Meclis Başkanı Ömer İzgi dün Ankara'nın Kızılcahamam ilçesindeydi... Pazarda... Halkın arasında... Kendisini tanıyan da vardı, tanımayan da.
Bir köylü kadın, Meclis Başkanı'nı tanıdı.
Ve ne yapsa beğenirsiniz?
"Liderlerin taklidini" yaptı.
Bir esnaf da Başkan'ı tanıdı.
"Düzeltin" dedi:
- Düzeltin bu işleri efendim.
Ömer İzgi, cumartesi günü de Ankara'nın Elmadağ ilçesindeydi.
Yine "habersiz" gitmişti.
Ve yine "çarşı pazar" dolaşmıştı.
Elmadağlı bir pazar satıcısı, Ömer İzgi'nin kulağına eğildi:
- Efendim, hükümetten memnun değiliz.
Sonra "başkaları da" aynı tepkiyi seslendirdiler:
- Hükümetten şikâyetçiyiz.
İzgi, bir ara sordu:
- Bu hükümet gitsin mi?
Bir köylünün yanıtı:
- Gidecek de kim gelecek?.. Ama söyleyin hükümet düzelsin... Siz Meclis Başkanısınız... El atın.
"Geçen haftaya" dönecek olursak...
İzgi, geçen haftanın sonunda da, Gölbaşı ilçesinin "pazarına" gitmişti.
Yine tanıyan da çıkmıştı, tanımayan da.
Ve konuştuğu herkes, düşüncesini, çekinmeden söylemişti.
Dün Başkan'a sorduk:
- Değerlendirmeniz nedir?
Başkan "üç şey" söyledi
1. Gölbaşı moralsizdi... Halk çok karamsardı.
2. Elmadağlılar, Meclis'in, Meclis Başkanı'nın çok yetkisi olduğunu sanıyorlar... Hükümetin yapması gereken işleri de bizden bekliyorlar.
3. Hükümetten çok memnunum diyen yok... Ama "bu gitsin, yerine şu gelsin" diyen de yok... Herkes, işlerin düzelmesini bekliyor.