Bir yasanın öyküsü
2008 Olimpiyatları'nın evsahibinin belirlenmesine 1 aydan kısa bir süre kaldı. Değerlendirme Komisyonu'nun olumsuz raporu ve yabancı medya kuruluşlarının iç acıcı olmayan haberlerine rağmen, İstanbul için umudumuz sürüyor.
Açıkça söylemek gerekirse ben hep bu Olimpiyat Yasası'nı merak ettim. Yani bürokrasi konusunda ünü ülke sınırlarını aşmış Türkiye'de, bu nasıl oldu? İşi erbabına, yani TMOK Başkanı Sinan Erdem'e sorunca aldığım yanıt ibret vericiydi. İşte yasanın hikayesi:
"Biz 1988 yılında bu yasanın taslağını hazırlamaya başladık. Nihayet 4 yıl sonra sayın Mehmet Ali Yılmaz'ın Spor Bakanlığı döneminde çalışmalar sona erdi. İçimiz ferah bir şekilde yasa taslağını Meclis'e gönderdik. Ben öyle politikadan falan anlamam. 'Hemen görüşülür kabul edilir' diye düşünüyorum. O dönemde Korhan Abay beni aradı ve 'Sinan Ağabey, benim programıma katılır mısın? Hem bu Olimpiyat işini de açıklarsın' dedi. Fırsat olur diye kabul edip Ankara'nın yolunu tuttum. Meğer bu bir eğlence programıymış. Şarkıcılar, dansözler katılıyor. Ama konuyla ilgili her şeyi de anlattım. Gece otele gittim. Birdenbire odanın telefonu çaldı. Açtım, karşımda Meclis Başkanı Hüsamettin Cindoruk. Eski arkadaşımdır. Bana dedi ki, 'Programı izledim ama böyle bir yasadan haberim yok. Yarın büroma gel'. Bürosuna gittiğimde bana masasındaki yasa önerilerini gösterdi. Olimpiyat ile ilgili olan altlardaydı. 'Buna 3-4 yıl sonra anca sıra gelir' dedi. 'Bugün Başbakan Demirel gelecek. Beraber öncelikli yasaları tespit edeceğiz. Bunu da onların içine alıyorum' diyerek beni rahatlattı".
FİFA'yı kandıracaklar!
Kulüpler Birliği'nin Alicengiz Oyunu'yla futbolculara kazık atmaya çalışmasına Federasyon da yardımcı oldu. Neyse ki dünyada ve ülkemizde hukuk diye bir kavram var. Bonservisi biten ve 23 yaşının üstündeki her oyuncu, eğer akıllı davranırsa istediği kulübe bedavaya gider. Yönetmelik değişikliği hukuki değildir. Herhangi bir Bölge Mahkemesi ya da olmazsa FIFA, bu işi kökünden çözer. Köle taciri mantığıyla çalışan başkanlar, yine komik duruma düşecekler kısacası.
İsteyince olur
Washington Post'un yazarlarından Tony Kornheiser, NBA final serisi başlamadan önce müthiş bir yazı patlattı: "Lütfen Philadelphia 1 maç kazan. Biliyorum 1 maç kazanmanızı istemek bile fazla. Davut ve Golyat'ın hikayesini çok severim. Ama Shaq o kadar büyük ki, Larry Brown'ın attığı taşı yakalar ve yer. Ama ne olur 1 maç kazanın." Sonuçta 76'ers 1 maç aldı, Lakers da şampiyon oldu. İşte medya isteğiyle maç kazanan takım örneği.
Magazin
