kapat
12.04.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner

Dünyadan
Spor

Limasollu

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Finansbank

 

Sorun ekonomik değil siyasi


Dünyanın önde gelen uzmanları, Türkiye'deki ekonomik sorunların kaynağının siyasi olduğunu belirterek önce siyasi kirliliğin önüne geçilmesi gerektiğini vurguluyorlar
Türkİye'dekİ ekonomik kriz, dünyanın gözlerinin Türkiye'ye çevrilmesine neden oldu. Devalüasyonun henüz sıcak olduğu günlerde uluslararası piyasalarda adından çokça bahsedilen Türkiye, daha çok sıcak gelişmelerle gündeme geliyordu. Ancak yeni program şekillenmeye başladıkça, uluslararası uzmanlar daha çok Türkiye'deki yapısal sorunları mercek altına almaya başladı. Bu nedenle, Türkiye'deki yapısal reformların önündeki en büyük engel olan siyaset de yabancıların gündemine oturdu. Son iki gün içinde dünyaca ünlü birçok uzman, Türkiye'deki sorunların ekonomiden değil, siyasetten kaynaklandığı konusunda görüş açıkladı.

Özellikle dış kaynak için arayışta olan Türkiye için negatif referans sayılabilecek bu görüşlerde, dinamik Türk ekonomisi için en önemli adımın politik istikrarı sağlamak olduğu belirtildi. Dış çevrelerin Türkiye ile ilgili görüşleri, yabancı basına şöyle yansıdı:

ABD'DEN UYARI
ABD'de, iktidarda olan Cumhuriyetçi Parti'nin önemli isimlerinden Richard Perle, "Türkiye'nin Amerikan yönetiminin desteğini alabilmesi için reformlarla ilgili kararlılığını yeni programıyla kanıtlaması gerek" dedi. W. Bush'un seçim dönemindeki dış politika danışmanı olan Perle, görüşlerini şöyle aktardı: "Üç kamu bankasının zararı 40 milyar dolar. Siyasetle içiçe olan bankalar Türkiye'de yolsuzluğun esas kaynaklarından biri. Bu bankaların siyasetle bağlantılarının hemen kesilmesi gerek. Türkiye, bu yönde adımla ABD'nin sempatisini kazanabilir."

ING Barings, son raporunda, Türkiye'deki siyasi kirlilikten sözetti. Dün raporla ilgili bir açıklama yapan banka analistlerinden Phillip Poole, Türkiye'nin asıl sorununun ekonomik değil siyasi olduğunu söyledi. Geçen yılki programın olumlu olduğunu, ancak siyasi anlaşmazlıklar nedeniyle yarıda bırakılmak zorunda kalındığını açıklayan Poole, "Programın başlayacağı dönemde hazırlamış olduğumuz raporda, 'Siyasi kararlılık mümkün olursa ve anlaşmazlık yaşanmazsa başarının yakalanabileceğini' öngörmüştük. Ancak zaman endişelerimizi haklı çıkardı ve ekonomi siyasete bu kadar bağımlı olmayı kaldıramadı. Türkiye, kısa vadede siyasi sorunlarını aşıp, toplumsal bir uzlaşı içinde ekonomiye ağırlık vermek zorunda" dedi.

'ZOR KARAR' ALINMALI
Türkİye'nin durumunu siyasi iradesizliğin bir sonucu olarak tanımlayan Massachusetts Institute of Technology (MIT) profesörlerinden Rudi Dornbusch, yazdığı makalede ülkenin ciddi bir finansal çöküşe doğru gittiğini ifade etti. Siyasilerin hala tehlikeyi görmekten uzak olduğunu belirten Dornbusch şu tespitleri yaptı:

"Türkiye çok uzun süredir krizin pençesine düşmekten kurtuldu. Ancak bu süre içinde borcu arttı, bütçe açığı büyüdü, enflasyon yükseldi. Kötü siyasetin tüm semptomları yaşandı. Kötü siyaset ne demek? Tüm aksayan noktaları örtmek, şeffalaşmaktan uzaklaşmak demek. Devleti disipline edecek kararları ertelemek demek. Harcamaya devam edip, bu düzeni sarsacak kişileri ortadan kaldırmak demek. Rüşvete, yağmacılığa izin vermek demek. 2000 yılındaki IMF programı Türkiye'yi bu sıkıntılardan çıkacak gibi göründü. Önce faizler düştü, enflasyon geriledi, ithalat ucuzladı, büyüme hızla arttı. Hangi siyasetçi bu büyümeye hayır diyebilirdi ki!

Ama Kasım krizi ülkeyi hazırlıksız yakaladı. IMF elindeki 10 milyar doları sallayarak sahneye girdi, ancak piyasadaki güven sarsıldığı için bir işe yaramadı. Krizde 2. sahne, Şubat'ta Cumhurbaşkanı ve Başbakan arasındaki tartışmadan ortaya çıktı. Türkiye şimdi 3. perdenin hazırlığında. Ülke krize çok kötü bir bütçe ve yüksek kamu borcu ile yakalandı. Kamu borçları ödenemez duruma geldi. Bu borcun ödenmesi için iki yol var. Ya enflasyon yaratılarak ödenecek ya da konsolidasyon kararı alınacak. Türkiye'nin bir an önce birkaç kötü yılı göze alıp harekete geçmesi gerekiyor.

"TÜRKİYE'DEN ÖZÜR DİLERİZ"
Ünlü Hollanda bankası ING Barings, dün sayfalarımızda yayınlanan "Terbiyesizlik" başlıklı fotoğraflı haberle ilgili olarak bir açıklama gönderdi. Bankanın amacının kesinlikle Türk insanını ya da ekonomisini rencide etmek olmadığını belirten açıklamada, "Yanlış anlaşılmadan ötürü Türk halkından özür dileriz" denildi.

ING Barings'in, Türkiye için uluslararası piyasalarda her zaman olumlu referanslar veren bir banka olduğu vurgulanan açıklamada, şu görüşlere yer verildi: "Dün gazetenizde yayınlanmış olan Directional Economics adlı raporda niyetimiz kesinlikle Türk insanına ya da Türk ekonomisine bir saldırı değildir. Kapaktaki resim, Türkiye'nin devalüasyon sonrasındaki ekonomik problemleri ve hükümetin mevcut krizden sıyrılmasının zorluklarını yansıtmak için kullanıldı. ING Barings olarak bu resimden doğan yanlış anlama nedeniyle özür diliyoruz. Gerçekte tamamen Türkiye ile ilgili olmayan rapor, Türkiye'de yaşananlardan ders çıkarmak ve Avrupa'da bulunan diğer ülkelere bu dersi iletmeyi amaçlamıştır."

 
İstanbul 2008 Olimpiyat Oyunlarına seçilebilicek mi?

Kesinlikle Evet. En güçlü aday İstanbul ve bu sefer seçilecek.
Hayır. Rakip ülkeler daha üstün özelliklere sahip İstanbul yine yenilecek.
İstanbul başarılı olabilir ama Uluslararası Olimpiyat Komitesi İstanbul'u seçmeyecek.

 

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır