Orhan Erdemir, 10. saniyede durdurmak zorunda kaldığı maçı, konfetiler temizlenince tekrar başlattığında hızlı başlayan Revivo oldu... Rakip 18'in köşesinde Hasan'dan topu çaldı ama pasından sonuç çıkmadı. 3. dakikada sağdan Taffarel'i avlamak istedi. Tribünler 'Gol' diye ayağa kalktı ama Taffarel topu kornere çeldi.

Sonra sahneye Hagi çıktı. Soldan jilet gibi bir orta yaptı. Mirkoviç ayağının altından kaçırdı. Serkan boş kaleye vuramadı.

İlk 10 dakika maçın resmini çizmişti: Lucescu rakip defansın şişirme topları kazanıp hücum girişimi olarak kullanmasını önlemek ve orta sahasını göğüs göğüse mücadeleye sürmek için Jardel'i kenarda bırakmış, Serkan'ı seçmişti. Ama Rapajç tercihini doğru yapan Denizli, Andersson'u beslemeyi düşünmüş ve Fatih'in hücuma katkısını önlemişti. Nitekim Fatih ilk çıkışını 36. dakikada yapabildi.

G.Saray'ın defans çizgisinin son haftalarda kenarlardan çok, ortadan kırıldığını iddia ediyordum. 12'deki gol de böyleydi. Revivo Popescu'yla Bülent'in önündeki alanı boşalttı, sonra ortadan nefis bir pas attı Ali'ye. Genç futbolcu topu sola açıp Taffarel'i geçti; boş kaleye yuvarladı: 1-0.

Denizli, oyun planına yaptığı Ali Güneş aşısının tuttuğunu zevkle seyrederken, Lucescu verdiği garip görevle geride hapsettiği Hasan'ın oyundan düşüşünü şaşkınlıkla izledi. 25'ten sonra Mirkoviç'in G.Saray'a asistleri (!) dikkat çekti.

51'de Lazetiç-Rapajç-Yusuf paslaşmasından ikinci gol geldi. Orta sahadaki hayati görevinin altından kalkmakta zorlanan Yusuf, golü çok kolay attı: 2-0. Hasan'ın yerine Arif'in girmesiyle G.Saray ağır ağır uyandı. En zor vuruşları müthiş bir beceriyle yapan usta Hagi, 60'ta kaleyi tam karşıdan gördüğü bomboş pozisyonda öyle kötü vurdu ki, inanılmaz!

73'te Andersson'un sıfırdan şutu üst direkten döndü. Jardel'in girişi de oyunu etkilemedi. Skorbordu etkileyen, Rüştü'nün 75'te Suat'ın şutunu koltuk altından kaçırmasıydı: 2-1.

Bu noktadan sonra her şey değişebilirdi. Nasıl? Sarı-lacivertliler'in yorgun düşen kanatlarını zorlayarak. Ama uzun süredir oynamayan Ergün maça ısınıncaya kadar dakikalar geçmişti ve sağ kanatta da Fatih etkisizdi. Emre de, futbol oynamak yerine rakip futbolcularla boğuşmayı ve hakemle didişmeyi seçtiği için G.Saray için yapılacak bir şey kalmamıştı.