kapat

28.02.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Superkupon
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Kurban Bayramı
ŞÜKRÜ KIZILOT(skizilot@sabah.com.tr )


Yeni program gerçekçi olmalı

Yaşanılan ekonomik kriz, mevcut programda büyük ölçüde değişiklik yapılmasını, bir anlamda yeni bir ekonomik program hazırlanmasını da zorunlu kılıyor. Nitekim, bugüne kadar, ekonomik programın şiddetli savunucusu olan Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel bile, gazetelerde yeralan açıklamasında "Gelinen noktadan sonra programda önemli değişiklikler yapılmasını ve bunların halka da anlatılması gerektiğini" belirtiyordu.

KAN, GÖZYAŞI VE IZDIRAP
Çok kişi anımsayacaktır, Sir Winston Churchill, 1940'da N. Chamberlain'in yerine başbakan olduktan sonra yaptığı ilk konuşmada "Ben size, kan, gözyaşı ve ızdırap vaad ediyorum" sözü ile ulus olarak işlerinin zor olduğunu, sıkıntılı günlerin yaşanacağını ve daha önemlisi, gerçekçi olmak gerektiğini ortaya koymuştu. O sözlerin ve benzeri gerçekçi yaklaşımların, İngiltere'nin bugünkü İngiltere olmasında büyük payı olduğu muhakkak.

Kan, gözyaşı ve ızdırap, kuşkusuz bu bir benzetme ama insanları gerçekçi olmaya yönlendiren bir benzetme.

Şu anda ortada bir gerçek var; yapılan bazı hatalar Türkiye ekonomisini tarihinin en büyük krizi ile karşı karşıya bırakmıştır. Bunun sorumlularının bir kısmı ekonomi bürokrasisinde, bir kısmı da hükümetin içindedir. Özellikle bu kişiler, programın hazırlanması ve uygulanması sırasında, çıplak krala sürekli "Kralın elbiseleri ne kadar güzel olmuş, ne iyi yakışmış" deyip durdular. Sonra da olanlar oldu ve kralın çıplak olduğu ortaya çıktı...

Şimdi, çıplak krala elbiseleri çok güzel diyen bürokratların ve kabine üyelerinin, kendiliklerinden gitmeleri ya da gönderilmeleri gerekiyor. Gazi Erçel'in ve Selçuk Demiralp'in başlattığı bu onurlu davranışı, başarısız diğer bürokrat ve siyasilerden hangileri izleyebilecek doğrusu merak ediyoruz.

YENİ HEDEFLER
Şu aşamada, istikrar programının önemli ölçüde değiştirilmesi sözkonusu. Bu değişiklikler yapılırken, ortaya gerçekçi hedefler konulması gerekiyor. Enflasyon, büyüme, bütçe açığı, faiz giderleri, diğer harcamlar, vergi gelirleri, özelleştirme gelirleri ve diğerleri gerçekçi olarak ortaya konmalı.

Geçen haftada belirttiğimiz gibi, 2001 yılında hedeflenen "faiz giderleri" ve "vergi gelirleri" ile ilgili hedeflerin gerçek dışı olduğu daha şimdiden belli. Özellikle vergi gelirleri açıklanırken ve tahminler yapılırken gerçekçi olmak gerekiyor. "2000 yılında vergi gelirleri arttı" denildi oysa bunun böyle olmadığını geçtiğimiz hafta Maliye Bakanlığı'nın verilerini esas alarak ortaya koyduk. Temel vergiler 2000'de artmamış aksine azalmıştı. Örneğin; yaklaşık 3,3 katrilyon lira olarak hedeflenen kurumlar vergisi 1 katrilyon lira eksik toplanmıştı. Bu eksiklik Akaryakıt Tüketim Vergisinde 700, Gelir Vergisinde 64, Dahilde Alınan KDV'de 140 trilyon, Motorlu Taşıtlar Vergisinde 22 katrilyon lira olarak ortaya çıkmıştı. Gerçek durum buydu. Ancak deprem nedeniyle toplanan vergiler ve ithalattaki patlama nedeniyle 1,2 katrilyon lira artan İthalde Alınan KDV'nin özel durumları gözardı edilerek, "vergi gelirleri patladı" şeklinde, yanıltıcı açıklamalar yapıldı.

Şu aşamada, başta vergi ve özelleştirme gelirleri ile faiz giderleri olmak üzere enflasyon, büyüme, bütçe açığı gibi hedeflerin gerçekçi olarak ortaya konulması, güven yitirmiş kadronun yenilenmesi ve yeni hedeflerin de, halka Churchill'in aynısı olmasa bile benzeri bir üslupla açıklanması gerekiyor...

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır