kapat

28.02.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Superkupon
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
banner
Bilgili'nin çalımı
Tarih: 12 Nisan 2000. Yer: Vaniköy. Beşiktaş Başkanı, Denizli'ye "Bu iş tamam. Benden telefon bekle" dedi. Ama camiadaki tepki yüzünden karar değiştirdi

Tarih 7 Nisan 2000. Yer Beşiktaş'ın kamp yaptığı Adana Seyhan Otel. Siyah-beyazlı ekip, ertesi gün Adana'da önemli bir lig sınavına çıkmaya hazırlanıyor. Başkan Serdar Bilgili, 10 yönetici arkadaşını Adana'ya götürüyor. Beşiktaş'ın genç ve atak başkanı, şovu seviyor, hızlı karar vermeye bayılıyor. Akşam yemeğinde birdenbire baklayı ağzından çıkarıyor:

"Briegel'in durumunu netleştirmemiz gerek. Yarın 08.30'da toplanıp bu işi bitirelim."

Adanalı yöneticiler Beşiktaş'a müthiş misafirperverlik gösteriyor. Uzun bir gecenin ardından, saat 08.30'da Beşiktaş'ın başkanı ve 10 yöneticisi, şiş gözlerle bir masa etrafında toplanıyor. Beşiktaş, Briegel yönetiminde o sıralarda harikalar yaratıyor. O toplantıdan sonra çıktığı maçta da Adana'yı 3-1 yenip üst üste 12. galibiyetini alıyor. Yani rüzgar Briegel'den yana.

11'de 11 Briegel
Konuşmaya başkan Bilgili başlıyor:

"Beyler, 26 Temmuz'da Şampiyonlar Ligi eleme maçımız var. Hocayı değiştirmek için aslına bakarsanız vaktimiz yok. Yeni hoca takımı tanıyana kadar maçlar başlayacak. Briegel'i de benimsedik sayılır. Tamam mı devam mı, gelin karar verelim."

Bilgili de böyle destek verince, oluşan duygusal havayla oylama 11'de 11 Briegel lehine sonuçlanıyor. Bilgili, pazartesi eksik olan 8 yöneticiyi de bilgilendirdikten sonra, Briegel'le 3 yıllık sözleşme imzalayacaklarını söylüyor. Hatta dönüş uçağında Bilgili bu kararı kendisine iletince, Briegel bile inanamıyor, havalara uçuyor.

2 gün sonra Beşiktaş'ın Akaretler'deki eski kulüp binası... Yönetim, Briegel konusunu sonuca bağlamak üzere toplanıyor. Bilgili, bir açış konuşması yapıp Adana'da bulunmayan yöneticileri bilgilendiriyor. Tam yeniden oylamaya geçileceği sırada, basın sözcüsü Erol Kaynar devreye giriyor: "Başkanım, söz istiyorum!"

Herkes şaşırıyor. Erol Kaynar sözü alıp olayın bütün rengini değiştirecek konuşmasını yapıyor:

"Arkadaşlar! Adana'da Briegel lehine oy verdim ama 2 gündür gözüme uyku girmiyor. Ben kendi adıma büyük bir hata işlediğimi düşünüyorum. İstiyorsanız, 'evet' dediğim için beni suçlayın. Kendi kendime "Bizim vizyonumuza, bizim Beşiktaş'ı getirmek istediğimiz çizgiye Briegel yakışır mı?" diye düşünüyorum. Bu adam takımı Şampiyonlar Ligi'ne çıkarsa, kendisini başarılı görecek. Revizyon gücü yok. Ama Briegel'in yerine yabancı hoca alacağımız zaman da yok. O halde yerli, Türkiye'yi tanıyan, takımı toparlayacak, disiplini sağlayacak bir hoca bulmalıyız. Ben böyle birini tanıyorum: Mustafa Denizli."

Alo! Ben Serdar
Bu konuşma, 2 gün önce Briegel'i ittifakla kabul eden Beşiktaş yönetimine bomba gibi düşüyor. Çoğu genç olan yöneticiler heyecanlanıyor, sanki o anda oylamaya geçilse, bu defa Denizli açık farkla onay alacak. Bu havadan çekinen başkan Bilgili olaya el koyup, "Hele ben bir görüşeyim" diyor. Yönetim odasından çıkıp, yandaki boş tutulan Süleyman Seba'nın odasına geçiyor. Ve direkt Mustafa Denizli'nin cep telefonunu çeviriyor

Başkan, o sırada Seba'nın koltuğuna belki de hayatında ilk defa oturuyor. Telefonu çeviriyor. Karşısında Mustafa Denizli:

- Hocam, merhaba Serdar ben. Bilgili. Nasılsın?

- Oo, başkanım sağolun, iyiyim.

- Mustafa hoca, seninle uygun bir zamanda görüşüp ayrıntılı konuşmak isterim. Ne dersin?

- Ne zaman isterseniz...

- Çarşamba günü benim evde görüşelim, uygun mu? Vaniköy'deki evi biliyor musun?

- Hayır ama bulurum.

- O halde görüşürüz.

Güreli köpürdü
Bu konuşma, hoca konusunda yaşanacak olaylar zincirinin ilk halkası oluyor. Bilgili, odadan çıkıp tekrar yönetim kurulu toplantısına geçiyor. Bu sefer söz alma sırası, Beşiktaş'ın genel sekreteri Hüsnü Güreli'ye geçiyor. Başkan'ın üstünde çok etkisi bulunan Güreli, konuşmuyor adeta köpürüyor: "Sayın Kaynar! Sen nasıl Mustafa Denizli'yi Beşiktaş'a düşünebilirsin. Galatasaray'a malolmuş bir adamı kulübün başına getirirsek, bizi tefe koyarlar. Nereden çıkarıyorsun bunları?" Hatta Denizli ile ilgili hakarete varacak bir konuşma yapıyor.

Tartışma büyümeden Bilgili araya giriyor ve Denizli ile görüşme kararı alınıyor. Aslında Bilgili'nin de Güreli'den farklı düşünmediği, sonraki gelişmelerle ortaya çıkıyor. Vaniköy buluşmasında para dışında herşey konuşuluyor. Bilgili, "Bu takımı Avrupa'da iddialı, Türkiye'de şampiyon hale getirmek için ne yapmalıyız?" diye soruyor. Denizli, "Büyük transfer gereksiz. Transfere astronomik para harcatmayı sevmem. İstediğinizi yapmak için biraz sabıra ihtiyaç var o kadar."

Bilgili ile Denizli, büyük ölçüde anlaşma sağlıyor. Denizli evden Beşiktaş'ın "müstakbel teknik direktörü" olarak çıkıyor.

Ama Bilgili kafasına koymuş bir kere. Denizli'nin Milli Takım'daki sallantılı durumu, transfer istememesini, "Biraz sabır" demesini inandırıcı bulmuyor. Onun kafasında yurtdışına gidip, süper bir isim almak, "Transfer işte böyle yapılır" demek var. Denizli'ye "Benden haber bekle. Aman ağzını sıkı tut" dedikten sonra düşünüyor:

"Denizli zaten elimizde. Bakalım daha büyük bir hoca bulabilir miyiz?" Haber basına sızınca, camiadan da anormal tepki geliyor. Zaten gönülsüz olarak Denizli işine giren Bilgili de, prensip anlaşmasından sadece 1 hafta sonra Denizli'yi şoke eden açıklamasını yapıyor:

"Biz yönetim olarak Briegel'in arkasındayız. Başkasıyla çalışmayı düşünmüyoruz."

Uğursuz oylama
Hans Peter Briegel için Adana'da oylama yapıldığı tarihte, Beşiktaş Futbol Takımı ligde fırtına gibi esiyordu. Üst üste 12. galibiyetini almış, 64 puanla klasmanda 2. sıraya oturmuştu. Lider G.Saray'ın 6 puan gerisindeydi. Adana oylamasından sonraki ilk maçta 14 Nisan'da G.Saray'la 1-1 berabere kaldı. 1 hafta sonra da Antalya'da 2 puan bıraktı: 2-2. Belki rastlantı ama transfer spekülasyonları, Beşiktaş'ın canını herkesten fazla yaktı, Cimbom'u 1999-2000 sezonunda zirvede yapayalnız bıraktı

"Asın" sözünün 2 mucidi
Serdar Bilgili'nin en fazla eleştirildiği konulardan biri de, "Beni gazete sütunlarında değil, İnönü Stadı'nda asın" demesiydi. İlk bakışta parlak bir slogan gibi gözüken bu sözler, Bilgili'nin başına büyük dertler açtı, medyayı da karşısına aldı. Zaten o da Divan Kurulu'nda bu konuda hata yaptığını itiraf etti. Bilgili'nin konuşmasını Futbol Komitesi üyesi İbrahim Altınsay ile İletişim Komitesi Başkanı Hayri Cem birlikte kaleme aldılar


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır