Yargıtay Başkanı Doç.Dr. Sami Selçuk, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile Başbakan Bülent Ecevit arasında MGK toplantısında yaşanan krizi SABAH'a değerlendirdi.

Hem Sezer'i, hem de Ecevit'i isim vermeden eleştiren Selçuk, devletin zirvesinde yaşanan bunalımın, "yönetemeyen demokrasi" olgusunun bir ürünü olduğunu savundu. Devleti yönetenlerin hukuksal akıl, siyasal akıl ve toplumsal akıl senteziyle karar vermek zorunda olduklarına dikkat çeken Selçuk'un SABAH'a yaptığı değerlendirmeler özetle şöyle:

* Bir yurttaş olarak üzüldüm: Türkiye Fransız Anayasacı Georges Burdeau'nun deyişi ile "yönetemeyen demokrasi" olgusunu yaşıyor. Devletin zirvesinde yaşanan bunalım çok üzücü. Özellikle AB (Avrupa Birliği) ile ilgili ulusal programın konuşulacağı bir platformda yaşanan bu bunalımın, AB programını erteleyebilecek boyut alması bir yurttaş olarak beni çok üzdü.

* Devlet zarar görmemeli: Devlet adamlarının görevi, bunalım çıkarmak değil, önceden öngörerek bunalımları engellemek ya da çıkan bunalımı çözmektir. Aksi davranış her şeyden önce devlete ve ülkeye zarar verir.

* Sentez önerisi: Devlet adına karar verirken hukuksal akıl, siyasal akıl ve toplumsal akıl sentezi ile hareket edilmesi gerekir.

* Duygusallığa yer yok: Devletin önemli makamlarında bulunanların öfkelenmeye hakları yoktur. Çünkü o makamlara gelindiği zaman, duygusal alandaki haklarınızı yitirirsiniz. Devleti temsil eden kişiler, akıl, sağ görü ve sağ duyu ile davranmak zorundadırlar.

* Bunalım sürmemeli: Devleti yönetenlerin öfkelenmeye hakları olmadığı gibi gücenmeye de hakları yoktur. Bunalımı körükleyerek sürdürmek son derece yanlıştır ve bundan devlet ve ülke zarar görür.

* Biçimsel adalet: Ne pahasına olursa olsun "biçimsel adalet" diye direnirseniz, Romalı ünlü düşünür Cicero'nun dediği gibi "evin altını üstüne getirebilirsiniz." Asıl olan, hukuktan fire vermeden sağduyu ve sağgörü ile adaleti gerçekleştirmektir.

Ersin BAL