Biliyorum; son olaylar sizi de çok üzdü.
Doğrunun eğriye, gerçeğin yalana dönüştürülmesi sürecini ve hile yaparken yakalanan iskambil oyuncularının masayı devirme çabalarını siz de ibretle izliyorsunuz.
Ben bugün, üzüntünüzü daha da artırmamak için siyaset yazmayacak ve size film öyküsü anlatacağım.
Bu film, Türkiye'de "Kahraman Şerif" adıyla oynamıştı. Özgün adı: High Noon. Fred Zinnemann'ın bu önemli filminde baş rolleri Gary Cooper ve Grace Kelly paylaşıyordu.
Şimdi gelin: filmin konusunu hatırlayalım.
İki katlı ahşap evleri, üzerinde "saloon" yazan çarpma kapılı meyhanesi, kilisesi ve bankasıyla tipik bir kovboy kasabası...
Bu kasaba kendi halinde yaşayıp giderken bir gün haydutların baskınına uğruyor.
Bellerinde çifter tabanca taşıyan kötü bakışlı bir sürü kanun dışı adam, kasabayı egemenlikleri altına alıyorlar.
Önce, herkesin küçük tasarruflarını yatırdığı bankayı soyuyorlar, sonra da kasaba halkı üzerinde müthiş bir terör estiriyorlar.
Yasa egemenliği ortadan kalkıyor.
Haydutlar herkesi o kadar korkutuyorlar ki, hiç kimse çıkıp bir şey soramıyor, itiraz edemiyor.
Kasabanın bir de şerifi var.
Hukukun üstünlüğüne inanan ve yaşamını kanun egemenliğine adamış dürüst, vicdanlı bir adam.
Herkes gibi onun da korkuları var. Ama bu korkular onun görev bilincini karartmaya yetmiyor.
Şerif, kasabayı işgal eden haydutlara karşı mücadele etmek için, halktan yardım istiyor.
Her evin kapısını tek tek çalıyor ve haydutlara karşı mücadeleye çağırıyor.
Ama herkes ölümcül bir korkunun pençesinde olduğu için hiç kimse bu cesareti gösteremiyor.
Sonunda Kahraman Şerif bakıyor ki kasaba çürümüş, korkuya kapılmış, insanlar sindirilmiş.
Bunun üzerine ömrünün en zor kararını alıyor ve tek başına haydut sürüsünün karşısına dikiliyor.