kapat
06.05.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

ciceknet

Dünyadan
Spor

Limasollu

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Garildi
 

Başarısız rejim gurusu


34. zafer günüm. 34 gündür rejim yapıyorum. Zihinsel ve kültürel bütün faaliyetleri bir kenara bırakmış durumdayım.
Rejim, zayıflama dışında hiçbir şeye kafamı çalıştıramıyorum, başka bir şey konuşamıyorum, her önüme gelene bu konuyu açıyorum. Laf nasıl oluyor da Formula 1 yarışından rejime geliyor cidden bilmiyorum. Sanki kendi yaptığım çok bir halta yaramış gibi ona buna mütemadiyen tavsiyelerde bulunuyorum... Kısacası iğrenç bir rejim gurusu haline geldim. Kendine hayrı dokunmayan guru.

Bir dirençli vücudum varmış ki... Bu kadar olur yani. Bravo. Ruh-vücut benzerliği böyle bir şey olmalı. Hani kötü insanlar aynı zamanda da çirkin olur ya. (En azından Amerikan filmlerinde) Benim ki de o hesap. Ben ne kadar inatsam, vücut da o kadar inat çıktı. Sen kuş kadar ye, iki günde bir spor salonuna gidip canını çıkar, infrasnella denen aletlere gir, elektrik yiyip dur, bütün metro merdivenlerini in çık, günde üç litre su iç, habire tuvalete taşın ve 34 günde üç kilo 400 gramdan fazlasını vereme!!! Tekrar ediyorum, üç kilo 400 gram. 34 günde.

DİRENÇMİŞ!
Bu düpedüz haksızlık. Sinirleniyorum yani. Ne deniyorsa yapıyorum. Sinameki çayları mı içmedim, pul biberli yoğurt mu yemedim (yağları yakıyormuş, boksör tavsiyesi), ılık suya limon mu sıkmadım....

İlk iki hafta diyetisyen rejim yaptığıma katiyen inanmadı. "Bazı vücutlar dirençli işte" derken gözündeki şüphe ışıltısını görmedim değil. Üçüncü hafta açlıktan öyle beynim dönmüştü ki kadıncağız hakkımı teslim etmek zorunda kaldı. Ve hatta "iki ay dayanın, olacak" diye güya teselli etti beni. Söylemesi kolay tabii. Ne olmuş yani iki aycık alaska, kazandibi, iskender, nohutlu pilav, rus salatası, sucuklu tost, karnıyarık, kalbura bastı, pastırmalı kuru fasulye, ıspanaklı kol böreği ve diğer arkadaşlarından uzak kalsam... Ölür müymüşüm... Ona göre öyle. Bütün iştahsızlar da diyetisyen olmak zorunda sanki.

Aptal mankenlere dönmüş vaziyetteyim. O kızların neden öyle moron oldukların anladım. (Bazılarının. Tamam. Hepiniz değil) Sabahtan akşama kadar diyet listeme bakıp duruyorum. Olur da yemeği unuttuğum ufacık bir grissini parçası vardır da es geçmişimdir diye... Güya haftalık bir liste. Ben bir hafta boyunca yemem gerekenlerin hepsini bir öğünde yemek istiyorum.

GÜNAHKåRLAR!
Çöp kutum ağzına kadar salatalık kabuklarıyla dolu. Soyup soyup yiyiyorum. Masam manav tezgahı gibi. İki elma, 20 salatalık, üç domates, marul...

Tam bir takıntı halinde. Rejim yaptığımı bir dakika olsun unutmuyorum. (Gurul gurul bir mideyle zor zaten). Bütün programlarım rejim listeme göre. Sefertasıyla dolaşıyorum. İşe gelirken neyse de arkadaşlarımı ziyarete giderken de sefertası taşımam ciddi bir alay konusu oldu çıktı yani. Hiç umrumda değil tabii. İstedikleri kadar alay etsinler. Esas bana göre yemek yapmadıkları için onlar utansın. Bir meselemiz var herhalde. Rejim yaptığımı etrafımdakilerin unutması ve bana "gofret ister misin" diye sormaları mesela müthiş sinirlendiriyor beni. "Elmalarım bile sayılıyken ne gofreti, ne gofreti!!" diye üstlerine atlamak geliyor içimden. (Bazen yaptığım da oluyor.) Feci bir durum! Pis zamparalar gibi kadınların vücutlarında gözlerim. Kimin ne kusuru var... Vücudumla resmen iddiaya girdim. Yemek tabu oldu. Yiyenlere günahkar gözüyle bakıyorum, ellerine vurasım geliyor. Allah sonumu hayretsin ve artık zayıflatsın lütfen.

MUTLU TÖNBEKİCİ

 
2001 yılı Türkiye 1. Futbol Liginin şampiyonu kim olacak?

Fenerbahçe
Galatasaray
Gaziantepspor
Beşiktaş

 

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır