kapat
05.04.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner

Dünyadan
Spor

Limasollu

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Turk.Net

 

Ekonomiyle birlikte hayatlar da çöküyor


Türk Böbrek Vakfı Hizmet Hastanesi'ndeki 450 böbrek hastası, kara kara düşünüyor: Hemodiyaliz makinesine bir gün girmesek ölürüz ama o da dolarla
DolarIn değişen kur oranı nedeniyle ecza depolarının, ilaçları hastanelere ve eczanelere satmadığı ve kritik durumdaki hastaların yavaş yavaş ölüme terkedilişi her gün 'hatırı sayılır şekilde' haberlerin ilk sıralarında yer alıyor. Yaşamın ince çizgisi, doların yeşil rengine bağlı artık...

Türkiye'deki hemen hemen her hastane, ilaç sıkıntısı yaşıyor. Türk Böbrek Vakfı Hizmet Hastanesi bunlardan sadece biri. Hastanede 450 hasta düzenli tedavi görüyor ama ilaçsız. Başhekim Dr. Osman Akalın, özellikle ithal ilaçlarda sıkıntı çektiklerini belirtiyor. Ağırlıklı olarak da hemodiyalizde kullanılan, kanı sulandıran ilaçları temin etmek büyük sıkıntı...

'HAYATIMIZLA OYNUYORLAR'
Başhekim Akalın, "Bize dün 'elimizde ilaç yok' diyen ecza depoları bugün peşin parayla ilaç alacağımızı söylediğimizde olmayan ilaçları depolarından çıkarıveriyorlar. Sağlık Bakanlığı ve İl Sağlık Müdürlüğü bu rezilliğe bir son vermeli ve bu ecza depolarını denetlemeli. Hastalarımıza bu sıkıntıları göstermemeye çalışıyoruz ama işin içinden çıkamayacak duruma geldik. Burada tedavi gören 450 hasta ölüme terkedilirlerse, bunun sorumlusu kim olacak?" diyor.

Akalın, "Bu ülke ilk defa kriz yaşamıyor, ama sağlık sektörü ilk kez böylesine bir krizle karşı karşıya. Ecza depoları halkın sağlığıyla oynuyor" diyerek, ekliyor: "Bizim hastalarımızın yüzde 90'ı sigortalı hastadır. Bir de devletin karşılamadığı masraflar var. Bu masrafları vakfımız karşılar. 1 hastanın aylık maliyeti 1.5 milyar lira. Biz, krize rağmen bu hastalara şifa dağıtıyoruz. Buraya gelen hasta evinde gibi rahattır, hiçbir sıkıntı çekmez. Şimdi ilaç sıkıntısı var mı, yok mu; onu bile bilmezler ama yakında bıçak kemiğe dayandığı zaman ne olur bilmiyorum. Biz paramızla ilaç alamaz hale geldik."

'BİR GÜN ÖLÜMÜZ ÇIKACAK'
46 yaşındaki böbrek hastası Emine Cukuryurt anlatıyor: "Cebimde 1 buçuk milyon para vardı, karnımı çubuk kraker yiyerek doyurdum. Demek ki insanlar için para kazanmak daha önemli, bizim cebimizde para yok ama devlet sağolsun bize burada bakıyor, yoksa ben bir gün bile bu makinelere bağlanamazdım. Oysa şimdi devletin ödemediği ilaçları bizlere satmıyorlar, adamlar dolar yüzünden fiyat belirleyemiyorlar, bu yüzden bu ilaçları alamıyoruz. Eskiden borç alıp ilaç alırdık, şimdi ilaç bile bulamıyoruz." Emine Cukuryurt, "Birgün dolar yüzünden ölümüz çıkacak buradan" diyor.

'1 DOLAR BİLE ETMİYORUZ'
13 senedir diyaliz makinesine bağlı olan 36 yaşındaki Ramazan Öztürk ise şunları söylüyor: "Burada ilaç krizi olup olmadığını bizlere yansıtmazlar, ama burada ne görüyorsanız herşey dolar üzerinden çalışıyor; ilaçlar, makineler, parçaları, hemen hemen herşey. Bu yüzden ileride bu sorun büyürse bizler ölebiliriz. İlacı bir gün almasan olur ama makineye girmezsen ölürsün. Bu hayat bu kadar mı ucuz Türkiyede? 1 dolar kadar değerimiz yok bizim bu ülkede. Geçim sıkıntısını zaten unutmuş durumdayız, bari yaşamamıza izin versinler."

SONUMUZ ÖLÜM ME YANİ?
Atİlla Terzi, 56 yaşında bir böbrek hastası. 11 senedir diyaliz makinesine bağlı olarak geçiriyor ömrünü ve soruyor: "Her hafta salı, perşembe ve cumartesi günleri dört saat boyunca bir makineye bağlı olarak yaşamak ve eğer bir kere bu hayata bağlanma aksatılırsa sonunun ölüm olacağını bilmek ve yine de yaşamak ne demek, siz biliyor musunuz?"

Atilla Terzi ekliyor: "Ekonomi çöktü diye bizler de mi çökmek zorundayız? Eprex 2000 diye bir kan ilacı var. Bu ilacı düzenli olarak kullanmalıyız, fakat fiyatının şimdi 500 milyon liraya yaklaştığı söyleniyor. Ben nasıl alabilirim ki bu ilacı?"

PEKİ BİZ KİME İNANALIM?
SAĞlIk Bakanı Osman Durmuş, Türkiye'de hiçbir ilacın yokluğunun sözkonusu olmadığını, ilaç sıkıntısı olan hastaların İl Sağlık Müdürlüklerine başvurmalarını istedi. Durmuş, 2000 yılında 320 böbrek nakli gerçekleştirildiğini belirterek, piyasada bulunmadığı söylenen böbrek ilaçlarının da organ naklinden sonra kullanılan ilaçlar olduğunu söyledi.

"Ortada sadece 320 vaka var" diyen Durmuş, internetten her türlü ilacın getirilebildiğini veya reçetesi ile Sağlık Bakanlığı'na başvuran vatandaşların ilaçlarının 1 hafta içinde teslim edildiğini hatırlattı.

ÜÇ AYDA BİR ZAM
Hiçbir ilacın yokluğunun sözkonusu olmadığını ifade eden Durmuş, ilaç üreticileri ile varılan mutabakat sonucu, ilaca her üç ayda bir TEFE (Toptan Eşya Fiyatları Endeksi) oranı kadar zam yapıldığını söyledi.

Burak KARA

 
İstanbul 2008 Olimpiyat Oyunlarına seçilebilicek mi?

Kesinlikle Evet. En güçlü aday İstanbul ve bu sefer seçilecek.
Hayır. Rakip ülkeler daha üstün özelliklere sahip İstanbul yine yenilecek.
İstanbul başarılı olabilir ama Uluslararası Olimpiyat Komitesi İstanbul'u seçmeyecek.

 

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır