kapat
17.04.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

Kangurum

Dünyadan
Spor

Limasollu

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Medyasoft
 
GÜLAY GÖKTÜRK(gokturk@turk.net )

Hangi otobüs?

DYP'nin ve Fazilet Partisi'nin Derviş'in programına verdikleri tepkileri gördükten sonra, "iyi ki, ben de hükümet istifa diye tutturmamışım" diye geçti içimden...

Recai Kutan Derviş'in programı için "dağ fare doğurdu" demiş. Yani, son yıllarda Türkiye'nin önüne çıkarılan en kapsamlı yapısal değişiklik programını fareye benzetmekle, krizi ne kadar anladığını da ortaya koymuş.

Çiller Derviş'in programını "masal"a benzetmekle, kendisinin bir zamanlar büyük gururla açıkladığı İkinci Demokrasi Programı'nı da bize masal niyetine anlattığını bir güzel itiraf etmiş olmuş. İki parti de ağız birliği etmişcesine, "Hani, nerde halkın dertleri; nerede halkın dertlerine çare olacak çözümler" diye bağırmak suretiyle, halkımızın en bilinçsiz kesiminin nabzını tam "damardan" tuttuklarını gayet güzel ortaya koymuşlar.

Evet, halkın içinde öyle bir kesim var. Bu kesim, ne bu krizin neden çıktığını, ne de nasıl çözülebileceğini anlayabiliyor. Kendi yoksulluğu ile varolan yapısal bozukluklar arasındaki sebep-sonuç ilişkisini kuramıyor. Krizin başından beri, kâh meydanlarda, kâh tartışma programlarında "Kısa kesin, siz benim cebime giren paradan haber verin" diye feryad edip duruyor.

İşte o kesim, tam elli gündür heyecanla, Derviş'in paketini açmasını bekliyordu. Çünkü gerçekten de o paketin içinden kendisine para çıkacağını sanıyordu. Çıkmayınca da hayal kırıklığına uğradı. Ben başına gelen krizi bir doğal afet gibi algılayan, sebep sonuç ilişkilerini kuramayan o insanların bu tepkisini anlayabilirim. Ama ülkenin iki büyük muhalefet partisinin başkanı da aynı ilkel tepkiyi verirse...

O zaman, "şükürler olsun ki, bu ilkesiz partilerin 'hükümet istifa' kampanyasına alet olmamışım diye sevinirim.

***
Doğrusu başlangıçta kafam biraz karışıktı.

Bir yanda siyasi enkaz halinde bir hükümet ama yine bu hükümetin göreve çağırdığı güven veren bir bakan... Bir yanda da, böyle radikal bir programın siyaseten bu kadar zayıflamış bir hükümet eliyle uygulanamayacağını söyleyenlerin "hükümet istifa" çağrıları...

DYP'nin ve Fazilet Partisi'nin Derviş'in programına verdikleri tepkileri görünceye kadar tereddütlerim vardı.

Ama Çiller'le Kutan'ın tepkisini görünce, istifa çağrılarının yanlışlığı konusunda içim rahatladı.

Öyle ya, bunlar hükümet kursa daha mı iyi olacaktı!

Şimdiki hükümet zayıf-mayıf ama lafzen de olsa bu programa destek olacağını söylüyor. Oysa muhalefet programa resmen karşı çıkıyor.

Peki benim için önemli olan ne? Program değil mi? O vakit yıllardır yapısal değişim diye tutturan ben, neden yapısal değişiklik programına köstek olmaya çalışan bir cepheyi destekleyeyim?

Şimdiye kadar hükümetin istifasını isteyen birçok kişi ya da çevre, Derviş'in sunması beklenen programı olumlu buluyor, ama bu hükümetle gerçekleşmeyeceği için hükümetin istifasını istiyordu. Şimdi bu çevrelerin görüşlerini gözden geçirmelerinde fayda var. Çünkü, muhalefetin de katıldığı bir hükümetin daha büyük bir kamuoyu desteği olabileceğini kabul etsek bile, bunun ne faydası var? FP ve DYP bu programı desteklemedikten sonra, arkalarında kamuoyu desteği olmuş ne olacak, olmamış ne olacak...

Bu neye benzer biliyor musunuz...

İzmir'e gitmek üzere otogara geliyorsunuz.. Ama İzmir'e giden otobüsün şoförünü yorgun, arabayı eski ve bakımsız buluyorsunuz. Bunun üzerine, sırf arabası daha sağlam, şoförü daha zinde görünüyor diye, Sivas'a giden otobüse biniyorsunuz.

Tabii maksadınız, bir yere varmak değil de ne olursa olsun otobüse binmekse, verdiğim bu örnek size birşey ifade etmeyecektir.

 
Gündemi en çok nereden takip ediyorsunuz?

İnternet Haber Portalları
Günlük Gazete
Televizyon
Radyo

 


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır