kapat
02.06.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

Dünyadan
Spor

Limasollu

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Finansbank

 
İPEK CEM(ipekcem@sabah.com.tr )

İnternete bürokrasi çelmesi

Düşünce ve ifade özgürlüğünün çoğunlukla 'lüks' olarak algılandığı ülkemizde, İnternetin de sansür kıskacına alınmak istenmesine şaşırmamak gerekiyor. Anayasa Komisyonunda İnternet ile ilgili Basın Yasasına eklenmesi istenen 27. madde kabul görürse, İnternet sitesi açan da, yayınlayan da bu işi yaptığına pişman olabilir.

Yeni bir iş sahası doğuyor
Eğer yasa kabul görürse, İnternet sitesi açmak için valiliğe başvurmak ve sitenin içeriğini her gün basılı olarak cumhuriyet savcılığı ile valiliğe göndermek gerekecek. Bu tür bir uygulamanın yapılması fiziki olarak imkansız. Dünyada cnn.com veya Türkiye'deki haber portallarından herhangi birini ele alalım. Son dakika haberi yayınlamak veya İMKB verilerini güncellemek için günlük çıkış ve başvuru da yeterli olmayacaktır. Her an, her saniye yeni bir çıkış almak ve bunu valiliğe iletmek gerekecektir. Tahminim bu iş için birkaç kişi istihdam edilmezse, yasalara uyulmasının imkansız olduğu doğrultusundadır.

İnternet ayrıca uluslararası bir ortam. Sonu .tr ile biten web adreslerini kontrol altına aldınız diyelim. Peki, Amerika'dan, Avrupa'dan veya dünyanın herhangi bir köşesinden yayınlanan Türkçe içerikli siteler ne olacak? Buradaki içerikler de Türkiye'den izlenebildiğine göre, site sahiplerine aynı yükümlülükler getirilecek mi? Veya benzer yükümlülükler İngilizce gibi diğer dillerde yayınlanan siteleri de kapsayacak mı? Kapsayacaksa bu uygulama nasıl gerçekleşecek? Soruları cevaplamak oldukça güç, çünkü İnternet bizim alıştığımız diğer medyalara benzese de, farkı nitelikleri, birebir karşılaştırma yapmamızı önlüyor.

Suçlu ile suçsuzu ayırmak
Hafta içinde gazete manşetlerinde yer alan diğer bir konu ise, İnternet aracılığıyla işlenen suçlara getirilmesi öngörülen yaptırımlardı. İşin doğrusu, günlük yaşamımızda suç olarak algılanan davranışların, İnternet üzerinde de aynı kategoriye girmesidir. Burada sorun hem gri bölgelerin doğru teşhis edilmesi, hem de suçlunun kim olduğunun netlik kazanmasıdır. Örneğin içeriği yazan mı, yoksa yayınlayan mı suçludur? İnternette servis sağlayıcılık hizmeti veren kurumların, gazete editörlüğü yapması beklenemez. Zaten binlerce ve belki de milyonlarca üyelerinin İnternet üzerindeki her hareketini denetlemek onların görev tanımına girmemektedir. Durum böyleyken, İnternetteki içerikten aynı zamanda yayıncıyı da sorumlu tutmak soruna çözüm getirmez. Yine bir örnekle düşünürsek, Türkçe içerikli suç teşkil eden bir site, yurtdışından bir servis sağlayıcıdan yayınlandığında, bu sitenin kapatılması ülkemiz kanunlarına değil, yayınlayan kurumun bulunduğu ülkenin kanunlarına göre değerlendirilecektir.

Kimse İnternetin bir suç yatağı olmasını istemez. Öte yandan da, İnterneti hızlandıracak, yaygınlaştıracak yasaların önünü açmadan, onu 'ölü doğuma' zorlamak, gelişmekte olan bir ülke için mantıklı bir yol gibi görünmüyor. Sanırım yapılması gereken, İnternetin gelişiminin de denetiminin de, bu yeni medyayı çok iyi anlayan uzmanlarca yönlendirilmesi.

 
Ekonomik programın başarıya ulaşacağına inanıyor musunuz?

Evet
Hayır

 


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır