kapat
07.05.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

ciceknet

Dünyadan
Spor

Limasollu

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Finansbank

 
SELAHATTİN DUMAN(sduman@sabah.com.tr )

Tırılım tıştan, kurtulduk kıştan!

Mevsimler değişti.. Eskiden başımıza cemreler düşerdi.. Şimdi ekonomik kriz paketleri düşüyor.. Ne yazın tadı kaldı ne kışın tuzu.. Artık ağız tadıyla mevsimlik yazılar dahi yazamıyoruz.. Bu da bana dert oluyor..

Rahmetlİ Burhan Felek, her mevsim dönümünde bir meteoroloji yazısı yazıp kışı uğurlardı.. Kendi deyimi ile "Binüçyüz küsür Rumi yılında 11 Mayıs günü doğduğundan.." özellikle bu aya çok önem verirdi..

Onun yıllar önce yazdığı "Annemin meteorolojisi" yazıları olduğu gibi aklımda kalmış.. Zaten benim aklım bir gariptir, bana ne lazım değilse o bende kalır.. Lazım olanı da unutur giderim..

***
Ben de onun anısına, köşe sahibi olduğumdan beri bu adeti devam ettiriyor; bu vesile ile ondan birkaç kelime ile söz edip, belki de rahmetle anılmasına vesile oluyordum..

Bu yıl bu maç tepişmesinden konumuz kaynadı gitti..

Hıdırellez'i dahi geçirdik ki 6 Mayıs'ta idrak edilir, hiç aklımıza gelmedi..

Yılı ikiye bölmek

Eskilerin takvimine göre 22 Nisan'da yaz yarısı başladı..

Şimdi bu "yaz yarısı" ne diye merak edenler için yazıyorum.. Eskiler yılı ikiye bölermiş.. Bunun yaz yarısına "Ruz-i Hızır" kış yarısına da "Ruz-i Kasım" derlermiş..

Kış yarısının başladığı tarih, kullandığımız takvime göre Kasım ayının altısı.. Gecelerin en uzun olduğu ay ki "Şeb-i Yelda" içinde..

Kırkbeş kırk altı gün sonra "Kara kış" dediğimiz soğuklar başlıyor.. Bu da kırk gün sürüyor.. Eski takvimi takip edenlerin ağzıyla "Erbain" günleri mahlukatın kış uykusuna yattığı bir zaman dilimidir..

Erbain, Arapça'da kırk rakamının karşılığı zaten.. Ondan sonra da "Hamsin" geliyor..

Hamsin'in hesabını da elli gün yapmışlar.. O da Arapça'da "elli" rakamının karşılığı oluyor.. Hamsin günleri Erbain'den daha beter soğuk yaptığından halk arasında "Hamsin, Erbain'den kemsin.." sözü çok kullanılırmış..

Rahmetli Burhan Felek'in annesinini takvimine göre Ruz-i Kasım'ın 93 günü böyle geçiyor, Şubat'ın ilk haftasında Hamsin günleri bitiyor, onu "Zemheri" dediğimiz günler takip ediyor..

Zemheri'nin başı 6 Şubat kabul edilir.. Şubat'a eski Türkler Cücük ayı derlerdi.. Baş belası bir aydır..

***
Cüce Şubat Ayı'nın neden bela olduğunu bir ben bilirim bir de maaşlılar..

Bütün çalışma hayatım boyunca bir tek Şubat ayının sonunu getiremedim.. Elime ne kadar para geçerse geçsin "Cüce Şubat Ayı" sonunda parasız kaldım.. Sözüm ona 28 gündür.. Üç gün daha sürse nefesimizi tümden kesecek..

Her neyse!

Zemheri dediğimiz soğukların alsında pek hükmü yoktur.. Havaların ısınması başlar.. Eskilerin leylekler için söylediği "Yüzde ovaya, yüzyirmi de yuvaya" tekerlemesi baharın habercisidir..

Cemreler de bu ayda düşmeye başlar..

Arapça'da "kor ateş" manasına gelen ilk cemre 20 Şubat'ta havaya düşer.. Bir hafta sonra suya, en sonunda da toprağa.. Cemrelerin arası sıkı soğuk yaptığından Şubat'ın bir adı da "şirret ay"dır..

Hatta "Cemile" ismi ile "Cemre" sözcüğünü birbirine benzeten atalarımız, bu ismi taşıyan kadınların yaradılıştan şirret olacağına inanmışlardır.. Ancak hükümet programı gibi bir inanıştır, aslı yoktur..

Tabiat bu ay sonunda ısınmaya başlar, dolar düşer, borsa kıpırdar, Fenerliler bunalıma girmeye başlar..

Şubat sonunda eskilerin "Kocakarı soğukları" dediği bir üç gün vardır ki kısa bir fırtına yapar.. Ama delikanlı adamlarla, yanakları elma renkli fingirdek kızlara koymaz..

Kocakarı soğukları
Kocakarı fırtınası dediğimiz bu üç günlük döneme eskiden "Berde'l-Acüz" adını vermişler.. "Acüz" omurgamızdaki "kuyruk sokumu" dediğimiz son kemiğin adı olduğundan böyle bir benzetme yapmışlar..

Bazıları bunu kocakarı manasına gelen "Acüze" sözcüğü ile karıştırdıklarından, deyim halkın ağzına "Kocakarı soğukları" olarak yapışmış..

Bu son fırtınadan sonra Mart ayı başlar.. Bunun da "9 Mart" günü belalıdır.. İlla ki bir deli fırtına getirir.. Eskiden öfkesini tutamayan, zırt pırt kavga çıkaran tiplere "Mart dokuzu" derlermiş..

Bundan sonra gelen soğuklara kulak asmayın.. Özellikle gençlere bir zararı olmuyor.. 22 Nisan, yani Nevruz'da da yaz başlıyor.. Eskilerin "Ruz-i Hızır" dedikleri ikinci yarı yıl yani..

***
Bu eski tariflerin kıymet-i harbiyesi kalmadı.. Halk arasında akılda kalan birtek cemreler.. Onlar da tepemize ekonomik bela olarak düşüyor..

Bir de gazeteci taifesinin değişmez bir şakası vardır.. Şimdi o da rivayet oldu ya! Eskiden bütün acemi muhabirlere aynı şakayı yaparlardı.. Şeflerden biri servisin en acemisine "Bugün cemre düşecek, git fotoğrafını çek.." derdi..

Çocuk da "cemre ne?" diye soramadığından makinasını alıp bir yerlerde beklerdi.. Genellikle de havaalanlarında..

Ondan sonra serviste kah kah kah, kih kih kih gülünürdü..

Yeni kuşaktan gazeteci milletine sorun, hemen hepsi bu şakanın sadece kendi servislerinden birine yapıldığını sanır.. Anonim bir eşek şakası olduğunu bilmez..

Bu takvimin artık konuşulmamasının bir sebebi de değişen iklim.. Bu ozon tabakası yırtıldı hani.. Ondan beri tabiat dikiş tutmuyor.. (Ozon'u Siverekliler yırttı, derler ama delil yoktur..)

Kış ortasında baharı, bahar gelince de yazı yaşıyoruz.. İstanbul'un Kasım ayı yıllardır "pastırma yazı" kıvamında..

Kış zaten kışlıktan çıkmış.. Artık ağız tadıyla "Tırılım tıştan, kurtulduk kıştan" diye yazı dahi yazamıyoruz..

Şehirde birbuçuk milyon otomobil var.. Çalıştıklarında motorlarından çıkan ısı, İstanbul üzerindeki atmosferi altı yedi derece etkiliyor.. O sebepten dev bir serada yaşar gibi olduk..

Kimimiz sakız kabağı gibi çiçek açıyoruz, kimimiz Nuri Bey kavunu gibi dipten çürüyoruz.. Kimimiz de turfanda hıyar lezzetindeyiz..

Özellikle "hıyarlık" söz konusu olduğunda dört mevsim ürün vermemiz bundandır..

 
Türkiye bu krizden ne zaman çıkar?

3 Ay
6 Ay
12 Ay
1 Seneden fazla

 


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır