Gedikpaşa'daki Balipaşa Yokuşu'nda bazı binaların merdivenleri, Eminönü Belediyesi tarafından "ecrimisil bedelleri ödenmediği" gerekçesiyle kırdırılmış. Bunların 150-200 yıllık tarihi yapılar olduğu öne sürülüyor. Parçalanan merdivenler, "tarihi" oldukları vurgulanan ahşap "eski İstanbul evleri" ile yaşıtmış gibi görünüyor. Eğer o evler "tarihi yapı" statüsünde ise, kırılan merdivenlerin de, onların özgün birer parçası olması gerekiyor.
"ECRİMİSİL bedellerinin ödenmemesine misilleme" amaçlı olsa bile, asıl görevi "kent değerlerini korumak" olan bir belediyenin eliyle tarihe balyoz vurulmasını normal karşılamak mümkün değil. Belediye elbette ki hakkını hukukunu aramalı; ama pire için yorgan yakmamalı.
PARA uğruna, zaten sahipsizlikten viraneye dönmüş birkaç eski İstanbul evinin, her nasılsa günümüze kadar gelebilmiş özgün merdivenlerini parçalarsanız, çağdaş bir belediyecilik tavrı sergilemiş olmazsınız.
OLAY bir de, şu yaman çelişkiyi gözler önüne seriyor. Koruma Kurulları'ndan en basit restorasyon kararı bile bazen yıllarca çıkmak bilmiyor. Ama bir belediye, "ecrimisil bedeli" ödenmedi diye, "tarihi/mimari anıt eser" niteliğindeki eski İstanbul evlerinin bütünlüğünü, "bir gece ansızın" düzenlediği "balyoz operasyonu" ile ufalayabiliyor. Bu durumda Koruma Kurulları neyi koruyor; anlamak mümkün değil.
GÖREV, yetki, sorumluluk kavramlarının çorbaya döndüğü laçkalık sürdükçe, İstanbul'daki sosyo/kültürel erozyon da sürer gider.