kapat
01.05.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

ciceknet

Dünyadan
Spor

Limasollu

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Medyasoft
 
YAVUZ DONAT(ydonat@sabah.com.tr )

Son fotoğraf

İçişleri Bakanı Sadettin Tantan ile dün iki kez konuştuk. İkisinde de Tantan'ın ağzından lafı kerpetenle alabildik. Tantan "Nelerle uğraştığımızı bir bilsen" dedi ve yeni başlatılan "Talan-1" operasyonundan söz etti...

Yeni bir aya girerken Ankara'nın görüntüsü... Siyasetteki dağınıklık sürüyor... Hükümet de giderek "parçalı hale" geliyor. "Anayasa"ya göre, Ankara'da "tek bir hükümet" var.

Ama "doğa yasasına" göre ise...

"Durum" farklı.

Sanki "üç hükümetli... Üç Başbakan'lı bir Ankara" imajı yerleşiyor.

Bir:

Yolsuzluklardan sorumlu Başbakanlık.

Eğer "isimlendirme" gerekirse...

Sadettin Tantan'dan, DGM savcısı Talat Şalk'tan... Jandarmadan bahsedilebilir.

İki:

Ekonomiden sorumlu Başbakanlık.

İsim "tek."

Kemal Derviş.

Üç:

Koalisyonu devam ettirmekten sorumlu Başbakanlık.

İsim, tabii ki Bülent Ecevit.

DÖRDÜNCÜ
Bunlar, son günlerde, siyaset kulislerinde sıkça yapılan "değerlendirmeler."

Dün yine kulislerde "üç Başbakanlık" konusu konuşulurken...

İstanbul Milletvekili Aydın Menderes dedi ki:

- Dördüncünün hakkı yenilmesin.

Sorduk:

- Dördüncüsü hangisi?

- İlk üç Başbakanlık arasındaki koordinasyonu temin eden ve çözülemeyen konuları sonuca bağlayacak tavsiyelerde bulunan Başbakanlık.

- Adı?

- Milli Güvenlik Kurulu.

HANGİSİ
Diyelim ki, bir vatandaşın, önemli bir işi var.

"Kime" gidecek?

Tabii ki "hükümete."

Ama "hangi hükümete?"

Anayasa'nın 109. maddesine göre kurulan ve Meclis'ten güvenoyu alan... Ancak "kimsenin tavuğuna kış demeyelim... Seçima kadar devam edelim" diyen hükümete mi?

Yoksa "tek kişilik Derviş hükümetine mi?" Veya "Tantan'lı... Savcılı... Jandarmalı...Operasyonlu" hükümete mi?

YAZI
Dün "bu konular" üzerinde çalışırken.

Sadettin Tantan ile de konuştuk.

Biz söze "iyi haftalar" diye başlayınca...

Tantan da "girişi" şu sözlerle yaptı:

- Bir yazı yazdın, başıma hayli iş açtın.

Bahsettiği yazı "28 Nisan-Cumartesi" gün yazdığımız yazı.

O yazıda anlatmıştık ki:

"Ersümer'in basın toplantısına Tantan katılmadı... Ersümer'e destek verenler içinde Tantan yoktu."

TELEFON
Cumhur Ersümer, basın toplantısını "27 Nisan-Cuma" saat 14.00'te yaptı.

Devlet Bakanı Rüştü Kazım Yücelen, o gün, saat 12.00 ile 12.20 arasında "ANAP'lı Bakanları" tek, tek aradı.

Dedi ki:

- Lütfen... Saat 14.00'te, Meclis'te, Cumhur Bey'in basın toplantısında olur musunuz?.. Sayın Bakanımıza destek vereceğiz.

Yücelen'in "Tantan'ı aradığı anda" saat tam, tamına "12.14'tü."

Bunu "çok iyi biliyoruz."

Zira...

Sadettin Tantan'a telefon ettiği sırada biz de Başbakanlıkta'ydık... Rüştü Kazım Yücelen'in, ikinci kattaki makam odasında.

Tantan da, telefonda, demişti ki:

- Cuma'ya çıkıyorum... Cuma'dan sonra gelirim.

Dün Tantan'a "bunları" söyledik.

Ve ekledik:

- Cuma, biliyorsunuz, saat 13.30'da biter.

Tantan'ın tepkisi:

- Bu konularda konuşmuyorum... Beni karıştırma.

SAVCI
- Sayın Tantan, neler oluyor?

- Nerede neler oluyor?

- Yolsuzluk... İddianameler... Polemikler... Zaten siz neyi sorduğumuzu biliyorsunuz?

- Herşeyi savcılık yürütüyor... Türkiye bir hukuk devleti... Galiba bazen bu husus gözardı ediliyor.

- İçişleri Bakanı bu olup, bitenlerin neresinde?

- Tepesinde.

- Duruma hakim mi?

- Elbette... Ama tekrar ediyorum... Her şey, savcı gözetiminde cereyan ediyor.

SORULAR
- Sayın Sadettin Tantan... Anavatan Partisi ile ilişkileriniz ne durumda?

- Bu nasıl soru?

- Açık, seçik bir soru.

- Ben Anavatan Partisi milletvekiliyim.

- Parti ile ilişkiniz?

- Gayet iyi.

- Gerçekten mi?

- Bunu ne diye bana soruyorsun?

- Size soruyoruz... Ve ısrarla soruyoruz.

- Öyleyse açık, seçik cevap veriyorum... Gayet iyi... Gittiğim her yerde halkımızdan büyük destek görüyorum. Partimizin tabanı beni kucaklıyor... Diğer partilerin mensupları da aynı şekilde sevgi gösteriyor.

- Yani... Parti tabanı ve genel kamuoyu nezdinde itibarınız yüksek.

- Bunu benim söylemem yakışık almaz... Ama siz herşeyi görüyor, biliyorsunuz.

- Sayın Tantan... Şunu izah eder misiniz?

- Neyi?

- Size karşı sevgi ve destek yükselirken, siyasete ve hükümete karşı güven ve destek neden azalıyor?

- Hükümete güven ve desteğin azaldığını kim söylüyor?

- Biz.

- Sen bunu nereden çıkarıyorsun?

- Bir, kamuoyu yoklamalarından... İki, hergün halkın içindeyiz.

- Beni bu işe karıştırma.

- Neden?

- Çok meşgulüm... Başka şeylerle uğraşıyorum... Şimdi, yeni bir operasyon başlattık.

- Ne operasyonu?

- Antalya'da... Talan-1... Arazi yağması.

- Operasyonların gerisi... Yenileri var mı?

- Kardeşim, nelerle meşgul olduğumuzu bir bilsen... Ama konuşmak istemiyorum... Bak şimdi seninle konuştuk... Bunları yazarsan, yine birsürü şey çıkacak.

- Ne çıkacak?

- Biliyorsun.

- Toplumun herşeyi öğrenme hakkı var... O nedenle, konuştuklarımızı yazacağız.

- İyi, yaz da başıma bir iş daha aç.

- Olur.

KERPETEN
Sadettin Tantan'la dün "iki kez" konuştuk.

Birincisi saat "12.30'da."

"İkincisi" saat 14.20'de.

İkisinde de, "lafı ağzından kerpeten ile aldık."

FOTOĞRAF
Bu yazı... Özellikle de "üç hükümet görüntüsü" Ankara'daki dağınıklığın bir fotoğrafı.

"Bu fotoğraftan ne çıkar" derseniz...

"Şu" çıkar.

"Bu iş" uzun süre böyle gitmez.

Hükümet "önüne gelen kanun tasarılarını" Meclis'e gönderir...

Meclis de "önüne gelenleri yasalaştırır."

Ve sonra "Meclis tatile sokulur.

Hükümetin ömrü, bir süre daha, uzatılmış olur. Sonrası ise...

"Bir başka fotoğraf."

Onu da "bir başka gün" yazarız.

 
Türkiye bu krizden ne zaman çıkar?

3 Ay
6 Ay
12 Ay
1 Seneden fazla

 


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır