kapat
26.05.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

ciceknet

Dünyadan
Spor

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Finansbank

 
İPEK CEM(ipekcem@sabah.com.tr )

Akılcılığa doğru

Siyasetle ilgili kiminle konuşursanız, çoğunluk bu yolun 'herkese göre olmadığını' söylüyor. Bundan kastedilen yalnızca siyasi kariyer yapmanın zor bir iş olması değil. Tam da siyasetin içinde yer alması gerekecek birçok değerli kişi 'bu iş bizim gibilere göre değil' diyor. Üstelik, konuyla ilgili herkeste bir 'hazırcevaplık' mevcut: 'İdealistler başarılı olamaz' diyenler var. 'Temiz kalmak mümkün değil,' 'iyilerin önü kapatılır' gibi yorumlar sayıca fazla. Siyasete ve özellikle de ülkemiz siyasetine dair, çoğu kişide bir bezginlik ve umutsuzluk hakim. Bu ruh hali haklı bazı sebeplere dayandırılsa da, aslında geçerli bir yaklaşım olduğu kanaatinde değilim.

Bizler sisteme birşeyler vermek için çırpınmadıkça, bazı şeyleri düzeltmek için çabalamadıkça, sistemin de birdenbire kendini yenilemesi fizik kurallarına aykırıdır. Bizler statükoyu eleştirmekle kalmayıp, 'romantik' değil, 'gerçekçi' çözüm önerileriyle sivil toplum ve medya olarak, siyaseti değiştirmedikçe, yarın sabah kalktığımızda farklı bir Türkiye'yle karşılaşmayacağımızı bilmemiz lazım.

Demokrasi mi, iş mi?
Gelişmelere farklı bir yorum getirmek istiyorum: Ülkemizin siyaseten sürüklendiği durum, bir yanda demokrasi, öte yanda ise iş yapıp sonuç alma amaçlarının birbiriyle çatışmasından kaynaklanıyor. Cumhuriyet Türkiye'si her ne kadar bazı ortak prensiplerin etrafında kurulsa da, ülkemiz, geleceğini çok farklı noktalarda gören ve artık yalnızca 'sol' veya 'sağ' olarak da ifade edilemeyecek bir mozaikten oluşuyor. Bu mozaik hep mevcuttu, hatta Osmanlı İmparatorluğu döneminde çok daha farklı boyutlar da taşımaktaydı. Ancak bu yapının bir ölçüde 'ifade özgürlüğüne' kavuşması daha çok son yirmi yılda gerçekleşti.

İki yıldır hükümette olan da bu mozaiğin ancak bir bölümüdür, tamamını temsil etmemektedir. Yine de -demokrasi ve uzlaşma adına- hükümet, çok daha ivedilikle yapılması gereken pekçok işi ve alınması gereken bir dizi kararı neticelendirmekte yavaş kalmıştır. Değişimden büyük ölçüde çekinmiş -partilerarası dengeleri bozmamak adına- çok sayıda Bakanlık da dahil olmak üzere- devlet yönetimini hantallaştıran bazı gelenekleri sürdürmüştür. Hatta, Meclis içindeki uzlaşmayı yaratabilmek için (daha doğrusu yaratamadığı için) Cumhurbaşkanlığı veya ekonomi yönetimi gibi çok ciddi kararları, parti bağımlılığı ve geçmiş siyasi kimliği olmayan adaylarla çözmüştür. Hükümetin ekonomi politikası bile, önemli kanun tasarılarının, 'ya dış yardım, ya felaket' tarzı bir dayatmayla Meclis'ten geçirilmesiyle ivme kazanmış durumda.

Öncelikleri netleştirmek
Siyaset herkesin dediği kadar 'pis' bir iş mi? Yapılan diğer işlerden çok mu farklı? Herşeyimiz temiz, yalnızca siyasetimiz mi kirli? Bu soruların cevabını, ezberlediğimiz bazı cümlelerle değil, mertçe vermekte fayda var. Siyaset bizim kirlettiğimiz kadar kirli, temizlediğimiz kadar da temiz olacaktır. Önemli olan bireysel ve toplumsal önceliklerimizi netleştirmek ve yaşamımızı bunun etrafında kurgulamaktır. Toplum olarak duygusal ve kısa dönemli yaklaşımlardan azaltıp, akılcı bir bakış açısı kazanmanın zamanı geldi.

Ben yakın geleceğe umutla bakıyorum, çünkü Türkiye'de bunu yapan milyonlarca kişi olduğundan eminim.

 
Ekonomik programın başarıya ulaşacağına inanıyor musunuz?

Evet
Hayır

 


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır