kapat
29.06.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi


Dünyadan
Spor

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

www.hyundai.com.tr
 

En büyük hayalim İran'a geri dönmek


İran, Rıza Pehlevi'nin burnunda tütüyor: Bulgar kralı gibi seçimle Başbakan olmak isterdim ama mollalar izin vermez
Prens Rıza, Pehlevi Ailesi'nin en büyük çocuğu... İran'da yaşanan 1979 darbesinde henüz 19 yaşında olan Rıza Pehlevi, tıpkı ailesinin diğer üyeleri gibi yıllarca sürgün hayatı yaşadı. İran'ı hep uzaktan izledi... Aradan geçen 19 yıl boyunca İran'a dönebilme umudunu hiç kaybetmedi... Pehlevi, SABAH'a çocukluğunu, sürgün yıllarını, ölen kız kardeşi Leyla'yı anlattı, İran'ın bugünkü durumunu değerlendirdi. Gözlerden uzak bir otel odasında, bir casus gizliliğinde...

UMUDU DEĞİŞİM
Maryland eyaletinin lüks semti Potomac'ta müstakil bir köşkte yaşayan Rıza Pehlevi uzun zamandır süren sessizliğini neden bozduğunu şöyle anlatıyor: "İran'da son yıllarda büyük bir değişim var. Aydın bir kesim ağırlığını hissettirmeye başladı. Yeni alevlenen bu entelektüel akım beni umutlandırıyor. Ancak mollaların iktidarı ellerinden bırakmamak için bu tür siyasi ortama izin vermeyeceklerini de biliyorum. Bu durumda bir iç savaş çıkma olasılığı mevcut."

Pehlevi'ye göre İran'ı kurtaracak tek hareket büyük çaplı ulusal bir referandum. İran'ın hangi rejimle yönetileceği, laik bir devlet olup olmayacağı bu referandumla ortaya çıkacak. Pehlevi şimdilik hayal bile olsa referandumun ülkesini geliştireceğine inanıyor ve İran'ın dünyada Meksika'dan sonraki ikinci genç nesle sahip ülke olduğunu hatırlatıyor.

Rıza Pehlevi'ye Kral iken tahtını terk eden ve 18 Haziran'daki Bulgaristan seçimlerine vatandaş gibi girip galibiyetle çıkan II. Simeon'u hatırlatarak bu konuda ne düşündüğünü soruyoruz. Pehlevi kendi adının İran halkı tarafından en fazla bilinen, tanınan isim olduğunu söylüyor ve "Bu yola başvurmaya hazırım" diyor... "Ancak buna izin vereceklerini sanmıyorum." Pehlevi kendisinin bir katalizör görevi yapmak istediğini, sistem içinde kimin hangi ideoloji ve tercihi varsa bunu açıkça söyleyebilmesi gerektiğini kaydediyor.

SORUNLAR ORTAK
Rıza Pehlevi İran'daki mollalar yönetiminin kendilerini güvence altına alabilmek için komşularına "devrim ihracı" adı altında terör ihraç ettiklerini, bu durumun ABD Terör ve İnsan Hakları raporlarında da bulunduğunu söylüyor. Mollaların Ortadoğu'da barış olmaması içinde terör örgütlerine destek verdiğini belirten Pehlevi, Türkiye ile İran arasında çok sayıda ortak sorun bulunduğunu, bunların başında Kürt sorunu, ayrımcılık olayları ve bölgesel istikrarın geldiğini belirtiyor. Pehlevi şu anki yönetimden Türkiye'nin de rahatsız olduğunu, birçok kez gezi iptal edip toplantılardan çekildiklerini hatırlatıyor.

BABAM DEMİŞTİ
Pehlevi İran ordusunun molla ayaklanmasında pasif kaldığı iddiaları konusunda ise, babasını askeri yetkililerin birçok kez ikaz ettiklerini ancak babasının askeri güç kullanmadığını söylüyor: "Babam, '37 yıl halk için çalıştım ama onlar beni değil de bunu istiyorsa ne yapabilirim?' dedi. Bugün birçok kişi babamı ülkede kalıp mücadele etmesi gerektiğini savunuyor. O tarihlerde marksistler ve diğer tüm güçler mollarla işbirliği içindeydi. Babam daha o zaman bölgenin kaynayacağını söylemişti. Irak'ta meydana gelen gelişmeleri ve Sovyetler'in Afganistan'ı işgalini bekliyordu" diyor.

Casus filmi gibi buluşma
Savaş Süzal, İran tahtının varisi Prens Rıza Pehlevi ile arabulucular sayesinde görüşebildi. Ama bu hiç de kolay olmadı. Süzal, ilginç buluşmayı şöyle anlatıyor:

Sanki bir macera filminde oynuyordum, tanımadığım kişiler beni yönlendiriyordu. Yaşadıklarım senaryo değil, gerçeğin ta kendisiydi... İlk arabulucu Pehlevi'nin röportaj teklifine olumlu yanıt verdiğini söyledi. Önce ilişki kurulacak kişiyle bir telefon konuşması yaptım. Beni arayacağını belirtti ve beklememi istedi. Hafta sonu aradı, görüşme için Salı gününü seçmişlerdi. Onayladım. Ama ne yer ne de saat hakkında bilgi verdiler. Görüşme günü arayacaklarını söylediler. Salı sabahı arandım. Telefondaki şahıs Virginia eyaletinde bir alışveriş merkezi olan Tysons Corner'a gitmemi ve telefonumu açık tutmamı istedi. Yine arandım. Bu kez Mariot Courtyard adlı bir otele gitmem ve lobide beklemem gerekiyordu. Ve bir arama daha... Yeni rotam otelin lokantasıydı.
10 dakika sonra yanıma tanımadığım bir adam geldi. Otelde bu görüşme için tutulduğu belli olan sade bir odaya çıkardı. Sona yaklaşmıştım. Burada İran tahtının varisi 41 yaşındaki Prens Rıza Pehlevi ile tanıştım. Çok sade giyinmiş oldukça heyecanlı Pehlevi'nin ilk sözleri "Bir Türk gazeteciyle görüşmekten mutluyum" oldu.

Amerika'ya gitti, dönmedi
Pehlevi hanedanı 1921'de Rıza Han'ın darbesi ile başladı. Rıza Han 1944 yılında ölünce yerine Prens Rıza'nın babası olan Muhammed Rıza Pehlevi geçti. İran tarihinde bir ilki gerçekleştirerek 1971'de karısı Farah Diba'ya imparatoriçe tacı giydiren Pehlevi'nin ilk çocuğu Prens Rıza 31 Ekim 1960'ta Tahran'da doğdu. Ona ilk ve tek varis gözüyle bakılıyordu. Rıza üniversite çağına gelince savaş pilotu olmaya karar verdi ve Amerika'ya gitti. 1978'de mezun oldu ama İran'da darbe olunca bir daha ülkesine geri dönemedi. Daha sonra Fas vatandaşlığına geçen Rıza, Amerika'da Güney Kaliforniya Üniversitesi Siyaset Bilimi bölümünü bitirince Yasemin Amini ile evlendi. Nur ve İman adlı 2 kız çocuğu olan Pehlevi, ailesinden kalan 25 milyon dolarlık serveti yanlış alanlarda yatırım yaparak kaybetti.

HATEMİ REFORMCU DEĞİL
Rıza Pehlevi ezici çoğunlukla İran'ın yeniden başına geçen Hatemi'ye değinmeden de edemiyor: "Halk, mollalara oy vermemek için Hatemi'yi lider seçti. Reformcu denilen Hatemi'nin ülkeyi yönetmesine ve söz verdiği reformları uygulamasına ise mollalar izin vermiyor." Pehlevi'ye Amerika'da yaşadığını hatırlatarak, eğer kendisinin ülkesinde herhangi bir girişimde bulunursa buna Amerika'nın destek vaat edip etmediğini soruyoruz. Rıza Pehlevi, Amerika'nın İran'a uyguladığı yaptırımları demokrasi ve insan haklarında bir ilerleme olmadan kaldırmasının akılcı olmadığını söylüyor.

Kardeşim Leyla intihar etmedi
RIza Pehlevi'nin kendisinden 10 yaş küçük kız kardeşi, birkaç hafta önce Londra'da bir otel odasında ölü bulundu. Pehlevi kardeşinin ölüm haberini arabayken annesi Farah Diba'dan aldı. O sırada kendi üzüntüsünü unutup annesini yatıştıran Pehlevi, kardeşinin intihar etmediğini söylüyor ve gerekçelerini şöyle sıralıyor:

"Kız kardeşim Leyla 18 yaşındayken bir tür adale hastalığına yakalandı. İnsanı depresyona sokacak kadar yoğun adale ağrıları çekiyordu. Sürekli halsiz olmasına yol açan 'kronik fatik sendromu'na yakalanmıştı. Bu hastalıklarla mücadele etmek için akıl almayacak oranda ağrı kesici ve uyku hapı kullanıyordu. Zaten yorgun olan vücudu bu ilaçlara tahammül edemedi."

Leyla öldüğünden bu yana annesine İran'dan 55 bin taziye mektubu geldiğini söyleyen Rıza Pehlevi, kız kardeşinin sağlığı el verdiği sürece İran ile ilgili konular üzerinde çalıştığını söylüyor.

Babam Atatürk'ü hep örnek aldı
Türkiye ile ilişkiler konusunu o tarihlerde çok küçük olduğu için hatılamadığını söyleyen Rıza Pehlevi, "Büyükannem her fırsatta Atatürk'e ne kadar hayran olduklarını söylerdi. Dedem de Atatürk hayranıydı. Bunu hiçbir zaman saklamadılar" diye konuşuyor. Pehlevi, "Sarayda Türkiye hakkında neler konuşuluyordu?" sorusuna ise, "Pek hatırlamıyorum. Ama Atatürk ülkeye Batı teknolojisi ve eğitimini getiren kişi olarak anılıyordu. Bu teknolojiyi en güzel uygulayan örnek Türkiye'ydi. Babam da Atatürk'ün deneyimlerinden yararlanmak istiyordu" yanıtı veriyor. Pehlevi şöyle devam ediyor: "İran da Türkiye gibi stratejik önemi olan bir ülke. Demokratikleşme ve laiklik konusunda İran'ın önündeki en büyük örnek... Bu durum haliyle mollalar rejimini rahatsız ediyor."

SAVAŞ SÜZAL

www.sigortam.net

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır