kapat

11.02.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Superkupon
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
banner
LEYLA UMAR(lumar@sabah.com.tr )


YÖK'ün çehresini değiştirecek kadın

YÖK Yönetim Kurulu'na atanan Prof.Dr.Türkan Saylan'ın eğitim sistemimize büyük katkılar yapacağına inanıyorum

Hayatımızı karartan olaylar arasından neşeli veya olumlu bir haber çıkınca içime bir haftalık mutluluk depoluyorum. Geçen hafta Prof. Dr. Türkân Saylan'nın Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından YÖK Yönetim Kurulu'na atandığını duyunca mutluluğuma umut da karıştı. Çünkü 40 yıllık dostum Türkân Saylan'nın daima eleştirdiği YÖK'te çok olumlu değişiklikler yapacağına inanıyorum.

40 YIL SONRA
Kandilli'deki yalısında annesi, kız ve erkek kardeşleriyle yaşarken 40 yıl önce tanıdığım Türkân Saylan'ı sık sık gerek görsel, gerek yazılı basında izleriz. Türkân Saylan'nın üstlendiği sayısız sorumluluklar o kadar çok ki, eğer herbirine gerektiği kadar yer verilse tüm gazete sayfaları dolar. O yüzden çok yakından tanıyan, seven ve sayan biri olduğum halde onu yıllardan beri hakkıyla tanıtamamanın utancından kurtulmak için Saylan'la 40 yıl sonra ikinci röportajımı yapıyorum.

YENİ BİR YÖK'E DOĞRU
Türkân Saylan'la komşu sayılırız. Tevazuu kadar vakit fukarası olduğunu bildiğim halde onu evimde 2 saat zorla esir aldım. Eski anıları tazelerken birkaç yıl önce geçirdiği kanser ameliyatından söz açıldı. Göğsünün biri alınan Saylan'ı ertesi gün, Çapa'da sargılar içinde görünce ağlamaya başlamıştım. Çevresini saran öğrencilerinin önünde beni bir güzel haşladıktan sonra, "Dünyada binlerce kadın benim gibi.. Sen dışarı çık; ağlaman durunca gel. Zaten ben yarın işe başlıyorum" demişti. İşte Saylan'nın kişiliğinin özeti bu...

Heyecanla YÖK ve plânlarından bahseden Saylan; "Doğrusu, Cumhurbaşkanımızın cep telefonumdaki sesini ve yaptığı teklifi duyunca heyecanlandım. Kendilerini birkaç ay önceki ziyaretimizde tanımıştım. Beni ve her konuda anlaştığım arkadaşlarımı YÖK'e atamasının halkı da bu derece heyecanlandırdığını gelen sayısız telefonlardan anlıyor ve seviniyoruz."

Saylan sadece yapacaklarını değil, çok isteyip de yapamadıklarını da şöyle özetliyor:

*YÖK'ü gerçekleştiren Prof. Doğramacı ve Mehmet Sağlam'la başlayan çıkar ilişkileri illerde ve kasabalarda dinci örgütlenmelerini sağladı. Meclisteki bazı vekillerinin baskısıyla kurulan tarikatçılığa hiç kimse "Hayır" demedi.

* Maalesef tarikatçıların korkusuyla üniversite kapılarında eylem yapan türbanlı genç kızlarımız hâlâ var. Özel yaşamlarında, kapalı mekânlarda giyimlerinde özgür olduklarını, ancak devlet dairelerine nasıl bornoz veya mayoyla gelemezlerse türbanla da gelemeyeceklerini; mecliste ise şortla, pantalonla ve türbanla bulunamayacaklarını yasalarla kanıtlayarak anlatıyoruz. O kızların güzel yüzlerini görseniz, bizden dinlediklerini tatbik etmek için nasıl can attıklarını bilseniz bizim kadar üzülürsünüz.

*YÖK'teki hastalıkları teşhis ettikten sonra suskunluğu, kaldırıp konuşan, yaratan ve düşündüğünü özgürce uygulayan gençleri yetiştirmek...

Heyecandan yanakları saçları kadar al al olan Türkân Saylan'nın önemli randevuları olmasaydı gece yarısına kadar dinlemekten yorulmayacaktım. Ertesi sabah bana ayırdığı saatler için teşekkür etmeye çalıştım; erkenden Diyarbakır'a uçtuğunu öğrendim. Kimbilir orada kimlerin hangi dertleriyle uğraştı...

Türkan Saylan kimdir?
1935'de Kandilli'de doğup büyüyen ve Kandilli Lisesi'ni bitiren Saylan 1963 yılında İstanbul Tıp Fakültesi'nden mezun oldu. Ama son yılında akciğer ve kemik vereminden seri ameliyatlar geçiren Saylan, 2 yıl demir korseyle gezerken dahi neşesini koruyabildi... Doktor olmadan anne de olan Saylan'nın biri doktor, diğeri grafiker iki oğlu ve iki torunu var.

İnsanlarla daima içiçe yaşayan Saylan 1963-65 yılları arasında Sosyal Sigortalar Nişantaşı Hastanesi'nde Deri ve Zührevi Hastalıklar uzmanlığı yaptıktan sonra İngiltere'den aldığı bursla 1972'de doçent, 1977'de profesör oldu. Ayrıca 1989'dan beri de 'Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği' ile sosyal yaşama çok olumlu katkılarda bulunuyor.

"Cüzzamlılardan uzak dur!"
SAYLAN'IN yıllar önce bana anlattığına göre hocalarıyla Bakırköy Akıl Hastanesi'nde gezerken bahçenin bir köşesindeki ufak bir grup ilgisini çekmiş; oraya yönelirken hocası bağırmış: "Onlardan uzak dur! Onlar cüzzamlı!..."

Asırlar boyunca cüzzamın bulaşıcı olduğunu sananlara Türkân Saylan uzun araştırmaları sonucunda tıpkı verem gibi, aynı kaptan yenmediği takdirde cüzzamın bulaşıcı olmadığını kanıtladı. Ve 24 yıldan bu yana 10 binlerin üzerindeki cüzzamlı sayısını bugün 2000'lere indirdi. 1986'da bu konudaki katkıları yüzünden Gandhi Ödülü'nü kazandı.

1982-87 arasında İstanbul Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Başkanlığı yaparken 1989'da Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nde (ÇYDD) çalışan Saylan ve ekibi Anadolu'da 25 bin çocuğa burs sağlıyor. Onun şimdi kafasını kurcalayan konu Aş Evi kurmak ve burada üniversite çocuklarına gerekli gıdayı sağlamak... Aş Evi'ni "Giysi Bankaları" takip edecek; özellikle Anadolu'dan gelen çok az gelirli çocukları doğru dürüst giydirmek için...

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır