kapat

04.02.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Superkupon
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Örümcek kadın olma hayalleri
Yine yazı günü... Ve ben "kan tutmuş katiller" gibi çalışma odamın civarında dolaşmakta fakat içine girememekteyim. Bunları deyince her türlü yanlış anlaşılmaya karşı açıklama getirmek zorundayım sanırım.

Zira işsimi seviyorum (Hani "madem öyle biz sana mani olmayalım" filan derler diye söyledim). Bu, çişi gelmiş de helaya gitmeyi geciktiriyor hali tamamen bir ruh gerginliğinin dışavurumudur aslında.

Öyle aklına estiğini yapabildiğin bir memlekette olamadığına göre çiş ederken bile kendi etrafında üç kere dönüp düşünmen gerekmektedir.

Değil ki ne yazacağın konusunda öyle küttedenek karar verebilesin. Ve dahi yazasın.

***

Gündemde neler neler var.

Ölenler ve öldürülenlerden bazıları, uzak bir akraban ölmüş de bu durum canını fena halde sıkmış duygusu yaratıyor. Misal: Gaffar Okkan.

Tuhaf bir sıkıntı çökertti içime öldürülüşü.

Ha keza mecliste tepelenirken kalpten ölen zavallı Fevzi Şıhanlıoğlu.

Aileleri ne durumdadır acaba?

Ateş düştüğü yeri yakıyor ama sıcaklığının menzili geniş oluyor.

Daha hafif gibi görünen ama hiç öyle olmayan bir namus davası var. Sonuçları Donatella Piatti hanımın Radikal'deki işinden uzaklaştırılmasına kadar varmış bir "ahir zaman namus davası"...

Konuyu en azınden elinizde tuttuğunuz gazeteyi okuyanlar biliyorsunuz. Sebebini haber özeti gibi vermemin gereği var mı bilmem. 47 yaşını bekarlar partisiyle kutlayan Donatella Hanım'ın partisi, amacını aşar gibi olunca başına bu belaları getirmiş.

Zaten yabancı ve bundan dolayı "hafif" görülme olasılığı yüzde bin beşyüz olan bu hanım, rahatlık zırhını kahramanlar gibi kuşanıp çıkınca ortaya, iyice bir gündem oluşturdu.

Allahtan işinin ustası, Radikal olmaktan artık vazgeçmiş(!) Mehmet Y. Yılmaz onu sahiplenmiş de olayın etkisinin sonucu en azından bu sevimli yüzlü İtalyan hanım için hafiflemiş (tir kanaatindeyim).

***

İşte aklına geleni söyleyip yapınca bedeline de katlanmak zorunda kalıyoruz. Ah benim de aklımden neler geçiyor neler. Neleri demek istiyorum neleri bir bilseniz.

Aslında kısa bir süre sonra bileceksiniz gibi de bir his taşımıyor değilim kenardan kenardan.

Zira çok sıkıldım. O kadar çok sıkıcı kadın - adam ya da kadınadam var ki ortalıkta.

Onların varlığını "Bak polemiğe giriyor, yazdığı, söylediği reklam olsun diye" ahmaklığında değerlendirileceksiniz diye kabulleniyor gibi yapmak eziyetlerin en büyüğü inanın.

Hiç olmazsa edersin bir iki kelam oh! Zehirini atarsın. Gerisini Yahudi fıkrasında olduğu gibi o düşünsün (Fıkra anlatmaktan hoşlanmıyorum. Bilmeyen çok merak ettiyse bilenlerden öğrensin).

***

Bütün bu öz denetim sıkışıklıkları, ailem tarafından kibar bir çocuk olarak yetiştirilmekten kaynaklanıyor aslında.

Saçım yandan ayrık, beyaz okul yakamı takıp okula gönderildiğim günlerdeki hocaya teslim töreni esnasında sarfedilen "eti sizin kemiği benim" repliğine rahmet okutur bir ürkeklikte oluyorum. Sonra serpme tohum gibi hayata atılınca da (Ah! anne Ah!).

Cümleyi uzun kurduk farkındayım ama çocukluktan bugüne geliş mantığımı daha başka özetleyemezdim; üstelik "bilmem anlatabildim mi?" diye de hâlâ şüphem var. Bilmem anlatabildim mi?!

Geçen haftaki yazıdan başlamak üzere satır aralarında kendi kendime gaz vermenin dozunu bu yazıda artırmış olmanın bir dahaki yazıya etkisini ölmez sağ kalırsam hep birlikte haftaya görecegiz. Düşündüğünü korkmadan itiraf etmenin, dışavurumculuğun, dayanılmaz keyfi bazen "ona buna saldıralım da oh! Bi rahatlayalım" keyfiyetine varabiliyor gerçi. Bu örnekleri hep birlikte tanıyoruz da zaten üstüne üstlük. Ben onlardan olmıycam söz.

Ama hakkaten sıkıldım çiçek böcek yazmaktan. Karaböcüklerin haberi olsun. Dişi örümceeeeniz geliyor. Kaçışın bakiim.

Aferin.

aldinc@arti.net.tr


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır