kapat

11.02.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Superkupon
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
banner
RUHAT MENGİ(rmengi@sabah.com.tr )


Sömestr gençliğinin cerrahı

Kısa tatillerinde ameliyat olmak istediler. Günde 20'ye yakın genç geldi, 2 ay sonrasına gün verdim!

Burun kadar kepçe kulak da düzelttim. Neyi beğenmiyorlarsa söylüyor, kompleksten kurtuluyorlar

Bu tatil süresi içinde onu bulup konuşturmak dünyanın en zor işlerinden biriydi, başardık. Plastik cerrahideki başarısıyla ABD'de bile neredeyse Türkiye'deki kadar tanınan Onur Erol şu sıralarda geceleri 12.00'den önce evine gidemiyor, sabah işe başladığı andan itibaren de yemek yiyecek vakit bile bulamıyor. Adeta gökten hasta yağıyor.

Klinikte onu beklediğim süre içinde, beni aldıkları odanın kapısından koridorda gezinen, burnu bantlı, alçılı hastaları izliyorum. Kimse birbirinden fazla rahatsız değil.

ÖĞRENCİLER KUYRUKTA
Güzelleşecek olmanın mutluluğu çekingenliği yenmiş.

Sömestr tatilinde öğrencilerin ameliyat olmak için sıraya girdiklerini duyduğum için buradayım.

Bir yandan son çıkan dergilerini inceliyor; bir yandan duyduklarımı düşünüyorum;

Kendi geliştirdiği çok sayıda teknikle plastik cerrahide 'Dünya Literatürü'ne girmiş. Burunda, kulakta, göğüste, çenede, yanıkta, gençleştirmede onun teknikleri dünyanın her köşesinde cerrahlar tarafından uygulanıyor. Yetiştirdiği doktorlarla birlikte her yıl rekor sayıda uluslararası yayın ve sunum gerçekleştiriyor. Yerli ve yabancı doktorlara kurs veriyor. Yabancı hastaları Türkiye'ye çekmeyi başarıyor. Dünyanın en ünlü plastik cerrahi dergisi "Plastik and Reconstructive Surgery"de makaleleri davet üzerine yayımlanıyor. Ve derginin editörü onun için şöyle diyor;

"Onur Erol'un, gençlik elde etmede sihirli değneği bulma yolundaki çabalarımıza katkısı tartışılamaz."

Nedir bu başarının sırrı? Bir insan günde 15 saat çalışmasına rağmen hiç yorulmadan, böylesine zor bir işi nasıl başarır? Ben tam bunları düşünürken Onur Bey görünüyor..

* Sömestrde ameliyatların arttığını duydum. Özellikle gençler arasında burun estetiği patlaması yaşanıyormuş. Günde kaç ameliyat yapıyorsunuz?

*Aslında 10-15 tane de yapabilirim ama ben 4'ü geçmiyorum.

*Yapanlar var mı?

*20 dakikada burun ameliyatı yapanları biliyorum ama burun milim milim çalışılacak bir şey. En aşağı bir buçuk saat emek vereceksin, çünkü bütün hayatı boyunca onunla dolaşacak o insan. Hastaya ait faktörler de var ama doktorun kendisine düşen görevi bütün mesuliyetiyle yapması lâzım.

*Nasıl bir patlama oldu burun ameliyatlarında?

* Okul arası hemen ameliyatımı olup gideyim diyor ama yalnız burun ameliyatı değil, diğer ameliyatlarda da artış var. Örneğin kepçe kulak düzeltme operasyonları da arttı. Özellikle üniversite çağındaki gençler neyi beğenmiyorlarsa değiştirip komplekslerinden kurtulmak istiyorlar. Günde 20'ye yakın genç başvuruyor. Operasyonları yetişemediğimiz için iki-üç ay sonrasına gün veriliyor.

* Neden üniversitede karar veriyorlar sizce?

*O yaşta sosyal yaşam hızlandığı gibi gençler geleceğe yönelik daha ciddi ilişkilere girmeye başlıyorlar. O zaman da fizik daha çok önem kazanıyor.

DOKTOR ALTINPARMAK
* Erkekler ve kadınlar en çok ne ameliyatı oluyor?

*Erkeklerde karın, bel ve meme. Göğüslerde yağ birikimi ve büyüme olanlar düzelttiriyor. 17-19 yaş grubunda her ikisinde de en çok burun ameliyatı. Kadınlarda bel, göğüs, kalça ve bacak inceltme.

*Biz hep bilimsel alanda ülkemizin adı duyulmuyor diye üzülürüz. Siz şöhreti Türkiye sınırlarını aşan birkaç Türk doktordan birisiniz. Yurtdışından size gelen hastalar oluyor mu?

Evet, diğer ülkelerden gelen hastalarımız var ama asıl ilginç olan, Türkiye'den Amerika'ya estetik ameliyat yaptırmak için gidenlerin anlattıkları. Gittikleri doktorlar Türkiye'den geldiklerini duyunca "Orada altınparmak Onur Erol var" diyor. Estetik konuşulunca mutlaka benim ismim geçiyor. Bunlar meslekte güzel şeyler.

* Burun ameliyatında geliştirdiğiniz 'Turkish Delight' tekniğiyle dünya çapında olay yarattınız. Ajda Pekkan ve Deniz Akkaya'ya da uyguladığınız bu tekniğin farkı nedir?

'TÜRK LOKUMU'NUN MUCİDİ ONUR EROL
* Hastanın kendi kıkırdakları ince ince kıyılarak özel bir maddeye sarılıyor ve burnun sırtına, ucuna yerleştiriliyor. Parmaklarla heykeltraş gibi şekil verilebiliyor.

*Mastektomi ile göğsü alınan kanserli hastalara aynı ameliyatta yeni göğüs yapıyorsunuz. Nasıl oluyor bu?

* Mastektomi operasyonunu yapacak cerrahla birlikte giriyoruz ameliyata. Göğüs alındıktan sonra hastanın kendi kaslarından yeni göğsü oluşturuyoruz. Böylece hasta uyandığ zaman kendini eskisinden farklı bulmuyor.

*Gençler solaryuma çok meraklı. Amerika'da buna "ölüm yatağı" diyorlarmış. Siz ne diyorsunuz?

*Ultraviyole ışınları derinin dermis tabakasını tahrip ediyor ki, dermis kolojen açısından derinin en güçlü kısmı.. Solaryum bunu öldürüyor. Üstelik her seferinde hücre hücre öldürüyor.

'İstemek gerek'
* Kadın siyasetçilerden ameliyat etmeyi düşündüğünüz "olsa çok değişir" dediğiniz kimse var mı? Örneğin Rahşan Ecevit'in yaşıtları estetik oluyor. O da kabul etse gençleşip, güzelleştirebilir miydiniz?

* Rahşan Hanım'da başarılı olmak çok zor. Çünkü onun güzelliği aradığını, gençleşip güzelleşmek istediğini sanmıyorum. Arayan ve karar veren güzelleşir. Buna önem veren güzelleşir.

* Tansu Çiller'in de yaşı ilerledi, onun için ne düşünüyorsunuz?

* Sadece dış çizgiler değildir güzellik. Karizma ve gözlerdeki pırıltı da önemli. İfadeye ruh karışması önemli. Çiller'i gençleştirip, güzelleştirmek daha kolay, çünkü o güzelliğe de önem veriyor. İstek yoksa ne kadar ameliyat ederseniz edin güzelliği yansıtamaz. Bütün hastalarıma bu felsefeyi anlatıyorum.

Sayesinde hiç yaşlanmadı
Onur Erol'un kendi buluşu olan ve "Dünya Plastik Cerrahi Literatürü"ne giren doku kokteylinin ilk uygulandığı hastalardan biri Ajda Pekkan.. Bu nedenle ONEP'in Şubat 2001'de çıkardığı son derginin kapağında yer alan Pekkan bakın neler söylemiş;

"Bana yapılan ameliyatta, çıkarılan dokulardan elde edilen doku kokteylinin en iyi örneklerinden biri olduğuma inanıyorum. Bu yöntemin uluslararası başarıya ulaşmasında az da olsa katkım olduğunu ve bu katkıdan dolayı da mutlu olduğumu belirtmek istiyorum."

*Bu sistemde vücudunuza yabancı bir madde girmemiş oluyor öyle mi?

*Evet. Vücudunuzun bir yerinde bir yağ birikintisi, bir fazlalık var. Egzersizle gitmiyor. O dokular ve yağlarla doku kokteyli yapılıyor. Bir kısmı iğnelerle yüze veriliyor, bir kısmı ise dondurulup doku bankasında bekliyor.

*Yağlar vücudun hangi bölgesinden alınıyor?

*Diyelim ki belimden. Ya da karnımdan. Yani kolajen gibi düşünebilirsiniz. Bu işlemin farklı yanı ise kendinizden alınan, yabancı olma yan bir madde oluşu.

* Birçok kadın sizi takip ediyor..

* Evet, benim kendime bakmamı, özenmemi örnek aldılar.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır