kapat

21.02.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Superkupon
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.

YAVUZ DONAT(ydonat@sabah.com.tr )


Uykusuz geceler

Salı, saat 11.30... "Olayın" kahramanlarından, Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan'la konuştuk... Hâlâ gergin, hâlâ sinirliydi.

"Uykusuzum" diye söze başladı:

- Bütün gece, üzüntümden uyuyamadım.

Ve devam etti:

- Nerede kaldı örf, adet, gelenek?.. Yazık bu memlekete... Ayıp, çok ayıp... Üzüntüden gözüme uyku girmedi.

Ya "olayın" diğer kahramanları...

Onlar rahat uyuyabildiler mi?

Hiç sanmıyorum.

"Bunca hakaretin üstüne" uyku tutar mı?

***

İngiltere'nin eski Başbakanlarından Margaret Thatcher diyor ki:

- Kişilere hakaret etmek, politika yapmanın yerini tutamaz... Panik belirtisidir... Amerikalı Harry Truman'ın gözlemlediği gibi: Eğer sıcağa dayanamayacaksanız, mutfaktan çıkarsınız. (Demir Lady'nin Anıları. Sayfa 394. SABAH Yayınları)

***

Thatcher bu sözleri sanki "bizimkiler için" söylemiş.

Hakareti siyaset sanan...

Haklı olabileceği yerde, haksız konuma giren...

Sadece kendilerini değil, Türkiye'yi de küçük düşüren...

"Panik içindeki" yöneticiler.

***

Mesut Yılmaz önceki akşam, ANAP Başkanlık Divanında "olayı" anlatırken...

Şöyle dedi:

- Dört Cumhurbaşkanı ile çalıştım... Evren, Özal, Demirel ve şimdi de Sezer'le... Hiç böyle birşey görmemiştim... Böyle bir üslup... Böyle bir hırçınlık.

Bu sırada, eski Bakanlardan Cengiz Altınkaya söz istedi:

- Sayın Genel Başkanım... Bir arabulucu bulunsa... Diyalog sağlansa...

Toplantıda bulunan Bakanlar, Cengiz Altınkaya'nın sözünü kestiler:

- Galiba "bildiriden... Hükümet açıklamasından" haberin yok.

Ve "bildiri" okundu.

"Zehir zemberek" bildiri.

"Çankaya özür dilesin" diyen bildiri.

İpler öylesine kopmuştu ki...

"Arabulucu... Diyalog" talebi, askıda kalıverdi.

***

Dün Aydın Menderes'le "olayı" konuşuyorduk.

"Bu Cumhurbaşkanı'na da Başbakan dayanmaz ki" dedi... Çankaya'yı eleştirdi.

Sonra da...

"Milli Güvenlik Kurulu'nu terketmek neyin çözümü" dedi... Ecevit'i eleştirdi.

Dedik ki:

- Olay... Hakaret... Karşılıklı Anayasa fırlatmasından sonra... MGK devam edebilir miydi?

Menderes:

- Cumhurbaşkanı birşeyler söylemiş... Hüsamettin Özkan da cevap vermiş... Deneyimli Ecevit "bu olayları" tepkisiz dinleyebilirdi... Ve sonra da... Olayların üzerine çıkan, ortalığı sakinleştiren bir konuşma yaparak, puan toplayabilirdi.

***

Menderes'in "değerlendirmesi" doğru.

Ama "uygulanabilirliği" yok.

Zira...

Sinirler gergin.

Zira...

"Bütün zeminler" siyasete endeksli.

Ve "siyaseti... Anayasa'yı" herkes kendine göre yorumluyor.

uuu

Ünlü siyaset bilimci Maurice Duverger diyor ki:

- Klasik anayasa hukukunu bilen, fakat partilerin rolünü bilmeyen bir kimse, çağdaş siyasal rejimler hakkında yanlış bir fikir sahibidir.

Partilerin rolünü bilen, fakat klasik anayasa hukukunu bilmeyen bir kimse, çağdaş siyasal rejimler hakkında eksik, fakat doğru bilgi sahibi olur.

"Zirvedekilerin" bu sözleri ezberlemelerinde yarar var.

Tabii birbirlerine Anayasa fırlatmaktan zamanları kalırsa.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır