Uzmanlık konusu bankacılık olan ve bir süre önce IMF Başkan Yardımcısı Stanley Fisher'a danışmanlık yapan Mishkin, "Bu sizin ilk kriziniz değil. 7 yıl önce de büyük bir kriz atlatmıştınız. Tekrarlanmaması için yatırımların artması gerekir. Ama bunu kısa vadeli çözümlerle başaramazsınız. Finansal alanda şeffaflığı sağlamanız gerekiyor. Krizin merkezindeki olay da bu zaten. Finansal sistemdeki bozukluk. Eğer sisteminizde bankaları tam anlamıyla denetleyecek bir kurum yoksa bu krizler yine tekrarlanacaktır" dedi.

"Kriz sonrası Türkiye" seminerine katılan ve sorularımızı yanıtlayan Mishkin, hazırlanan programın krizlerinin tekrarlanmasına müsaade etmeyecek bir yapıya sahip olduğunu, ancak başarıya ulaşılması için halkın ve siyasilerin de desteğinin gerektiğini söyledi. Mishkin, şöyle devam etti:

"Türkiye'nin yıllardan beri yaşadığı sorunların başında kanunların kurumlar tarafından uygulanmaması geliyor. Programın ayrıntıları hakkında bilgim yok, ama olumlu yönde adım atıldığı açık. Türkiye'nin gelişmiş bir Avrupa ülkesi olabilmesi için zayıf olan bankacılık sistemini düzeltmesi gerekiyor. Devlet kurumlarınız da çok zayıf. Bunları düzeltmek kolay olmayacak. Ama bu alanlarda çözüme gidilmezse her türlü kalkınma tedbiri sonuçsuz kalır. Bu krizden öğrendiğimiz şey, bugüne kadar izlenmiş olan para politikalarının iflas etmiş olduğudur." Mishkin, devalüasyon olduğunda bankaların döviz cinsinden borç yükünün arttığını da belirtti. Türkiye'deki bankaların tahsil edemeyecekleri kadar kredi verdikleri için bilançolarının bozulduğunu ve buna bağlı olarak da döviz krizinin ortaya çıktığını söyleyen Mishkin, sonuç olarak para biriminin korunamadığını, faiz oranlarının arttığını ve bankaların aldıkları borçları ödeyemediklerini söyledi.