kapat
31.03.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

Kangurum

Dünyadan
Spor

Limasollu

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Garildi
 

Bu köyün delisi yok


Özdemir Erdoğan'ın komplo teorisi var: 'Türkiye'nin kültür yaşamı kötü bir planla çürütülüyor.' Deli damgası yemek ise umrunda değil, çünkü bu ülkeye deli lazım
Özdemir Erdoğan'la Tünel'deki Geçit'e gittik. Geçtik tezgahın önüne, başladık saymaya: Ispanaklı börekten tadalım, kahveli kurabiyeye de bakalım, havuçlu kek nasıl acaba...

Bu kadar çok çeşit yemesinin sebebi değişik tatları keşfetmeyi sevmesiymiş. Dediğine bakılırsa kaşif ruhu sadece yemekler içinmiş: "Ben aptal aptal oturuşları, içinde hiçbir zorlama ve motivasyon olmayan anlık görsel olayları daha çok seviyorum. Çok zeki değilim ama baktığım yerde kalırım, detay araştırırım."

Onun bu 'brain storming' (beyin fırtınası) tarzı konuşması insanı bir o tarafa bir bu tarafa fırlatıyor: "Bir insanın felsefesi, yaşam biçimi her şeyine, hayatına, yüzüne yansır. Ben köklerinde Çerkezlik, Ermenilik, Karadenizlilik olan bir insanım. Türkiye'nin karmaşık mozaiğinin bir parçasıyım ve bu her şeyime yansımıştır."

Hani Karadenizliler bir soru karşısında "Uy, bağa misun?" der. Erdoğan bunun aslında vakit kazanmak için sorulan bir soru olduğunu ve kendisinin de bu yola çok başvurduğunu söylüyor. Ya Çerkezliği? Çerkezliği ona müthiş bir özgürlük hissi yaşatıyormuş: "Hiçbir şeye motive olamıyorum. Benim çocuklarım da öyledir. Birlikte sabah jimnastiği yapmamız mümkün değil. Askerlikte hazır ol, sol ayakla başla derlerdi. Hiç yapamadım. Daima yanlış ayakla başladım. Tabur halinde yürüyemedim."

Bu motive olamama halinin hayatta pek çok kez karşısına çıktığını anlatıyor. Hatta sırf bu yüzden üyesi olduğu mason cemaatinden ayrılmış. Hem de istifasını noter kanalıyla vermiş.

KÖTÜ BİR PLAN
Onun için en iyisi özgür maltız keçisi gibi dağın bir köşesinde yaşamakmış. Kendisi öyle diyor. Haşa, ben kimseye keçi diyemem. Duygusallığını ve sanatçı kişiliğini ise Ermeni tarafından aldığını söylüyor.

'Komplo Teorisi' diye bir film vardı. Hafiften kafayı üşütmüş Mel Gibson devletin çevirdiği pis işlerle ilgili çeşit çeşit teoriler üretiyordu. Erdoğan'ın da devletle ilgili bazı komplo teorileri var: "Yaratıcı unsurlar Türkiye'de her geçen gün biraz daha fazla yok oluyor. Bu işin bence politik bir yanı var. Bu işin içinde bir başka iş var, kötü ve gizli bir plan var. Türkiye'yi içten çökertmek için hazırlanan bir plan. Buna kesin olarak inanıyorum." Ona göre kendi albümlerinin çıkma aşamasında da bazı müdahaleler yapılmış. Muhtemelen devlet tarafından. Kendisiyle birlikte çalışan teknik elemanların korkutulduğunu, kasetlerde türlü türlü arızalar olduğunu söylüyor. Mel Gibson'ın filmdeki haline benzeterek Erdoğan'a deli demek istemem ama kendisi bu deliliği kabul etmiş. Yaratıcı insanların deli olması gerektiğine inanıyor. "Her köyün bir delisi vardır Ama Türkiye'de o köyün delileri kalmadığı için, izole edildikleri için bugün bu olayları yaşıyoruz" diyor, "Bu köyün delisi yok."

Erkeklerin barutu tek atımlık
Tanıyanlar bilir Özdemir Erdoğan biraz sivri dillidir. İşte yine açtı ağzını, yumdu gözünü:

*Deprem oldu, Ecevit 'Herkes yollara dökülmüştü, trafik tıkalıydı' dedi. İktidar demek muktedir olmak demek. Bir romantik olarak Ecevit şiirlerini sevebilirim, namuslu olduğuna inanabilirim ama bir politikacı olarak yeterli olmadığını da kendisine söylerim.

*Zeki Müren, 50'lerde güzel yorumlar yaptı, ama sonra özel hayatındaki kırılmalarla beraber en kötü şarkıcılardan ve Türk toplumsal hayatına da en büyük zararı veren biri oldu.

* Ben sahnede kendi kendimle dalga geçerim. Mehmet Ali Erbil ya da birkaç homoseksüel sanatçının yaptığı gibi insanları şovumda kullanmam.

* Eski dostlar adı altında birçok sanatçı çıkıyor. Beni de davet ettiler. Ben öyle üç beş şarkıyla oluşan biri değilim çünkü. Uluslararası kariyerim var.

*Bugün erkeklerin tek atımlık barutları var. Türk erkeği efsanesi ortadan kalktı. Temiz hava, bol yiyecek yok. Bol stres var, her an işten kovulma korkusu var. Erkek normal yoldan orgazma ulaşamıyor, döverek kendini tatmin ediyor.

ASLI E. PERKER

 
İstanbul 2008 Olimpiyat Oyunlarına seçilebilicek mi?

Kesinlikle Evet. En güçlü aday İstanbul ve bu sefer seçilecek.
Hayır. Rakip ülkeler daha üstün özelliklere sahip İstanbul yine yenilecek.
İstanbul başarılı olabilir ama Uluslararası Olimpiyat Komitesi İstanbul'u seçmeyecek.

 

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır