kapat
17.04.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

Kangurum

Dünyadan
Spor

Limasollu

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Medyasoft
 
METİN MÜNİR(mmunir@sabah.com.tr )

Yangın duvarları

Belki en iyisi konuya bir benzetme ile girmek. Hazine'den sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş'in programı bir ilaç değil, reçetedir. Bu reçete ile Türkiye kendini yatağa düşüren hastalığı tedavi edebilir. Ancak bunun için reçetenin öngördüğü kimyevi maddelerin eksiksiz olarak biraraya getirilmesi ve hastanın ortaya çıkan ilacı uzun süre içmesi gerek. Kasım 2000'de ve geçtiğimiz şubatta Türkiye ilacı kesti. Çünkü ekonomiye iyi gelen ilaç, siyasileri hasta ediyordu.

Sorun bu noktada düğümleniyor.

Siyasiler eli ile yürütülen rüşvet ve yolsuzluk kısılmadan ekonominin düzlüğe çıkamayacağı artık Uluslararası Para Fonu ve onun ardında duran, başını Amerika Birleşik Devletleri'nin çektiği batılı ülkeler tarafından da anlaşıldı.

Batı, siyaset / talan ilişkisi sona erdirilmeden Türkiye'ye verilecek kredilerin çarçur edileceğini biliyor. Geçen hafta Ankara'da konuştuğum bir yetkilinin deyimi ile, "Batı, siyasilerle hazine arasına yangın duvarları çekilmesi" konusunda ısrarlı. Bu duvar çekilmeden elini cebine sokmak istemiyor.

Batı elini cebine sokmazsa Türkiye bu krizin içerisinden çıkamaz.

Derviş'in reçetesi siyasilerin ellerini devletin ceplerinden çekme reçetesidir ve bu reçetenin doktoru IMF ile ABD'dir.

Merkez Bankası'nın bağımsızlığı, devlet bankalarını siyasi etki dışına çekme gayretleri, özelleştirmeler, taban fiyat uygulamalarına son verme planları; siyasilerin halkın parasını keyfi bir biçimde harcamalarını önleme planının birer parçasıdır. Bu plan uygulanabilirse Türkiye'de sadece ekonomi değil siyaset de kökten değişebilir ve talan üzerine kurulu siyasetten, hizmet üzerine kurulu siyasete geçilebilir.

Peki geçilecek mi? Batı Türkiye'ye, bu geçişi sağlamak için gerekli krediyi açacak mı? Ekonomi düzlüğe çıkacak, siyaset temizlenecek mi?

Ben, kısa vadede, iyimser değilim. Çünkü siyasi yapının ekonomiyi öldürme pahasına Hazine ile olan hortum bağını korumak için mücadeleye devam edeceğine inanıyorum. Türkiye'nin kaderine hakim olan siyasiler, tedavi için şart olan "kesintisiz reform" reçetesini uygulayacak bilgeliğe, eğitime, beceriye, dürüstlüğe sahip değiller ve buna yetecek ölçüde dünyayı tanımıyorlar. Hükümetin "güvenilmez" olarak algılanması fenomeni de değişmeyecek.

Ama konu iyimserlik veya kötümserlik konusu değil.

Esas ölçü, bugün ile, IMF icra kurulunun toplanıp yeni niyet mektubunu (15 ay içerisinde üçüncü olacak bu) görüşeceği gün arasında Derviş'in sıraladığı yasaların Meclis'ten çıkıp çıkmayacağıdır. Kredi ve miktarı ve hatta IMF'le bir anlaşma olup olmayacağı bu performansa bağlı olacak. Kredinin sürdürülmesi de performansın sürekliliğine endekslenecek.

Çok garip bir ülkede yaşıyoruz. Yapılması geren reformların en hararetli destekleyicisi kendi hükümetimiz ve politikacılarımız değil, Uluslararası Para Fonu ve onun ardında duran batılı devletler. "Emperyalistler" ve "kan emiciler" Türkiye'nin köklü reformlar yapıp üçüncü dünyadan birinci dünyaya terfi etmesini istiyorlar ve bu konuda Türk hükümeti ile mücadele ediyorlar. Bu hükümetin en büyük iki ortağı da sözümona "aşırı milliyetçi" DSP ile MHP.

 
Gündemi en çok nereden takip ediyorsunuz?

İnternet Haber Portalları
Günlük Gazete
Televizyon
Radyo

 


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır