Durduk yerde, buyur bir kriz daha. En büyük zararı ekonomi gördü. Bankalardan milyar dolarlar çekildi. Borsa çöktü. Faizler fırladı.

Bu kriz, vatandaşın mutfağına yol, su, elektrik olarak da geri dönecek.

Geçim sıkıntısının ağır kabusu, yakın zamanda daha da ağırlaşacak. Bu ufuksuzluk ve umutsuzluk ortamı, hayatın her alanında dalga dalga yayılıyor.

20 Mart gibi yakın bir tarihte, İstanbul'un kaderini değiştirecek, çok önemli bir olay var. 2008 Olimpiyatlarına aday kentlerden biri İstanbul. Heyet Gelecek ve önümüzdeki 7 yıl içinde İstanbul'un uygar bir dünya kenti olarak hazırlıklarını bitirip bitiremeyeceğine bakacak.

Elbette Türkiye'nin bir çok bakımdan değerlendirmesini de yapacaklar. İstanbul'un bunu milli bir özlem halinde isteyip istemediğini de araştıracak.

Bu kriz sanıyorum ki "bizden bi nane olmaz" diyenleri haklı çıkaracak. İstanbul'a daima yarısı boş bardak olarak bakanların ve sadece eksikleri görenlerin sesini güçlendirecek.

Ülkemiz için Avrupa Birliği neyse, İstanbul için Olimpiyatlar hemen hemen odur. Bu vesileyle önemli miktarlarda para girişi, birinci faktör değildir. Asıl önemlisi kentin, uygarlık yolunda büyük dönüşümünü sağlayacak, yakın gelecekti en büyük umut oluşudur.

İstanbul'un kentsel dönüşümü, önemli bir şekilde Türkiye'ye de yansıyacaktır. Uygarlık, beraberinde sosyal refahı, yeni iş alanları getirir. Geliri artırır. İstanbullu, Olimpiyatı, ha kentinin, ha kendinin geleceği olarak görmeli. Yerel bilincinin hamlesiyle, ulusal destekleri de harekete geçirmek için zorlamalı.