Gerilime son

Pazartesi, saat 11.30... DYP'li beş milletvekili, TBMM Başkanı Ömer İzgi'yi, makamında ziyaret etti.

İkisi, Genel Başkan Yardımcısı:

Hasan Ekinci ile Mehmet Ali Yavuz.

İkincisi, Grup Başkanvekili:

Nevzat Ercan ile Turhan Güven.

Biri de Anayasa Komisyonu Üyesi:

Ahmet İyimaya.

DYP'liler, Başkan'a dediler ki:

- Efendim, duruma el koyunuz... Sinirler daha fazla gerilmesin... Milletin gözü Meclis'in üzerinde.

***

Pazartesi, saat 12.30.

TBMM Danışma Kurulu, Ömer İzgi'nin başkanlığında toplandı.

Katılanlar:

DSP'den Aydın Tümen.

MHP'den Mehmet Şandır.

Fazilet'ten Avni Doğan.

ANAP'tan Zeki Çakan.

DYP'den Nevzat Ercan.

Toplantıyı Meclis Başkanı açtı:

- Üzücü bir olay meydana geldi ve değerli bir milletvekilimiz hakkın rahmetine kavuştu... Lütfen artık gerilimi tırmandırıcı konuşma ve hareketlerden kaçınalım.

Sonra "diğerleri" konuştular.

Söyledikleri "özetle" şunlar:

- Artık Meclis içinde ve dışında, birbirimizi suçlayan değerlendirmelere son verelim.

Ardından...

"Öldüren içtüzük değişikliği" gündeme geldi.

***

Muhalefet "TBMM by-pass edilmesin" dedi. DYP, toplantıya bir "öneri" getirmişti.

Fazilet de "DYP önerisine katıldı."

"İktidar temsilcileri" ise...

"Düşünelim... Değerlendirelim... Tekrar biraraya gelelim" dediler.

"Bu tavrın" tercümesi şu:

- Gidelim, liderlerimize danışalım.

"Bu aşamada" TBMM Başkanı'nın "söylemi" çok önemli:

- Her partinin grup toplantısında, bir arkadaş kürsüye çıksın... Ve uygun bir dille, şunları anlatsın.

1. Kürsüdeki milletvekiline laf atılmasın.

2. Konuşmacının sözü kesilmesin.

3. Sıralar yumruklanmasın.

***

Pazartesi, saat 13.30.

Danışma Kurulu toplantısı sona erdi.

"İktidarın üç grup Başkanvekili" ANAP'lı Zeki Çakan'ın odasında biraraya geldiler.

"Ne yapacağız"ı konuşmaya başladılar.

Muhalefete gelince...

Ali Rıza Gönül (DYP) ile konuştuk.

Dedi ki:

- Uzlaşma istiyoruz... İktidar ortaklarından anlayış bekliyoruz.

***

Pazartesi, saat 15.30.

TBMM Başkanı Ömer İzgi'ye sorduk:

Ömer Bey "sağduyu" dedi:

- Bu olayı (Şıhanlıoğlu'nun ölümünü) kimse siyasi malzeme haline getirmesin... Tartışma, bugün itibariyle, bıçak gibi kesilsin... Arkadaşlar TV, TV dolaşmaya son versin.

***

Yazımızın sonunda "zaman tünelinde bir gezinti" yapacağız.

Sene 1992... Demirel Başbakan, Erdal İnönü de yardımcısı. Yine bir "içtüzük tartışması" çıkmıştı. DYP Grup Başkanvekili Güneş Müftüoğlu, Başbakan'a dedi ki:

- Efendim... Bazı yasaların hızla çıkması için... Bazı arkadaşlar... İçtüzük değişikliği teklifi hazırlamışlar.

Demirel'in tepkisi:

- Güneş, sakın ha!.. Muhalefetin sesinin kısıldığı bir rejime kim demokrasi der?.. Sakın!..

***

Evet "sakın ha sakın!.."

Yürütme organı "yasama organını by-pass ederse..."

Yargıyı "azarlarsa..."

Rejime "başka isim" aramak gerekir.