Win-Türkçe
ASCII

YAVUZ DONAT

Meyvenin kurdu

Fazilet Partisi kökenli, çiçeği burnunda bağımsız, İstanbul Milletvekili Ali Coşkun ile dün Meclis'te karşılaştık.

Dedi ki:

- Aç, kapa... Aç, kapa... Artema musluğa döndük.

Çevremizdeki milletvekillerinin tepkisi şöyle oldu:

- Vallahi günün anlam ve önemini en veciz şekilde belirten değerlendirme bu.

Bazı "taze bağımsızlara" sorduk:

- Bu gönden kaç ayakkabı çıkar?

Anadolu'da tabaklanmış deriye... Köseleye "gön" denir.

Belki "gön nedir, bilmeyen olabilir" diye, soruya bir "ilavede" bulunduk:

- Bu koyundan kaç post çıkar?

İlk yanıt Cevat Ayhan'dan geldi:

- Bu gönden bir ayakkabı çıkar... Yepyeni ve daha güçlü bir parti doğar... Eğer ikinci ayakkabı çıkar diye ayrılanlar olursa... Hüsrana uğrarlar.

Bazı "taze bağımsızlara" sorduk:

Ankara Milletvekili Cemil Çiçek:

- Eğer büyük adam ayakkabısı istiyorsan... Çıtayı yükseğe koyacaksan... Geniş bir yelpazeye yelken açacaksan... Bu gönden bir ayakkabı çıkar... Ama yok, çocuk ayakkabısına razıysan... Kaç ayakkabı istersen, çıkarabilirsin.

Kayseri Milletvekili Salih Kapusuz:

- Eğer birlikte karar verme süreci iyi değerlendirilirse... Ve eğer ortak akıl galip gelirse... Bu gönden tek ayakkabı çıkar... Ama ortak akıl galip gelmezse... En az iki ayakkabı.

Ali Coşkun "tamam" diye araya girdi:

- İşte en önemli faktör... Ortak akıl... Bence de ortak akıl hakim olursa, bu gönden bir kundura çıkar... Ama Hoca'ya sorarsan...Veya eski hataları tekrarlarsan... 40 kundura bile çıkar.

Fazilet kökenli bağımsızların şu sıralar en çok kullandıkları sözcükler şunlar:

- Birlik... Beraberlik... Dayanışma.

İstanbul Milletvekili Abdülkadir Aksu "bu sözleri" uzun süre dinledi ve...

"Bir dakika beyler" dedi:

- Birlik... beraberlik... Bunlar güzel sözler... Ama... Boş sözler... Eğer içi iyi doldurulmazsa, altyapısı sağlam olmazsa... Bu sözlerin hiçbir değeri yok... Birlik, beraberlik diyorsunuz... İyi de... Nerede birlik?.. Hangi temelde birlik?

Salin Kapusuz'un "ortak akıl" talebi ne kadar ilgi gördüyse...

Abdülkadir Aksu'nun sözleri de, aynı şekilde "destek buldu."

Meclis'te, iktidar milletvekillerinin oturdukları "kulisi" de dolaştık.

Kiminle konuşsak "oldukça asık bir yüz ifadesiyle" şunları söylüyordu:

- İyi olmadı... Parti kapatmak doğru değil.

Meclis'ten, gazeteye dönünce...

Yazımıza başlamadan önce düşündük.

"Acaba" dedik:

- Son 72 saatte yaşananları "tek kelime ile özetlemek" gerekse... Hangi kelimeyi kullanabiliriz?

Galiba, en doğru sözcük "samimiyetsizlik."

"Üzgünüz" diyen iktidar samimiyetsiz.

Zira...

Samimi olsalardı Anayasa'yı çoktan değiştirirlerdi.

Ve Fazilet kapanmazdı.

Otel salonlarında, TV ekranlarında "partimiz nasıl kapatılır" diye duygusal konuşmalar yapan, eski Fazilet'liler de samimiyetsiz.

Zira...

Partinin kapanması için "ellerinden geleni ardlarına koymayanlar" başkaları mıydı?

Samimiyetsizlik, demokrasi denilen taze meyvenin içini kemiren bir kurt...