kapat
29.06.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi


Dünyadan
Spor

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Finansbank

 
ABDURRAHMAN YILDIRIM(yildirim@sabah.com.tr )

Vatandaşın tepesi atarsa

Önceki gün yapılan İstanbul Sanayi Odası meclis toplantısındaki konuşmalar sanayinin içinde bulunduğu durumu ortaya koydu. Sanayi şirketlerinin borçları artmaya, çalışanlar işinden olmaya ve fabrikalar kapanmaya devam ediyor. Otomobil fabrikası Toyotasa ise durmuş. Sabancı'nın deyimiyle günde bir tane bile üretmiyor.

Çünkü talep yeterli değil. İnsanlar ve kurumlar harcama yapmaktan, yatırım yapmaktan korkuyor. Geleceği iyi görmüyorlar. Programın uygulanacağına ve siyasi bir risk doğmayacağına güvenemiyorlar. Faizlerin ne olacağını, kurun nereye gideceğini kestiremiyorlar.

* Dengeler altüst- İSO Başkanı Hüsümettin Kavi'nin dediği gibi, "Piyasalar sakinleşiyor derken, bazen bir cümle, bazen de bir uygulama dengeleri altüst edebiliyor."

Tıpkı Telekom'da yaşananlar gibi. Meclis 15 yasayı çıkardı. Ancak IMF yardımını alma kriteri olan Telekom'un yönetim kuruluna atamalarda iş gelip düğümlendi. ABD hemen uyardı: Programın başarısı yükümlülüklerinizi yerine getirmenize bağlı. IMF açıklama yaptı: Kredi için Telekom meselesinin çözülmesi şart.

* Ya Telekom ya 3'üncü kriz- Yani dün öyle bir aşamaya geldik ki, ya Telekom sorununu çözeceğiz ya da programdan vazgeçeceğiz. Programdan vazgeçmenin faturası belli, 3'üncü kriz.

Üçüncü krizin doğuracağı siyasi sonucun hükümetin lehine olmayacağı açık. Bunu bile bile, Telekom yönetimini kilitlemek niye? Ya sağlık ve inşaat sektöründen sonra telekom sektörünü de ele geçirme amacı, ya da bu ülkede reform yaptırtmama, reform yapmaya kalkanı canından bezdirtip ve istifa ettirtme hedefi. Yoksa başka mantıklı bir açıklaması yok.

* Fatura ekonomiye- Bu, koalisyonun bir partisinin hesabı olabilir. Ancak olan ülke ekonomisine oluyor. Fatura toplumun her kesimine çıkıyor.

Telekom sorununun ortaya açıkmasıyla düşmekte olan faizler yeniden yükseldi. Dün iç borçlanma faizlerindeki 2 puanlık artışın yükü 170 trilyon. Borsadaki ve reel ekonomideki kayıplar da cabası.

* Hiçbir şey eskisi gibi olmaz- Diyelim ki, Telekom krizi de çözüldü. Her şey eskisi gibi olur mu?

Hayır olamaz.

Türkiye ekonomisine destek veren, vermeye aday bütün yabancılar, yerli piyasalar ve kamuoyunun en çok kuşkulandığı, zaman zaman endişeye kapıldığı durum "Bu programın arkasında yeterli siyasi destek var mı? sorusuydu. Yani ekonomi programının önündeki en büyük risk, politik risk olarak görülüyor.

Şimdi Telekom olayını çözüme kavuştursak bile, yerli-yabancı yatırımcıların aklındaki bu politik risk iyice pekişmiş olacak. Programa güven azalacak. Bu da faiz artışı, döviz kuru yükselişi, portföy yatırımlarında azalma, doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının gelmemesi yoluyla ekonomiye eksi olarak geri dönecek.

* İşi daha da zorlaştırdık- Yaşanan son olaydan sonra, hükümetin de, piyasaların da, vatandaşın da işi zor.

Bir iş bu kadar zoraki, bu kadar tartışmayla yapılamaz. Bir gün birisinin tepesi atar. Bu Derviş olabilir, MHP veya Öksüz olabilir. O zaman yapılanlar boşa gider. Ama asıl vatandaşın tepesi atarsa o zaman kötü.

* Sonuç- "Biz zorluğun içinde değil, zorluk bizim içimizdedir" Murray Banks

www.sigortam.net


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır