kapat

21.02.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Superkupon
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.

İLKER SARIER(isarier@sabah.com.tr )


Sanki Aziz Nesin öyküsü!

İstanbul Silivri'den yazan okurumuz Güler Yılmaz, otomobiline bir LPG taktırmış, yakıttan birazcık tasarruf etsin diye...

Bakalım nasıl ve ne kadar tasarruf etmiş:

"İlker Bey...
Ekim ayının ilk haftasında sıfır kilometre Hyundai arabama, EKO Gaz Sistemleri AŞ'den, 1450 Mark karşılığında LPG sistemi taktırdım.

Arabayı kullanırken sürekli pat pat sesleri çıkartıyordu. Telefonla arayıp durumu izah ettim. Arabayı göndermemi istediler. Gönderdim bunun normal olduğunu bildirdiler.

28 Aralık akşamı okul dönüşü Kumburgaz mevkiinde, büyük bir patlama ile araba stop etti. Otomobili servise götürdük. 10 günden fazla serviste kaldı, çünkü parçaları dışarıdan getirildi.

Sorun şuymuş:
LPG montajında, hava filtresinde, patlama kapağı takılmadığı için, plastik parçaların hepsi patlama esnasında parçalanmış... Servis olayı raporlandırdığı ve ben montajcı firmanın sahibi Celal Bey'e defalarca dil dökmeme rağmen, 384 milyon liralık zararımı telafi yönüne gitmediler.

Bunu ticari ahlaka hiç yakıştıramadım. Maddi, manevi bir sürü zarara uğradım, bir özür bile dilemediler.

Araba yapıldıktan sonra tekrar montaj firmasına gittim. Hava filtresine bir hava kapağı yaptılar.

Önceki o acayip sesler yokoldu.

Buradan da anlaşıldı ki, önceki patlama tamemen bu eksik montaj yüzünden olmuştu... Tek başına çalışarak iki çocuğunu okutmaya çalışan bir insanım. Montaj firmasının daha duyarlı davranması gerekmez miydi?"

EKO Gaz'ın sahibi sevgili Celal Bey...
Öyle görünüyor ki, şirketinizin verdiği montaj servisinde büyük bir hata var...

Hatanızı kabul edip, bu müşterinizin zararını büyük ölçüde tazmin etmiş olsanız, ilk bakışta belki kazancınız üç beş kuruş eksilmiş olacaktır; ama, bence doğru davranmış olacaktınız...

Ticarette, kazancın geçici değil, kalıcı olması buna bağlı değil midir?

Özel işkence
"Sizin köşenizi her zaman beğenerek okurum. Geçen hafta eşimle birlikte talihsiz bir trafik kazası yaşadım. Şükürler olsun hayattayım.

Kırık ve eziklerle atlattım kazayı. Netice daha da kötü olabilirdi.

Olay Yeşilyurt tarafında bir taksinin hız yapılmayacak denilen ara sokakta 100 km ile bize çarpması sonucu gerçekleşti.

En yakın hastane International Hospital'dı...

Onun için biz de oraya kaldırıldık.

Benim sol kolum bilekten kırık ve sol bacağımda ezilme ve boynumda yumuşak doku travması kaydedildi. Eşim ise sağ tarafından darbe aldığı için kaburga kemiklerinden beline doğru ağrısı ve yüksek tansiyonu vardı. Acil servise geldikten 2 buçuk saat sonra bileğim yerine oturtuldu ve alçı yapıldı. Boynum için ise sadece röntgen filmini uygun buldular. Sağlık sigorta kartım olduğu halde, alkol raporu olmadığından dolayı onay vermediler. Doktorlar bizden kendi isteğimizle hastaneden ayrıldığımıza dair imza istediler. Sigorta o an onay vermediği için taburcu etme yoluna gittiler. İmza vermedik ve geceyi hastanede geçirdik.

Muhasebe servisi bizimle o haldeyken tartışmayı tercih etti. Fakat hastanede bana ve yanımdaki arkadaşıma yaşatılanlar insanlığa yakışmayacak şeylerdi.

Bu olayların sizin tarafınızdan kamuoyuna yansıtılmasını rica ediyorum. Ben hakkımı korumak için uğraşan bir vatandaşım...

Ya koruyamayan ne yapsın?

Yazı yazma konusunda da uzman değilim. Bu yazıyı da size binbir güçlükle, tek elle ve boyunlukla yazıyorum. Hatam varsa affola..." Nuray Deveci - İstanbul

Devlet niye bize güvenmiyor?
Adının açıklanmasını istemeyen bir okurumuzun mektubu:

"Avrupa Birliği'nin yolu Diyarbakır'dan değil, vatandaşın devletine, devletin de vatandaşına karşılıklı güveninden geçer. Bunu bilmeyen devlete bu gerçeği hatırlatın lütfen!

Oğlumun Bağ-Kur karnesinin vizesi bitti. Uzatmak için Bahçelievler Bağ-Kur'a müracaat ettim. Oğlum Çapa Anadolu Lisesi öğrencisi.

Bu ayın 22'sinde 18 yaşına basacak.

Vize için benden şu evrakları istediler:

- SSK kayıt araştırması

- İki tane muhtardan evrak

- Vergi Dairesi'nden kaydı sorulacak

- Tapu Sicil Kaydı

- Emekli Sandığı kaydı

Bu çocuk öğrenci. Okuldan götürdüğüm evrak neden kafi gelmiyor.

İstanbul'da çalışan biri olarak bu kadar evrak işkencesine gerek var mı? İnanın kısa bir süre yurtdışına gittim. Orada devletin vatandaşına güvenini gördüm. Ülkem adına üzüldüm. Bize neden devlet güvenmiyor?"

Migros'a yakışmadı
"Teybimizi çaldılar"

"Ben bir kamu kuruluşunda memur olarak çalışmaktayım. Migros Ankara Alışveriş Merkezi'nin kapalı Otoparkı'nda başıma bir olay geldi. 13 Şubat 2001 tarihinde ben ve çocuklarım Migros'a alışverişe gelmiştik. Saat 19:45 civarıydı. Arabamı park ettikten sonra alışverişe gittik.

Alışverişten döndükten sonra arabamın kapısının açık olduğunu ve içinden teybin çalındığını gördüm.

Her tarafı kapalı bu park alanında bu hırsızlık nasıl yapılmıştı. Bir anlam veremedim. Etrafta hiçbir güvenlik görevlisi de yoktu. Şikayetten sonra rapor tuttular.

Etrafta güvenlik görevlisinin dolaştığını söylediler. Oysa sadece giriş kapısında güvenlik görevlisi vardı. Migros'a yakıştıramadım."Vedat Akbulut - Ankara

Başarılı politikacı
Okuyan çalışıyor

"Siyasilerimize ne derece inanıp inanmadığımız tartışılabilir. Ancak bazıları öylesine bir faaliyet içinde ki, onların iyi niyetli olmadıklarını düşünmek için paranoyak olmak gerekir. İşte bunlardan biri de gecesini gündüzüne katarak bir şeyler yapmak için çırpınan Sayın Yaşar Okuyan. Onun samimiyetinden kimsenin şüphesi yok sanırım." Alaeddin Zırhlı - Gebze

Bakan Gemici'nin dikkatine
Okurumuz Mustafa Kolcuoğlu; "Yüksek öğrenim bursu, okullar kapanınca mı verilecek?" diye sorduğu faksında, şöyle devam ediyor:

"Başbakanlık Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu Vakfı, 2000-2001 öğretim yılı başında, yüksek öğrenim bursu için Eylül 2000'de öğrencilere başvuru formu gönderdi. Oğlum ve kızım bu formları doldurarak vakfa verdiler. 6 ay geçtiği halde bir sonuç alamadık. Sorduğumuzda, önce Aralık 2000 sonu dediler, sonra Ocak 2001 sonu dediler, şimdi ise verilip verilmeyeceği belli değil.

Vakıf Bakan Hasan Gemici'ye bağlı. Acele cevap bekliyoruz."

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır