İnternet'de bir süredir, turizm ile ilgilenen Sultanahmet grubu, çok ilginç bir tartışma başlattı..
Bazıları, ülkemize gelen turist sayısının artırılması için, "Turistlere bir dahaki gelişlerinde, belli bir süre bedava kalabilmeleri için kullanabilecekleri pul verilmesini" öneriyor..
Bu sayede yapılacak propagandanın, ülkemize gelen turist sayısında çok ciddi arttırımlar sağlayabileceği belirtiliyor. Örneğin, bir hafta kalan bir turist bir dahaki gelişinde elindeki pul sayesinde 3 gün veya daha fazla süre bedava kalabilecek.. Bunun gerçekleşmesi durumunda, gelecek turist sayısı 50 milyon olarak bile telaffuz ediliyor..
Buna karşılık böylesine bir patlamanın, henüz altyapısı hazır olmayan Türkiye için olumsuz görüşlerin ortaya çıkmasına neden olabileceği de belirtiliyor. Bu görüştekiler önce altyapının tamamlanmasını istiyor..
Ancak henüz, Turizm ve Otelciler Birliği gibi mesleki kuruluşların, bu konu ile ilgili bir görüşünü İnternet'te göremedik. Sanki başka bir sektörün yöneticileri konuşuyor, bu yüzden de onları ilgilendirmiyor..
Sonra yine İnternet'te Ekonomistler gurubu var. Bu sitede de çok canlı tartışmalar yapılıyor. Ve son derece ilginç yorumlar ve öneriler yer alıyor. Türk ekonomisi A'dan Z'ye masaya yatırılıyor.. Müthiş pırıltılı gençler var bu grupta..
Geçenlerde bir yazı okumuştum.. Yazıda, Türkiye'deki sivil toplum kuruluşlarının birlikte sadece 1999 depreminde çalışabildikleri, ancak daha sonra bu birlikteliği sürdüremedikleri anlatılıyordu..
İnternet'te Boğazlar'ın korunması ile ilgili tartışmalar da yer alıyor.. Zaman kalmadı.. Petrol tankerleri yakında tampon tampona geçmeye hazırlanıyorlar.. Bunu durdurmak ve İstanbul'u olası bir felaketten kurtarmak için, tüm sivil toplum örgütlerinin biraraya gelmeleri gerekiyor.. Öyle tek bir örgütün yapması ile olmaz.. Çünkü ne kadar çok ses çıkartabilirsek, o kadar çok etkili oluruz..
Hem de bu konuda dünya çapında organize olmalıyız. Batıdaki sivil toplum örgütlerini de yanımıza çekmeliyiz.. Elimizde tanker kazalarının müthiş görüntüleri ve fotoğrafları var.. Bunları batının TV'lerinde, gazetelerinde yayınlatabiliriz. İlan olarak verebiliriz ve üstüne "Bir daha bu görüntüleri istemiyoruz.. Çünkü..." diyebiliriz.. Aynı görüntüleri batıdaki sivil toplum örgütlerine gönderebiliriz.. Haklı olduğumuza inandıkları zaman gücümüz çok daha artacak, sesimiz çok daha fazla duyulacaktır.. İnanın çok etkili olacaktır yapacağımız eylem..
Bu olay öyle şakaya gelir bir şey değil.. İstanbul halkı Boğaz'ı kapatmalı.. Başka yolu yok bunu önlemenin.. Haftada 2 gün kapatabilsek deniz trafiğine, inanın çok önemli bir iş başarmış olacak sivil toplum örgütlerimiz..
Artık bu tartışmayı İnternet dışına çıkartıp, belki de en büyük sivil toplum kuruluşu olan 10 milyon İstanbullu'nun sahiplenmesine çalışalım..
Bu oluşumun içinde herkes olmalı.. Siyasetçisi, askeri, sivili ile, 7'den 70'e herkes.. Her İstanbullu..
Askeri ile de diyoruz, askeri de bu eyleme katılmaya davet ediyoruz.. Çünkü, Allah korusun ama, İstanbul Boğazı'nda yaşayacağımız bir tanker faciası, asker-sivil ayırdetmez..
Hiç kimse bu görevden kaçmamalı.. Bunun mazereti olmaz.. Koskoca bir kent ve orada yaşayanlar, Kazakistan'ın petrolden para kazanması için tehlikeye atılamaz..
Bizler üzerimize düşeni yapmaya hazırız.. Sizler de hazır olun.. Vakit geliyor..
Magazin
