biz!

Nasıl kolay inciniyor; ne kadar titrek, ne kadar ürkek ruhlarımız?...

Paranoya korkunç bir sarmaşık gibi nasıl ele geçirmiş zihinlerimizi?..

En beğendiğimiz, el üstünde tuttuğumuz laflardan biri özgüven ama, kişiliklerimiz özgüvenin kırıntısından bile nasiplenmemiş...

Garip değil mi?

Bütün bunlar geleneklerimizle hiç bağdaşmayan tutumlar.

Eve gelen misafiri potansiyel hırsız gibi görme halinin neresi gelenek olabilir zaten!

"Ben bu adamı seveyim ki, bana düşman olmasın, yoksa her an düşmanım olabilir" hesapçılığının neresi geleneksel!..

Ama...

Sonra kızgınlığım geçti.

Çünkü çok hızlı ve çok kısa bir zaman dilimi içinde ciddi toplumsal darbeler alan bir toplumda tek tek insanlar olarak da bozuluyor, dağılıyor, en basit görgü gereklerinden; en insanca kabullerden uzaklaşıyorlar...

Yapılan yapanın yanına kar kalmış, "suçlular" hayatın tadını çıkarmış, suçsuzlar batmış... Böyle bir yakın tarihin içinden bakınca iki gün içinde her türlü rasyonel düşünceden uzaklaşarak beni dost görmekten çıkartıp düşmanı gibi görenlere kızgınlığım kalmadı...

Kırgınlığım da geçti!

Çünkü bir başka okurun bana duygusal bakımdan destek çıkan mektubundaki şu ironik cümle zihnimi açıverdi: "Eeee, artık yoğurdu üfleyerek yiyoruz!"

Doğruya doğru!..

Yine de suçu hep başka yerde aramayalım; tarihte, toplumda filan...

Atalım içimizdeki kuşkuları, düşmanlık tohumlarını...

O zaman, emin olun; biz de hayat kadar güzel olacağız!

AYNA
Erkekler ve kadınlar neden birbirlerine aşkla yönelirler? Temelde yabancı olduklarını unutmak için...

DARIAN LEADER

www.sigortam.net


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır