kapat
19.06.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner
Dünyadan
Spor

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Finansbank

 
RUHAT MENGİ(rmengi@sabah.com.tr )

Azmin zaferini izlemek!

Türkiye'de; "Hazırgiyim"in duayeni, ilk emprime kumaşın uygulayıcısı ve reklâmı ilk başlatan kişi olan Vitali Hakko ilk "moda müzesi"ni de geçtiğimiz hafta açtı.

Genç Vakkocular uzun süren bir çalışma ve araştırma sonucunda hazırladıkları müzeye Hakko'nun kitabının adını vermişler;

"Hayatım Vakko"

Sabırsızlıkla beklediğim bu açılışı soğuk algınlığım nedeniyle kaçırdım. Orada olmak istememin özel bir nedeni vardı;

Küçük yaşta büyük sıkıntılarla karşılaşan, aynı zamanda okuyup çalışarak, tezgâhtarlıktan başlayıp şapkayı ve vitrini öğrenen Vitali Hakko"nun 1934 yılında Şen Şapka'yı nasıl açtığının ve o küçücük dükkandan koskoca Vakko imparatorluğuna nasıl ulaştığının hikâyesini biliyor, bu öykünün belgeselini de tüm kahramanlarının bulunacağı toplantıda izlemek istiyordum. Bunu gerçekleştiremedim ama belgeseli ve müzeyi hemen görmek için iki gün sonra kendimi Beyoğlu Vakko'ya ışınladım.

Bu müzeyi görmelisiniz
İyi ki gitmişim. Yıllar önce Bedri Rahmi Eyüboğlu, Hoca Ali Rıza, Mustafa Plevneli gibi resim sanatının büyük ustalarının çizgileri ve renkleriyle yapılan tablo gibi eşarpların, çerçevelenerek tablo halinde sergilendiği katı görmek için bile değerdi.

Müzede ise neler var neler;

Sayısız ödüller.. 1940'lı yıllarda evlilik, mezuniyet gibi nedenlerle genç müşteriler tarafından alınan ve istek üzerine bu yıl, artık yaşlanmış sahipleri veya onların çocukları tarafından getirilen renk renk, model model şapkalar..

1988 yılında Necla Seyhun tarafından tasarlanmış nefis tafta ve ipek tuvaletler.. Üzeri kesme metal, renkli taş ve dore deriyle işlenmiş veya payetle "sedef kakma" havası yaratılmış kaftanlar..

Herbiri ayrı birer sanat eseri..

Bill Clinton'ın kravatı, Özal, Korutürk ve George Bush'un ilgili anıları ve bilgisayarda Vakko'nun tüm tarihini izleyeceğiniz "Sanal Müze.."

Mehmet Ali Birand'ın hazırladığı belgeselde bir tek eksik dikkatimi çekti; Vakko'da 20 yıla yakın bir süre çalışarak birçok yeniliğe imzasını atan ve ismi neredeyse firmayla özdeşleşen Deniz Adanalı'nın adının tek bir kez bile geçmeyişi. Vitali Hakko'ya en yakın çalışan kişi olmasına rağmen ona soru sorulmayışı... Bence unutulmamalıydı.

Müzede dikkatimi çeken nokta ise ilk yıllardan başlayarak, her senenin en önemli moda ürünlerinden birer parçanın korunmamış olması.. Şapkalar dahil.. Onun için de müze, olması gerekenden daha küçük ve ilerde mutlaka genişletilmeli.

"Bu müzeyi" ve "o eşarp tabloları" en kısa zamanda görün.

Gezdikten sonra da birinci kattaki Beyoğlu manzaralı Cafe'nin lezzetli yiyicek ve içeceklerinin tadına bakarak dinlenmeyi unutmayın (Fiyatlardan bir demet sunayım size; Sıcak-soğuk salatalar, et yemekleri, omlet ve 'burger'ler 2,5-5 milyon TL. arasında değişiyor. Sıcak, soğuk içecekler 1,5-2,5 milyon TL. arasında..)

Beyoğlu'nda farklı bir gün hoşunuza gidecek!

Anlatın Profesör!
DSP Sivas Milletvekili Prof. Dr. Cengiz Güleç'in dün yayınlanan bir röportajında enteresan cümleler vardı.

Milletvekili "Konvoylarla kahve kahve dolaşmadan, köylere gtimeden bölgesel televizyon ve radyo yayınlarına çıkarak seçim kazandım. Hem de kimseye boş vaatte bulunmadan.." diyor. Kendisi şaşırmış bu şekilde seçim kazanmasına ama aslında şaşacak bir şey yok. Mevcut seçim sisteminde hiçbir milletvekili köy köy dolaşmak, kendini tanıtmak zorunda filân değil. Parti genel başkanının tanıması, istemesi yeterli. Tak diye liste başı yapar, şak diye seçtirir. İsterse en seçilmeyecek adamı bile seçtirir. Sayın Prof. ve diğer seçilenler bununla övüneceklerine bu saçma sapan sistemi en kısa zamanda değiştirmeye uğraşmalılar. (Seçim Kanunu)

Bir de "Sema Pişkinsüt'ün adaylığını çocukca buluyorum. Bu davranışı, Ecevitler'e başka nedenlerle öfke duyanların arayıp da bulamadıkları bir fırsat oldu.." sözü. Demokratik Sol Parti'deki demokrasi anlayışı müthiş değil mi sizce de?

"Sema'nın arkasında ne bir ideoloji, ne bir kadro, ne de bir hazırlık var" diyor.. Oysa belki tek ideolojisi "partide değişim"di ve bu da yeterliydi.. Her milletvekilinin (tabii demokratik bir ülke ve demokratik bir partide) aday olma özgürlüğü vardır.

"Kadro ve hazırlık" konusuna gelince. Eğer liderler buna izin verselerdi her partide genel başkan değişimi mümkün olabilirdi, ama hep birlikte görüyoruz ki olamıyor. (S. Partiler Kanunu)

Boş konuşmayı bırakalım, bize gerçek problemi ve çözümünü anlatın Profesör!

Tankerleri durdurmalıyız!
Sevgili okurlar.. İşte hepinizin, hepimizin destek vermesi gereken bir olay.. Uzun süredir yazmak istiyordum, bir türlü sıra gelmedi ve dün Hürriyet'te Ferai Tınç lâfı kalemimden aldı ve yazdı.

Rus, Kazak ve Azerbaycan petrol tankerlerinin her gün artan sayılarda, Karadeniz'den gelerek İstanbul Boğazı'ndan Akdeniz'e geçmesi dünyanın incisi İstanbul kenti için büyük tehlike yaratacak. 1979 yılında Romen petrol tankeri Independenta'nın Marmara Denizi'nde bomba gibi patlamasıyla birçok bölgedeki evlerin depreme uğramış gibi sallandığını, camlarının patladığını yaşayanlar bilir..

Montrö Anlaşması yapıldığı sıralarda bu petrol tankerleri konusu yoktu. Bugün ise günde kaç tanker ölümcül tehlike riskiyle birlikte burnumuzun dibinden geçip gidiyor.

İstanbul (Allah korusun) bir başka millete ait olsaydı şimdiye kadar yeni anlaşmalar yapılıp bu tehlike kesinlikle bertaraf edilmiş, en azından bir sınırlama getirilmiş olurdu.

Hükümet (3 ay tatilden vazgeçip) bu konuyla ilgili görüşmeleri başlatmak zorundadır. Bunun için de her zaman olduğu gibi toplum baskısına ihtiyaç var.

21 Haziran'da saat 16.30'da, 24 Haziran'da ise 11.30'da Boğaz'da eylem yapılacakmış. Teknesi olanlar Beylerbeyi'nden denize açılacak, olmayanlar sahilden destek verecek.

Hepimiz orada olmalı, büyük bir kalabalık oluşturmalıyız. Bu bizim meselemiz unutmayın!

www.sigortam.net


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır