kapat

06.02.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Superkupon
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
banner
METİN MÜNİR(mmunir@sabah.com.tr )


Sofuların banka sabotajı

Geçen kasım ayında patlak veren ekonomik krizden aklımda kalan en çarpıcı görüntü Fazilet Partisi Genel Başkanı Recai Kutan'a aittir.

Fazilerinin yüzde 2000'lere fırladığı, borsanın çöktüğü, ülkeden milyarlarca doların kaçtığı gün Kutan, televizyon ekranlarında, bir grup tesettürlü bayana başörtüsü konusunda ne kadar sağlam durduğunu anlatıyordu. Sanki bu ülkede yaşamıyordu.

"Ne kadar duyarsız, ne kadar olaylardan kopuk, ne kadar kendi dünyasına kilitli bir adam," diye düşünmüştüm kendi kendime.

Kısa süre önce bu sofu kuruluştan gelen açıklama Fazilet'in ülkenin önceliklerinin ne kadar cahili olduğunu bir daha gösterdi.

Anayasa Mahkemesi Fazilet Partisi'nin üç kamu bankasının özelleştirilmesi konusunda başvusurunu geri çevirdi. Başvuru eksik yapılmıştı. Fakat Fazilet bu defa doğru kaleme alarak, yeniden Anayasa Mahkemesi'ne gidecekti. Açıklama buydu.

Ülkesine zarar vermek pahasına siyasi muarızlarına gol atmak bizim gibi üçüncü dünya ülkelerinin politikacılarına özgü bir davranıştır.

Evvela şunu belirteyim. Akıllı ve vatanını seven bir politikacının görevi devlet bankalarının bir an önce özelleştirilmesini sağlamaktır. Fazilet Partisi'nin yaptığı veya yapmaya çalıştığı gibi, bunu geciktirmek veya ortadan kaldırmak değil.

Şimdi -bunu sağır sultan bile duymuştur ama- nedenini anlatayım.

Bankacılık sektörü durulmadan ve güçlenmeden ekonomik iyileşme programı başarıya ulaşamaz, ülke düzlüğe çıkamaz. Devlet bankaları sistemin yüzde 40'ına hakimdir. Ancak bu büyüklük bir güç değil bir zaaf unsuru olarak bütün sistemi incitmektedir.

Çünkü bunların sermayeleri politikacılar tarafından tüketilmiştir. Tükenen paraların büyük bir bölümü politikacıların emri ile eş dost ve ahbap şirketlerine pompalanmış ve geri dönmemiştir. Üreticilere verilen kredilerin büyük bir bölümü de şüpheli alacağa dönüşmüştür.

Toplam zararlarının 20 milyar dolardan fazla olduğu resmi ağızlar tarafından belirtilmektedir. Devlet bankaları ayakta durmak için yüksek faizle tasarruf toplayarak sistemdeki güçlü bankaları zayıflatmaya devam ediyorlar.

Bu nedenlerle, devlet bankalarının özelleştirilmesi ekonomik programın temel maddelerinden biridir.

Sebebi ne olursa olsun, bu bankaların sistemin dışına alınmasına karşı çıkmak yukarıda anlattığım olumsuzlukların devamını sağlamaktan yana olmaktır. Kanalları rüşvet ve yolsuzluğa açık tutmaktır.

Fazilet'in bilerek veya bilmeyerek yaptığı budur. Ama bir siyasi parti için bilmemek mazeret değildir.

Fazilet'in akıllı insanların elinde olmadığı açıktır. Çünkü daha birkaç yıl önce en çok oy alan parti iken kendilerini bir türban lobisine dönüştürdüler. Eğer kapatılmazlarsa gelecek seçimlerde barajı geçemeyecekler. Çünkü fanatikler dışında herkes ne kadar boş, akılsız ve çağ dışı olduklarının farkında artık.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır