kapat
02.06.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

Dünyadan
Spor

Limasollu

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Garildi
 

Borsacılar bunalımda


İMKB'nin bahçesinde borsacılar Yalova krizini değerlendirip birbirlerine soruyorlar: Bildiğin iyi bir psikiyatrist var mı?
Herkes Cuma gününü çok sever. Ama borsacılar daha çok. İstinye sırtlarındaki İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nın (İMKB) bahçesi, 12 ile 2 arasında bir başka dolup taşıyor. Haftanın son iş gününde Devlet Bakanı Yüksel Yalova'nın açıklamalarıyla zor bir gün yaşayan broker'larla İMKB'nin parmaklıkları dışında konuştuk.

Henüz çiçeği burnundaki broker'lardan Kadriye Dirlik, "Öylesine sıkıldım ki" diyor, "Eve gidip üç yaşındaki oğluma Yüksel Yalova'nın açıklamalarını anlattım. Yavrucak, yüzüme garip garip baktı."

MAAŞIMDAN KESİLECEK
Çünkü, Dirlik bir süre önce büyük bir hata yapmış. "Yine stresli bir gündü. Çok çabuk hareket etmek gerekiyordu. Dealer EGS için, 10 bin lot al dedi. O çabukluk içinde yanlışlıkla 10 bin yerine, 100 bine basmışım. Bir kere tuşa bastınız mı asla geri dönemezsiniz. Hemen 90 bin lot satış verdim. Bir yandan da bildiğim bütün duaları ettim. Kağıt aynı fiyattan satılsın diye. Ancak 45 bini satıldı. Şimdi 450 milyon lira maaşımdan kesilecek."

RAHMETLİ İYİ BROKER'DI
41 yaşında saçları bembeyaz olmuş Ziver Bulut ise, stresten ölen arkadaşlarını hatırlatıyor. "Ömer, çok iyi broker'dı. Çok büyük alım yaptı. Zarar etti. O gün çok sigara içmişti. İki saat boyunca devamlı hatalarını düşünüp durdu. Muhasebesini yaptı. İnsan bu strese nasıl dayanır? O da dayanamadı. Öldü." diyor. Kendi metabolizmasının ise artık strese dayandığını, ama akşamları evde kesinlikle telefon sesi duymaya tahammül edemediğini söylüyor.

Ne ciks kaldı, ne tiki
Aslında birkaç yıl öncesine kadar borsada çalışmak, Amerikan filmlerindeki gibi bir hayat yaşamak gibi bir şeydi.

Zaten bizim İMKB'nin de Wall Street'ten pek farkı yoktu. Yakışıklı, hoş görünümlü, hırslı ve bir o kadar da akıllı gençler için en cazip meslekti broker'lık.

HAVALARI SÖNDÜ
Bizim borsayı da, Armani'den, Gucci'den giyinen, Calvin Klein gözlüklü, 4x4 cipli, jöleli saçlı, baştan aşağı marka takılan tipler doldurmuştu. İyi kazanıyor iyi de harcıyorlardı. Gece klüplerinde VIP ağırlanıyorlardı. Borsa Karaköy'den Reşitpaşa'da deniz manzaralı ultra lüks binasına taşındığında onların havaları bir kat daha arttı. Ama sönmesi uzun sürmedi. Art arda yaşanan krizler kazançlarını da yerle bir etti, havalarını da.

Altı yıldır broker'lık yapan Elif Sevi, onlara ciks ve tiki dediklerini söylüyor. "Lüks giyinen, lüks yerlere giden, piyasa konuşan, devamlı ne kadar para kazandığını, ne kadar kaybettiğini anlatan tipler hala var. Ama eskisi gibi ne ciks kaldı ne de tiki" diyor.

Borsacı hastalığı yüksek tansiyon
Artık, broker'lerın iş çıkışında en çok sordukları soru, "Hangi psikiyatrist daha iyi". Kime sorsanız, ruh sağlığımız bozuldu diyor. Kendisiyle biraz daha barışık olanlar, açık açık tedavi olduğunu da açıklıyor çekinmeden. Tıpkı 12 yıldır broker'lık yapan Ali Okumuş gibi. "Bir gün öylesine bunaldım ki işlem sırasında baygınlık geçirdim" diye başlıyor anlatmaya. "O psikiyatrist senin bu psikiyatrist benim dolaştım. 6 ay teşhiş koyamadılar. Sonra anlaşıldı ki panik atak olmuşum. 6 ay ilaç tedavisi gördüm. Şimdi iyiyim. Aynı duruma düşmeyeceğimin garantisi yok tabii..."

EVİNİZİN YANMASI GİBİ
Okumuş, her gün yaşadıkları stresi ise bakın nasıl paylaşıyor bizimle:

"Kendinize işlem yapsanız da yapmasanız da... 200-300 bin dolarlık risk aldığınız zaman oluyor. Dünkü gibi biri çıkıyor. Nereden çıktığı belli olmayan bir laf sallıyor. Bir anda her şey altüst oluyor. Sigortasız evinizin yandığı haberini almak gibi bir şey. "

Hemen belirtelim, geçtiğimiz yıl İMKB içinde genel bir sağlık taraması yapılmış. Çalışanların yarısından çoğunda kalp, dolaşım bozukluğu, yüksek tansiyon ve kulak hastalığı çıkmış. Borsada çalışıp da dert sahibi olmayan yok gibi.

ARTIK HEP AYILAR KAZANIYOR
BorsanIn kendine has bir jargonu var. Ayılar, boğalar, matadorlar, almalar, vermeler... Hepsinin borsadaki anlamı ilk akla gelenden çok daha farklı. Kendi deyişiyle "artık kaşarlanmış", yani 12 yıldır broker'lık yapan ve krizlerden, politik iniş çıkışlardan çok da etkilenmeyen Ferruh Bilal, "Bu aralar hep ayılar kazanıyor" deyince duraklıyorum. Sonra açıyor ne demek istediğini:

"Bu krizlerin yaşanması doğal. Sağlık Bakanı Osman Durmuş krizinde de aynıydı. Enis Öksüz'de de, Hüsnü Ziya Gökalp'de de aynıydı. Dün Yüksel Yalova'da da aynı oldu. Politikacıların her açıklamasında ölüp ölüp diriliyoruz."

Bu arada bir arkadaşı araya girip "Acı var mı, acı? Onu anlat" deyince devam ediyor Bilal: "Tabii ki acı var. Bir yandan portföy tutuyoruz. Sürekli para kaybeden adam ne kadar sakin olabilir ki! Biz artık kaşarlandık. Ama acemilere acıyorum... Bu aralar hep ayılar kazanıyor. Yani düşüşe oynayanlar. Yükselişe oynayanlar boğalardır. Bir de matadorlar var. Boğaları sürekli avlayanlar. Bugünlerde fazla iyimserler hep avlanıyorlar. Şimdi karşınızda bir ayı var. Bu aradalar hep ayılar kazanıyor."

MİNE ŞENOCAKLI

 
Ekonomik programın başarıya ulaşacağına inanıyor musunuz?

Evet
Hayır

 

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır