kapat

28.02.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Superkupon
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Kurban Bayramı
AHMET TAN(tana@sabah.com.tr )


O esnada..

Çizgi romanlardaki "o esnada.." kareleri en çarpıcı gelişmelerin habercisidir. İşte bir "o esnada" karesi: Türkiye Türkleri'nin Tahtakalesi'nde kimi bankalar zırhlı araç ile ABD Doları toplarken ve Türkiye Türkleri liderlerinden Mesut Bey "hikmetinden mutlaka sual olunması gerekli" bir "biz zaten hükümeti uyarmıştık" meşrebe yönelmişken, "O ESNADA" bizim Gagavuz Türkleri de Moldova seçimlerinde Komünist Parti'nin kesin zaferi için bir dünya rekoruna imza atıyorlardı. Sovyetler Birliği'nin çöküşünden sonraki "ilk gerçek zafer" diye nitelenen bu seçimlerde oyların yüzde 80'ini Komünistlere veren bizim Gökoğuz Türkleri'nin payı çok büyük oldu.

"Has Türklük" nedense kimileri için çok önemli.

Komünistlik ile Türklük, hele de has Türklük nasıl bağdaşır? Bu Gagavuzlar'ın Türkiye Türkleri'nden kat be kat "has ve halis" olduğu tartışmasız. Ama Komünistleri, Sovyetler'in çöküşünden 12 yıl sonra ilk kez bir ülkede hem iktidara hem de Cumhurbaşkanlığına taşımaları da çok düşündürücü, çok acı.

***

Romanya ve Moldova bizim tarihte, üç yüz yıl egemen olduğumuz ve Eflak Boğdan Beyliği dediğimiz toprakların bugünkü sahibi olan iki cumhuriyetin adı. Sovyet döneminde de birleşik olan bu iki devlet, Demirperde'nin kalkmasıyla iki ayrı bağımsız devlet oldu. Gagavuzlar ise Moldova'nın güneyinde yaşayan çok özel bir kavim. Kendi otonom yönetimleri, "Çadır" dedikleri bir başkentleri, "Halk Topluşu" dedikleri bir meclisleri var. Dinleri Hıristiyan; mezhepleri Ortodoks; ırkları ve soyları ise Türk. Türkiye Türkleri'nden çok daha arı Türkçe konuşuyorlar. Dillerinde Arapçadan gelen yalnızca iki sözcük var: Allah ve günah.

Elbette Kelime-i Şahadet getirmiyorlar, Allah ve günah söz konusu olduğunda ellerinin parmak uçlarıyla tekbir getirir gibi ıstavroz çıkarmakla yetiniyorlar. Laiklik falan pek dertleri değil. Kiliseyle papazla da araları fazla sıkı sayılmaz. Ama Allah korkusu taşıyorar ve günah işlemeden yaşamaya çalışıyorlar.

***

Peki Komünist Parti'ye oylarını verirken hiç Allah'tan korkmadılar mı? Günaha gireceklerini düşünmediler mi? Gagavuzlar bu soruyu çok açık yanıtlıyorlar: "Hayır!.. Asıl komünistlere oy atmamak günah olurdu!" Neden ?

- Komünizm kalktı. Daha önceki güvenli yaşam son buldu. Okullar, hastaneler paralandı. Konutlar paralandı. Isıtma paralandı. Ama elimizden, "özelleşiyor" diye işlerimiz de alındı. Sonunda hem işsiz kaldık hem parasız. Ama konuta, ısınmaya para gerek. Okula, hastaneye de para gerek. Ama para yok, pul yok.. Komünizmi yabanın sözü ile yıktık. Ama yerine bir şey koyamadık. Açlık işsizlik artıyor. Devlet aradan çekildi. Firmalar gelmedi. Avrupa gelmedi. Devleti yeniden başa getirmek gerek." "Devlet" dedikleri elbette "Komünizm"!

Pazar günkü seçimlerde bunu yaptılar. 18 parti seçimlere girdi. 101 sandalyeli parlamentoda 70 milletvekili Komünist Partisi'nden seçildi. 2 partiden de ucu ucunu sekiz on milletvekili seçilebildi. Komünistlerin kazandığı çoğunluk hem Anayasa'yı değiştirmeye hem de Cumhurbaşkanını tek başına seçmeye fazlasıyla yetiyor.

Komünist Parti'nin zaferi Avrupa Birliği'ni korkuttu. (Hiç kuşkusuz kapılarından bir devlet eksilmiş olacağı için IMF'yi de sevindirdi.) Rusya Lideri Putin ise ajanslara göre, hem sevinçli hem de düşünceli. Pekiyi şimdi ne olacak? Avrupa rüyası, özelleştirme ve sınırsız serbest piyasa hayali içinde geçen 12 yılın biriken faturasını kim, nasıl kapatacak? Gagavuzlar değil.

Çünkü Gagavuzlar'ın sorumlukları sınırlı. Seçebiliyorlar, ama yalnızca kendi "Halk Topluşları"na seçilebiliyorlar. "Gagavuz Yeri" diye bilinen bölgede başkan olabiliyorlar ama, ülkenin cumhurbaşkanı veya başbakan olamıyorlar. Koalisyonlara, hele de "Liberal Partilere" zaten sıcak bakmıyorlar. Üstelik Türkiye Türkleri'nin deneyimlerinden de etkilenmiş değiller.

Koalisyonda yer alıp da "Biz zaten uyarmıştık!" diyen bir ortaklık adabının insafa da, Türkçeye sığmadığını kendiliklerinden ve "o esnadan" çok önce farketmiş gibiler. Yalan dolandan ve "Biz zaten uyarmıştık!" türünden ince hesaptan uzaklar. "Tanrı Dağı kadar Türk, ama Hira Dağı kadar müslüman olmayışları" belki de en önemli üstünlükleri.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır