kapat
02.06.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

Dünyadan
Spor

Limasollu

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Finansbank

 
MEHMET ALTAN(maltan@sabah.com.tr )

Şaka gibi...

Türkiye'de "yerel" ile "evrensel" arasındaki tarihsel çekişme sertleşerek devam ediyor. Yeryüzü standartlarına sahip olmayanlar, yetersizliklerini, "salçalı bir hamaset" ve "bol soslu milliyetçi bir söylem" ile gizlemeye uğraşıyorlar. Türkiye'yi "Ankara'nın sömürgesi" yapmak isteyenlerin temelsiz cazgırlığı ile yeryüzünün zenginleşip özgürleşmemiz için önerdiği "ekonomik aklın" temsilcileri arasındaki restleşme, ikiye bölünmüş garip bir Türkiye resmi çiziyor.

O resmin bir yanında, kıskançlık krizi ile keskinleşen akıl dışı siyasal bir tavrı istifa ile cezalandıran bir dinamik var; öte yanda ise bilgi çağının "üretim aracı" olan internete istibdat dönemi sansürü uygulamak isteyen sinsi ve yerel bir kıvranmanın karanlığı.

Web sitesi yassah
Türkiye'yi yeniden tek parti döneminin karanlıklarına sürükleyecek olan RTÜK Yasası'nın 27. Maddesi, matbaa makinesine karşı Osmanlı'nın gösterdiği bağnazlığı aratmayan bir bağnazlıkla internete karşı çıkıyor. Eğer şimdiden ünlenen 27. Madde Meclis'te yasalaşırsa, bundan böyle tüm bilişim teknolojileri ve internet ortamında sayfa açılması Basın Kanunu kapsamına alınacak. Bilgi-iletişim uzmanı olan Umut Aydın, internetçiler için bunun ne anlama geldiğini şöyle açıklıyor:

"Bu maddenin bize olan etkileri şunlar:
a) Bu yasa tasarısının kabulünden sonra bir web sitesi açabilmeniz için bulunduğunuz mahallenin muhtarından bir ikametgâh belgesi alarak valiliğe veya kaymakamlığa başvurmanız gerekecek.

b) Beyanname verilmeden açılan web siteleri için valilik asliye ceza mahkemesinde yayını durdurma davası açacak.

c) Web sayfalarının içeriğinin ikişer kopyası her gün Cumhuriyet Savcılığı'na iletilecek.

d) Web sitelerinin en az lise mezunu, 21 yaşını aşmış bir sorumlu müdürü olacak.

e) Yabancılar web sitesi açmak için Dışişleri Bakanlığı'ndan görüş ve İçişleri Bakanlığı'ndan müsaade alacaklar."

Osmanlı matbaa makinesine düşmanlık ediyordu, bugünkü Ankara ise yeni iletişim teknolojilerine "dünün matbaası" muamelesi yapmaya hazırlanarak çağdaşlığa tavır alıyor.

İnternete karşı buğday
RTÜK Yasası'nın 27. Maddesi yasalaşırsa, dünyada bir ilk yaşanmış olacak. İlk defa bir ülke interneti basın yasasına dahil ederek, bilgi çağının ruhunu kavrayamadığını açıkça ortaya koyacak. Aslında belki de buna şaşırmamak gerek. Yeryüzü "bilgi çağına" geçti ama bu yeni çağa bıçak çekmeye hazırlanan Ankara hâlâ tarım döneminde ve Türkiye'nin en çok buğday üreten kenti.

Tarım başkentinin, babadan kalma yasakçılık ile yeni çağın özgür ortamına karşı tavır alması belki de normal. Feodal dönemin anlayışı böyle çünkü.

Nitekim yeryüzü internete yasak getirme anlayışını öyle yadırgıyor ki, bunu "1 Nisan şakası"na benzetiyor. Tamamen otoriter bir mantık ile getirilen bu yasağa karşı çıkanların sayısı da az değil tabii. Yerelin "hot zotuna" karşı, evrenselliğin özgürlüğünü talep edenler bunlar.

Örneğin, "Bilişim Sivil Toplum Kuruluşları", bilgi çağına karşı durmaya hazırlanan Meclis'e yaşadığımız çağın simgesi olan internetin özünü ve ruhunu anlatmaya çabalayarak bildiri yayınladı:

"Bizler, internetin temsil ettiği değişimin, sanayi devriminden daha önemli bir gelişmeyi temsil ettiğini ve yaşamın tüm boyutlarını; çalışma, üretim, ticaret, iş yapma, eğlence, öğrenme, yönetim biçimlerini köklü olarak değiştirdiğini düşünüyoruz. Bu değişimin, insanlığı yeni bir toplum biçimine götürdüğünü, adına bilgi bilişim toplumu dediğimiz bu toplum biçimini de, birey, beyinsel emek, bilgi, bilim, teknoloji, araştırma-geliştirmenin ve özellikle bilgi teknolojilerinin itici güç olduğunu biliyoruz."

12 Sivil toplum kuruluşu, internetin neden "basın-yayın ve medya" ile aynı kategoriye konamayacağını mantıklı ve sakin bir tavırla açıklamaya devam ediyor:

"İnternet hayatın birçok boyutuyla kesişir. Basın ve medyanın uzantısı olmak bunların yalnızca bir tanesidir. İnternette alış-veriş yapabilirsiniz, bu anlamda internet bir dükkândır, bankadır, işyeridir veya bunların bir uzantısıdır. İnternette araştırıp öğrenebilir, ders alabilir, bilimsel araştırma yapıp sonuçlarını yayınlayabilirsiniz, bu anlamda bir kütüphane, bir üniversite veya bir araştırma kurumudur. İnternette özel bir mektup gönderebilirsiniz, veya bir grup arkadaşınızla sohbet edebilirsiniz, bu anlamda kişisel ve mahrem bir iletişim ortamıdır. İnternette değişik insanlarla tanışabilir, değişik konularla sohbet edebilirsiniz, bu anlamda kamuya açık bir sosyal ortamdır. İnternette sivil toplum hareketleri yapılabilir, bu anlamda derneklerin, vakıfların bir parçası olabilir."

Ankara, tüm bunlara ikametgah ilmühaberi, vali, kaymakam, polis, mahkeme mantığı ile yaklaşmakta. Sanki bu kadar çok yasak yetmiyormuş gibi, bir de çağın yeni üretim aracına yasak getirilmeye çalışılmakta.

Muasır medeniyet
Eğer, RTÜK Yasası'nın 27. Maddesi kabul edilip yasalaşırsa, Meclis "Bilgi Çağına" karşı bıçak çekmiş sayılır. Ve dünyanın mezrasına dönmekte kararlı olduğunu yeniden beyan etmiş olur. Ama "yerel"in bu içe kapanma ve yeryüzünden kopma refleksine karşı muhakkak ki "evrenselliğin" de bir tepkisi olacaktır. Taliban'ın Buda heykellerine yaptığını biz internete yapmış sayılacağız. "Muasır medeniyet" diye diye sürdürdüğümüz yasakçılığımız bizi Batı'dan öylesine uzaklaştırmış olacak ki, kendimizi Afganistan'a biraz daha yakın hissedeceğiz. Üstelik çağın dinamiğiyle bir kere daha ters düşeceğiz.

Ekonomik akla, yerel siyaset ölçüleriyle karşı çıkan siyasetçinin istifa etmek zorunda kalması gibi, evrenin değişim dinamiği de bu yasakçılığı bir kenara itecek.

Bilgi çağına bıçak çekmiş bir yönetimimiz olması insanın içini acıtıyor. Yasakçılığın hiçbir işe yarayamayacağı böylesine açıkken, bizim yöneticilerin "internet ile basın yayını" karıştırmamasını ve çağın en ileri buluşuna karşı muhtarları göreve çağırmamasını diliyoruz.

Şimdiye kadar çok "ayıplar" yapıldı bu ülkede.

Ama galiba şimdi "gülünçlüğün" sınırını geçmeye hazırlanıyoruz.

 
Ekonomik programın başarıya ulaşacağına inanıyor musunuz?

Evet
Hayır

 


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır