kapat

24.02.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Superkupon
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Hanks yine hayatının rolünde
Birkaç yıl önce 'Forrest Gump'ta birlikte çalışıp, aktör, yönetmen, film; bütün Oscar'ları silip süpüren Robert Zemeckis-Tom Hanks ikilisi, bu kez 'Castaway-Yeni Hayat'la karşımızda. Ve sonuç yine çok başarılı

Tom Hanks'e belki üçüncü Oscar'ını getirecek olan "Yeni Hayat" bizlere çağdaş bir Robinson Crusoe hikâyesi anlatıyor. Kahramanımız, FedEx adlı gerçekten de var olan bir posta şirketinin hızlı, enerjik ve çalışkan elemanı Chuck Noland, dünyanın dört bir yanını dolaşarak çağdaş posta hizmetleri konusunda değişik ülke insanlarını

eğitmekte ve şirketin gelişimi için çalışmaktadır. Bu arada gerçekten sevdiği güzel sarışın Kelly'yle ilişkisini de dondurmuştur ve evlenme tasarıları hep ileri atılmaktadır.

Sonra, Okyanus üzerindeki uçuşlardan birinde fırtınaya yakalanan uçak, denize zorunlu iniş yapar. Rastlantı sonucu kurtulan Chuck ise kendisini bir ıssız adada bulur. Burada tam dört yıl kalacak ve insanla doğanın o şahane ve korkunç uyum sağlama serüvenini yeni baştan yaşayacaktır...

"Yeni Hayat", kendisini birden hayal bile etmediği yepyeni bir hayatın içinde, koca okyanusun ortasında kayıp bulan bir insanın başına gelebilecek şeyleri özetliyor. Önce varolma, hayatta kalma çabası... Sonra çeşitli aletler yapma, avlanma, ateş yakma çabaları...Yalnızlıktan kurtulmak için bir 'totem yapma' ve onunla hem inanç, hem de diyalog gereksinimi karşılama içgüdüsü...

Ama hepsinin ötesinde, hiç bitmeyen bir içgüdü: Bu hayattan ne yapıp edip kurtularak yeniden insanların arasına, uygar dünyaya dönme isteği... Chuck bu isteği gerçekleştirmek için neredeyse olanaksızı deneyecek ve kendi yaptığı bir salla okyanusa açılacaktır.

"Yeni Hayat", Robinson öyküsünün içerdiği temel ögeleri ve ana felsefeyi modernleştirerek günümüze taşıyor. Aralarına tam bir yıl giren iki ayrı dönemde çekilmiş film...Yapay gerilim ve abartılı bir müzik dahil hiçbir suni ögeye yer vermiyor, sade ve inandırıcı biçimde başlayıp bitiyor. Ara yerde filmin müthiş dokunaklı bir aşk hikâyesi içerdiğini de belirtelim. Tom Hanks ise Amerikan sinemasının bugünkü düzeni içinde zor gözüken bir şeyi yapıp, üçüncü başrol Oscar'ını kapacak gibi...

YENİ HAYAT Castaway
Yönetmen: Robert Zemeckis

Senaryo: William Broyles Jr, Clay Ayers

Görüntü: Don Burgess

Müzik: Alan Silvestri

Oyuncular: Tom Hanks, Helen Hunt, Nick Searchy

DreamWorks Pictures / UIP

Kadın öykücükleri geçidi

Sevimli Gere'ı yöneten Altman'ın 'Dr. T ve Kadınlar'ı, özellikle kadınların, ama kadınları gerçekten seven erkeklerin de görmesi gereken bir kadın filmi

Robert Altman filmini yine kendisine özgü bir bölümle açıyor: Tüm jeneriğin üzerine yerleştiği tek bir çekim. Ve bu tek çekimde, bir kadın doktorunun değişik yaş ve fiziklerde, ama hepsi de Dallas sosyetesine mensup sinirli, sorunlu, dertli kadın hastaları, onların bitmek tükenmek bilmeyen gel-gitleri, tartışmaları, dolanmaları... Tek bir çekimle bir filmin ruhunu özetlemek... Günümüzde sadece Altman ustanın yapabileceği bir şey...

Sonrası beklendiği gibi geliyor. Dr. T diye anılan Sullivan Travis, çok ünlü bir jinekologdur. Vaktinin çoğunu deyim yerindeyse kadınların bacakları arasında geçiren...

Ama asıl sorunlar kendi evindedir. Karısı Kate (Farah Fawcett) kafayı üşütmüştür ve kaçınılmaz biçimde bir akıl hastanesine kapatılır. Kızı DeeDee (Kate Hudson) evlenmek üzeredir, ama kardeşi Connie (Tara Reid) onu deli gibi kıskanmaktadır. Bu arada Connie, DeeDee'nin aslında lezbiyen olduğunu ve eski üniversite arkadaşı Marilyn'le (Liv Tyler) büyük aşk yaşadığını öğrenir. Doktorun asistanı Carolyn (Shelley Long) onun geçirdiği bunalımdan kendisine iş çıkarmayı planlar. Ancak doktorumuz asıl teselliyi özgür tavırlı golf öğretmeni Bree'de (Helen Hunt) bulacaktır. Ama acaba gerçekten bulabilecek midir?

Tam Altman tarzı, çok kişili, çok öykücüklü bir mozaik-film. Doktor T gibi Altman da kadınların dünyasına bir dalıyor, pir dalıyor. Kadınlar âlemi, menopozu, tatminsizliği, kıskançlık ve istekleri, görkemi ve çöküşü ile parlak bir alay zırhının arkasında beliriyor. Yeterince hüzün, ama yeterince mizahla da beslenmiş olarak...

Altman finalde kahramanını son bir kez bir kadının bacakları arasına sokuyor. Ama bu kez, kayıp bir Meksika köyündeki bir yerli kadını doğurtmak üzere... Ve bu gerçek doğum sahnesiyle birlikte, kadının belki de en kutsal ve tanrısal işlevi, doğum olayı, bu kadın etkinlikleri geçidine gerekli noktayı koyuyor.

DOKTOR T VE KADINLAR Dr. T and Women
Yönetmen: Robert Altman

Senaryo: Anne Rapp

Görüntü: Jan Kiesser Müzik: Lyle Lovett

Oyuncular: Richard Gere, Helen Hunt, Farrah Fawcett, Laura Dern, Shelley Long, Tara Reid, Kate Hudson, Liv Tyler, Robert Hays

Warner Bros yapımı.

Berlin'de seks kazandı
Altın Ayı'yı Fransız yönetmen Patrice Chereau'nun filmi "Intimacy - Mahremiyet" kazandı. Yapıtları daha önce de "Benim Güzel Çamaşırhanem" gibi filmlere konu olan, Londra'da yaşayan Pakistan kökenli yazar Hanif Kureyşi'nin hikâyelerinden yola çıkan film, en özet deyimiyle bir aşk filmi. Bir kadınla bir erkek buluşup seks yapıyorlar. Birbirlerini doğru dürüst tanımadıklarını hissediyorsunuz. Ama sonradan erkek kadınla ilgileniyor, onu izliyor. Onun Tennessee Williams oynayan bir tiyatronun oyuncusu olduğunu öğreniyor, yaşamına dalıyor, kocasıyla tanışıyor. Ve yaşamları seksin ötesinde de kesişmeye başlıyor.

Filmin temel özelliği, seks sahnelerini en ufak ayrıntısıyla ve en gerçekçi biçimde göstermek... Böylece filmin erkek oyuncuları, oyunları kadar cinsel performanslarını da gözönüne almak zorunda kalmışlar. Ve insan düşünmeden edemiyor: Oyuncuların perdede gerçekten seks yaptığı bu filmler, sinemayı acaba nerelere götürecek? İleride herkesten bu istenir ve beklenirse, oyuncular sekse mi konsantre olacak, yoksa oyunlarına mı?..

"Mahremiyet" aslında ilginç ve düzeyli bir film. Belli bir derinliği, belli anlatım ustalıkları var. Yönetmen Patrice Chereau basın toplantısında "Seksi böylesine göstermek Fransızların bir özelliği mi?" sorusuna şöyle yanıt verdi: "Seks, her insanın ve her ırkın sorunu. Biz belki Fransa'da bu konuları anlatmada daha özgürüz. Ama bu konunun yalnızca Fransızların ilgi alanı içinde olduğuna inanmıyorum."

ATİLLA DORSAY


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır