kapat
24.03.2001
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor

Limasollu

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Finansinvest
 
OKAY GÖNENSİN(ogonensin@sabah.com.tr )

'Adam yeme' makinesi

Doğulu tarzın en ayırdedici özelliklerinden biri, her insanı önce eksikleri ve yanlışlarıyla görmek, göstermektir. Eğer eksikler ve yanlışlar hemen görülebilir netlikte değilse ince ince araştırılır, bulunur, aynı işlem yapılır. Bütün araştırmalara rağmen bulunamıyorsa da "yaratılır".

"Yeni" olan herşey birçok bilinmezi olduğu için de "kuşkulu"dur. Yeni'ye ilk andan itibaren kuşkuyla bakmak, ilk andan itibaren tedbir almak da Doğulu üslubun önemli parçasıdır. "Ne olur ne olmaz..." diyerek "işe" başlanır.

Doğu'da işler başkadır
Bu üslubun sadece Doğulu olmadığı, her türlü iktidar mücadelesinin ve sert siyaset oyununun parçası olduğunu söyleyenler de vardır. Ama temelde Doğulu bir üslup olduğunun sayısız örneği vardır.

Çetin Altan bu üslup farkını düello-pusu karşılaştırmasıyla anlatır: Batı'da "ya ben ya o" aşamasına gelen insan rakibini düelloya davet eder, ya ölür ya öldürür. Doğu'da "ya ben ya o" diyen, düşmanına pusu kurar öldürür.

Kemal Derviş "olayı", Türk siyasi hayatının bugünü ve geleceği için önemli bir "deney" olmaya adaydır. Son tartışma Derviş'in politik "ihtirası" ve hedefi olup olmadığı üzerinedir.

Siyasete karışma, yoksa!...
Derviş'in politik ihtirası olabilir de olmayabilir de. Aynı şekilde Derviş, önümüzdeki dönemde herhangi bir nedenle pes edebilir ya da etmeyebilir. Karşılaştığı direnişlerden bıkıp kendini olayların akışına bırakarak durumu "idare edenler" kitlesine katılabilir ya da dayanaklarını geliştirerek direnenlere karşı koymaya devam edebilir.

Varolan siyasi yapı, politik ihtiras tartışmasını açarak bir mesaj vermektedir: "İki yıl teknokrat bakan olarak işleri yürüt, siyasete karışma, sonra da evine dön... Yoksa..."

Derviş'li çözüme direniş
Siyasi yapı, ekonominin yönetimini "dışardan" bir kişiye bırakmak zorunda kaldığı için çok rahatsızdır ve rahatsız olmakta da haklıdır. Ortada bir başarısızlık vardır. Bu başarısızlığın sorumluluğunu başkalarına, ekonomi bürokratlarına ve Uluslararası Para Fonu'nun bürokratlarına yükleme girişimi nafile bir girişim olarak kalmıştır.

Yönetimin en azından bir "vitrin" değişikliği yaparak yenilenme görüntüsü verme girişimi de sonuçsuz kalmıştır. Ve siyasi yapı Kemal Derviş çözümüne mecbur kalmıştır.

Derviş'li çözüme "açık" direniş hükümetin MHP kanadında devam etmektedir. MHP'li bakanlar ellerindeki "iktidar" imkânlarını "savaşmadan" terketmemeye kararlı görünmektedir. Bu imkânlar bellidir: Türk Telekom, Türk Hava Yolları, Emlakbank.

Kendini koruma savaşları
Hükümetin ANAP kanadı ise bu "taktik" çatışmada MHP'ye doğru yönelince Tarım Bakanı tarafından ağır saldırıya uğramıştır. Hükümetteki en "rahatsız" unsur olan MHP hem Derviş'e direnmekte, hem ANAP'la itişmekte, yine Tarım Bakanı aracılığıyla da doğrudan Başbakan Ecevit'e doğru bir "huruç" denemektedir.

Türkiye'nin gerçek ağırlığını kaldıramayan siyasi yapı kendini koruma "savaşları" çıkarmaya çalışmaktadır. Kemal Derviş'e ve onda siyasi yenilenme umudu görenlere gönderilen mesaj da bu savaşın bir parçasıdır, MHP'nin yürüttüğü direniş de bir başka parçasıdır.

Klasik iktisatın temel yasa kabul ettiği bir söz vardır: Kötü para iyi parayı kovar. Adam yeme makinesi de bir Doğu geleneği olarak tersinden işlediği zaman sonuç hep kötü politikacının iyi politikacıyı kovması şeklinde olmuştur.

 
Sabahonline'nın değişen tasarımını nasıl buldunuz?

Eskisine göre çok beğendim
Eskisi daha iyiydi
Farketmez

 


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır