kapat
27.06.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi


Dünyadan
Spor

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Finansbank

 
YAVUZ DONAT

Parti değil, kişiler cezalandırılmalı

Devlet Bahçeli'yi biraz "incelmiş, zayıflamış" bulduk. Ve "yanılıyor muyuz" diye sorduk."Hayır, yanılmıyorsunuz" dedi:

- Üç, dört kilo verdim.

- Ne kadar zamanda?

- Üç ayda.

- Nasıl bir rejim yapıyorsunuz?

- Öyle özel bir diyet yok... Biraz dikkat ediyorum, hepsi o kadar.

Sonra siyaset konuşmaya başladık.

ARİTMETİK
- Sayın Bahçeli... Meclis aritmetiği değişir mi?.. Partilerin milletvekili sayıları?

- Önceden kestirmek güç.

- Tahmininiz?

- Kapatılan Fazilet Partisi'nin, şu anda bağımsız olan milletvekillerinin tavırları, belirleyici olacak... Aralarında bir bütünlük sağlayarak yola devam ettikleri takdirde, Meclis aritmetiğinde fazla değişiklik olmaz.

Devlet Bahçeli'ye "bir deyimi doğru bulmadığımızı" söyledik.

TRANSFER
"Transfer" deyimini.

Sonra da...

Sorumuzu sorduk:

- Sizin partinize geçme eğiliminde olan milletvekilleri çıkarsa... Tavrınız ne olur?

Bahçeli:

- MHP'nin bağımsız ya da partili, hiçbir milletvekili üzerinde bir transfer çalışması yok... Önce bu konunun altını çizeyim... Sonra da sizin bahsettiğiniz hususa geleyim.

Ve "o hususa" geldi:

- Transfer sözcüğünün, miletvekilliği ile ilişkilendirilmesini fevkalâde yanlış ve sakıncalı buluyorum.

Devlet Bey devam etti:

TEHLİKE
- Transfer kelimesi milletvekilleri için kullanılmamalı... Transfer, genel anlamda, profesyonellik içerikli bir deyim... Bu da siyasal açıdan çok tehlikeli... Yani "bir karşılığı var" anlamı taşır ki... Milletvekilliği ile bağdaşmaz... "Transfer pazarı açıldı... Transfer kapıları açıldı" gibi kavramlar siyasete, Meclis'e, milletvekilliğine itibar kaybettirir... Kullanılmasını kesinlikle tasvip etmem.

Bahçeli'yi bu "tavrından" dolayı kutluyoruz.

TAVIR
Geçmişte gerçekten "transferler" oldu.

"Transfer pazarları" kuruldu.

Bunlar artık "geride kalmalı."

"Darbelerin... Devirlerin" yaraladığı siyaset, bir de "kirli transferlerle" tahrip edilmemeli.

Yorumumuza ara verelim.

Ve Bahçeli'yi dinlemeye devam edelim:

KAPI
- MHP olarak tavrımız şu... Bütün milletimizle kucaklaşmak arzusundayız... Bizimle inanç, ülkü, gönül birliği içinde olan her insana kapımızı açıktır.

- Devlet Bey, sizce, Fazilet'ten kaç parti doğar.

FAZİLET
- Bu konuları da konuşacak mıyız?

- Tabii... Neden çekiniyorsunuz ki?

- Yavuz Bey, insanları incitir miyim diye çekiniyorum.

- Ama ortada da bir gerçek var... Fazilet kapandı.

- Kapatılması bizi üzüyor... Bunu sakın timsahın gözyaşı diye algılamayın... 57. Hükümet olarak iki defa, parti kapatmayı güçleştirecek Anayasa değişikliği öngördüğümüzü hatırlatırım... Ama gerçekleşmedi.

Devlet Bey'in "bu konudaki" temel yaklaşımı şöyle:

SAYGI
- Parti kapatılması istisna olmalı... Eğer yasaya, Anayasa'ya aykırı bir durum varsa... Bu duruma sebebiyet veren kişiler cezalandırılmalı... Tüzel kişilik değil... Partinin kapanmasından büyük üzüntü duydum... Ancak... Anayasa Mahkemesi'nin vermiş olduğu karara da saygı duymak gerektiğine inanıyorum.

- Devlet Bey... Fazilet'ten kaç parti doğar?

TEMENNİ
- Kurultay öncesi ortaya çıkan "gelenekçi-yenilikçi" ayrımı devam ediyorsa, parti kapama süreci sonunda da iki parti görünüyor... Benim temennim, bütünlük içinde yollarına devam etmeleri... Parçalanmayla bir yere varılmıyor.

Gündemde seçim yok
Devlet Bey... Önümüzdeki günlerde Meclis aritmetiği değişirse...Yani partiler, şimdikinden farklı şekilde sıralanırsa... Açıkçası... MHP birinci parti olursa... Bu durum siyasete, hükümete, koalisyonun işlemesine nasıl yansır?

- Koalisyon protokolü çok açık... Partilerin milletvekili sayısının azalması veya artması, koalisyonun yapısını hiçbir şekilde etkilemez.

- Ya Bakanlık dağılımını?

ETİK
- Hayır... Etkilemez.

- Tabanınızdan... Yakın çevrenizden... Şöyle telkinler gelebilir... Belki de geliyordur... Efendim, biz "birinciliğe" çıktık... Bu durumda... Başbakanlık da bize geçsin.

Bahçeli:

- Ben şahsen, protokoldeki esasa bağlı kalmayı tercih ederim... Siyasal etik de bunu gerektirir.

- Tavrınız... Benim başbakanlığım bile sözkonusu olsa... Önce koalisyon protokolü şeklinde...

- Evet... Koalisyon devam ettiği sürece... Yavuz Bey, bizim bir ilkemiz var.

- Nedir?

- Değişik faktör ve şartları zorlayarak değil, olgunlaşan durumların üzerinde kendi geleceğimizi belirlemek... Benim ilkem de, tercihim de bu.

Biz bu konudaki sorulara devam edince...

Bahçeli "şunları" söyledi:

PROTOKOL
- Siyasi partilerin temel amacı iktidar olmak... Bu şekilde ülkeye hizmeti sürdürmek... Fakat... Bir koalisyonun içindeyiz... Protokol imzalamışız... Hükümet devam ettiği sürece... Koalisyonda bir çözülme olmadıkça... Milletvekili sayısı şöyle olmuş, böyle olmuş... Artmış, azalmış... Koalisyonu etkilememeli... Etkilemeyecektir.

- Devlet Bey... Kısa ya da orta vadede seçim görüyor musunuz?

SEÇİM
- Türkiye'nin bugünkü şartlarında... Kriz sürecinde... Seçimi konuşmak doğru değil... Seçimi düşünmek bence yanlış... Gündemde hiç yok.

Yolsuzlukla

mücadele prensibimiz

Sayın Devlet Bahçeli. 1999 seçimlerinden bir süre önceydi.

Bizleri "Hilton'a" davet etmiştiniz.

Ve orada kürsüye çıkıp "iki hususun" altını çizmiştiniz:

- Yoksulluk ve yolsuzlukla mücadele.

Sayın Bahçeli.

Bugün ne diyorsunuz?

Devlet Bahçeli:

PRENSİP
- Yolsuzluk ile mücadele sürüyor. Mutlaka sonuç alınmalı... Bu mücadelenin, herhangi bir şart altında, yarıda bırakılması söz konusu olmamalı... Sayın Tantan'ın önemli bir mücadelesi oldu... Konuyu ciddiye aldı... Yeni İçişleri Bakanı'mız Sayın Yücelen'in de aynı kararlılığı devam ettireceği kanaatindeyim... 57. Hükümet, yolsuzlukla mücadeleyi prensip olarak kabul etti ve siyasi irade olarak da bu prensibin arkasında duruyor.

Anayasa hemen değişmeli
Devlet Bahçeli "uzun bir süredir" Anayasa'nın değiştirilmesi gerektiğini söylüyor.

"Fazilet konusu yokken" de söylüyordu.

Dün sorduk:

- Anayasa değişikliği?

Bahçeli:

- Partilerarası uzlaşma komisyonunun bir "değişiklik paketi" var, biliyorsunuz.

- Evet... 37 maddelik paket.

- Muhalefet ile de görüşülmeli... Onların da bu 37 madde konusundaki görüşleri olumlu olabilir... Sonra da... Gündemdeki acil yasalar çıkarılır çıkarılmaz... Meclis tatile girmemeli... 1-10 Temmuz arasında, TBMM, Anayasa değişikliklerini ele almalı.

- Sizce mümkün mü?

- Bu olabilir mi diye araştırıyoruz... Bence, neden olmasın?.. Ama eğer olmazsa... Meclis, eylülde olağanüstü toplanmalı... Anayasa değişmeli... Hükümet olarak arzu bu... Ama benim ağırlıklı düşüncem, hemen şimdi.

Halk doğruları istiyor
Sohbetin bu bölümü "esnaf... İşçi... Memur... Çarşı... Pazar..."

Tenceresinde "et mi yoksa dert mi" kaynatan kadın.

"İşsizliğin... Çaresizliğin" boynunu büktüğü insanlar...

- Halk ne diyor Sayın Bahçeli?

- Pazar günü Antalya-Korkuteli'nde, Kartal Yaylası şenliklerine katıldım... Çadırları ziyaret ettim... Ayrılırken Sürekler Köyü'ne uğradım.

- Neler dinlediniz?

- Halk, ekonomik krizin doğurduğu sıkıntıları açık açık ifade ediyor... Şikâyetten ziyade... Düşüncesini açıkça söylüyor.

- Halk bunları söyleyince... Siz ne dediniz?

- Halk, içinde bulunduğu şartları dile getirince... Biz de gereken cevapları veriyoruz... Yapılan işleri anlatıyoruz. Bundan sonra neler yapılacağını söylüyoruz... O zaman, saygıyla karşılıyor... Yeter ki halka doğrular söylensin... Halkımız, doğru bilgiye saygılı.

Kanaat ve şükür

Halk gerçekten "doğru bilgiye saygılı."

Ayrıca...

Halkımız "kanaatkâr."

Bahçeli'ye dedik ki:

- TBMM Başkanı ile çarşı pazar dolaştık... Ömer İzgi Bey, fakir bir vatandaşın, alışverişini yapmak istedi... O kişi istese "birkaç file" doldurabilirdi... Ama ala ala bir kilo patates, bir kilo soğan, bir kilo da domates aldı... Vatandaş böylesine asil... Kanaatkâr...

Bahçeli:

- Evet, çok doğru... Halkımız işte bu... İki önemli kavram var ki, halkımızın manevi değerleri bakımından, ölçü sayılır... Kanaat ve şükür... Türk insanı kanaatkârdır... Ve şükretmesini de bilir.

Derviş dördüncü boyut değil
Sayın Bahçeli... Sizin görüşünüze göre, Sayın Kemal Derviş "kendi partisini" ne zaman kuracak?

- Herhangi bir yorum yapmak istemiyorum.

- Yorum yapmayın ama... Hiç tahminde de bulunmayacak mısınız?

- Hayır... Sayın Derviş, 57. Hükümetin bir Bakanı olarak görevine devam ediyor.

- Derviş Bey kişi olarak, Bakan olarak nasıl?.. Siyasete alışıyor mu?

- Kişiler üzerinde bir beyanda, yorumda bulunmayacağım.

- Derviş Bey bir ara "dördüncü ortak" gibiydi... Ya şimdi?

- Evet, öyle bir görüntü vermeye çalışanlar olmadı değil... Oldu... Sayın Derviş, hükümet içinde dördüncü boyut değildir... Böyle bir durum kabul edilemez.

- Ama Derviş Bey bir ara liderler zirvesine sürekli katılıyordu... Gerçi son günlerde bu uygulama sona erdi...Ama... İlk başlarda durum farklı gibiydi.

- Koalisyon protokolünde dedik ki... Genel başkanlar olarak, ayda bir, biraraya gelelim... Türkiye gündemi yoğunlaşınca, daha sık biraraya gelmeye başladık... Liderler zirvesinin yapıldığı dönemde, gündemi oluşturan konu, ilgili bir bakanın da aramızda bulunmasını gerektiriyorsa... O bakanı toplantıya davet ediyoruz... Bu bağlamda, Sayın Derviş'i de bazı toplantılara davet ettik.

"TRANSFER SÖZCÜĞÜ YANLIŞ"
Devlet Bahçeli, Fazilet Partisi'nin kapatılması sonrası herhangi transfer girişimine girmedik derken "Transfer sözcüğünün, milletvekilliği ile ilişkilendirilmesini yanlış ve sakıncalı buluyorum" dedi.

DERVİŞ İÇİN YORUM YOK
Bahçeli'ye "Derviş ve Siyaset" hakkında sorduğumuz sorular için ortak bir cevap aldık: "Kişiler üzerinde bir beyanda, yorumda bulunmayacağım."

www.sigortam.net


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır