kapat

28.01.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Superkupon
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Hatırlısına kahvenin sırları
Filistinli şair Derviş'in "İkram ettiğim kahvenin çeşidine bakarak, bir adam hakkında hüküm verebilirim" sözü, 36 bin tür kahvenin bulunduğu İtalya'da tartışılabilir belki.

Ama Yapı Kredi Vedat Nedim Tör Müzesi'nde açılan 'Tanede Saklı Keyif: Kahve' sergisi, kahvenin öyküsü hakkında ilginç ipuçları veriyor

Daha yataktan kalkmadan elini yatağının kenarında duran komodinin üzerine atar. Yüzünü yıkamadan önce mutfağa gidip, kahve makinesinin filtresine iki farklı kahveyi özenle koyar. Buz gibi suları yüzüne ne kadar çarpsa nafile, boğazından bir yudum kahve geçmeden kendine gelemeyeceğini bilir.

Yüzünü yıkarken, mis gibi kahve kokusu mutfak kapısını aşıp banyo kapısından içeriye girmiştir bile. Koşar adımlarla mutfağa yönelir. Kocaman bir bardağa kahvesini koyar. Ve ilk yudum... Birçok kahve tiryakisi günü benzer bir öyküyle karşılar. Gerçek bir tiryaki, bu keyfi sabah vaktine sıkıştırmak istemez. Kahve içmeden biter mi öğün? Bir fincan kahvenin eşlik etmediği dost sohbetleri, yeterince koyu mudur gerçekten? Kahvenin hatırı 40 yıl sürer de yorgunluk kahvesi içmeden gün biter mi?

GİZLİ TARİH
!!Bu sorular, Osmanlı'nın en sancılı yılları olan II. Mahmut döneminde İstanbul'a tanıklık eden İngiliz gezgin Charles MacFarlane'in 'Türkler kahvesiz yaşayamaz' sözleriyle destekleniyor. MacFarlane, Osmanlı'nın hayat tarzının belirleyici öğelerinden birisi olan kahve ve kahvehane kültürüyle tanışınca bilmediği başka şeyler de öğrenir. Çünkü Osmanlı toplumundaki iktidar ile muhalefet, kırsal kesim ile şehir merkezleri ya da mistisizm ile şer'” ilimler arasındaki mevcut bütün çelişki ve çatışma noktalarını, bu içeceğin gizli tarihinde bulmak mümkündür. Farklı kültürlerden insanları bir sohbet halkası içerisinde toplamayı başaran bu içecek, Osmanlı insanının sosyalleşmesi ve dostların birbiri hakkında fikir edinmesini de sağlamış.

Günümüzde de sağlamaya devam etmekte.

Peki siz kahvenizi nasıl alırsınız? Koyu, sütlü, sütsüz, şekerli, şekersiz? Espressoyu mu tercih edersiniz yoksa?

Bu soruların yanıtıyla eski yüzyıllardan bu yana karakter tahlilleri bile yapılır kimi zaman. Filistinli şair Mahmud Derviş, 'Unutulacak Hatırat'ın hemen başında şöyle der: "İnsanın 'kahvenin tadı' diyebileceği bir şey yoktur; bir kavram değildir o, somut bir nesnedir, kendinden bir şeydir. Herkesin kendi 'kahvesi' vardır; o kadar kişiseldir ki bu, ikram ettiğim kahvenin çeşidine bakarak bir adam hakkında hüküm verebilirim."

Ancak Derviş'in tek bir çeşit kahveden, Türkiye ve Mısır'da yapılandan tamamen farklı olan, Lübnan usulü Türk kahvesinden söz ettiğini unutmayalım. Bir de İtalya'daki kahve hazırlama yöntemlerini hesaba katsak ne olur kim bilir? Romalıların söylediğine bakılırsa, bunların sayısı otuz altı bini buluyormuş.

BİTKİDEN SUNUMA
Yapı Kredi Kültür Merkezi Vedat Nedim Tör Müzesi'nde açılan ve 31 Mart'a kadar devam edecek olan 'Tanede Saklı Keyif: Kahve' başlıklı sergi, Doğu'dan Batı'ya bütün toplumların yaşamlarında önemli bir yer tutan, kendi etrafında zengin ve incelikle bir kültürün gelişmesine yol açan kahveyi, bitkisinden çekirdeğine, üretiminden ticaretine, sunumundan tüketimine, müziklerine, deyimlerine uzanan çok geniş bir yelpazede ele alıyor. Özellikle Anadolu'da farklı sosyal çevrelerin kullandığı değirmen, cezve, mangal, tepsi, fincan gibi objelerin yanı sıra kahvehaneler etrafında gelişen yaşam kültürlerine de değiniyor.

Sergiye eşlik eden katalog ise sergilenen ürünlerin yanı sıra, kahvenin toplumsal tarihi, kahve bitkisi, çekirdekten ambalaja üretim öyküsü, kahve objelerinin tasarımı, Avrupa cafe'leri ve bir kahve sözlükçesine yer veriyor.

Ama sergiyi gezerek kahvenin tarihini hakkında bilgi edinip, kahve çeşitlerini denemekle olmaz. İçtiğiniz fincanı ters çevirip gelecek yıllarda içilecek kahvelere nasıl bir ortamın eşlik edeceğini öğrenmek de lazım.

Kahve Yemen'den mi gelir?

Kahvenin ortaya çıkışına dair söylentiler her toplumda farklı. Hıristiyanlar bir Bizanslı keşişten, Müslümanlar ise Hz. Muhammed'in bir ara yorgunluğuna çare ararken devreye giren bir Arap çocuğundan hareket ediyor. İki öykünün de ortak kahramanı, tuhaf davranışlar gösteren, uyumaları gerekirken geceleri aşırı hareketlenen keçiler. Keçilerin, kimi bodur ağaçların tanelerini yedikten sonra taşkın bir enerjiyle hareket ettikleri anlaşılıyor. Şarap yasağı nedeniyle 'itici güç' oluşturacak bir keyif maddesi arayışına düşen Hırıstiyanlardan ziyade Müslümanlar'ın kahveyle ilk buluşanlar olması kuvvetle muhtemel. Bilimsel araştırmalara göreyse kahve, Güney Etiyopya'nın yüksek yaylalarında keşfedildi. Yerli halk bu bitkinin tanelerini un haline getirip bir çeşit ekmek yaparmış. Yani kahve içme alışkanlığından önce kahve yeme alışkanlığı vardı.

Kahvenin lügatı
Bülbül tükürüğü: Çok minik fincanlarda sunulan kahve.

Erkek kahvesi: Yörüklerde 'sade kahve' anlamına gelir.

Kahve dibeği: Çekirdek kahveyi dövmeye yarayan ahşap havan. Kahveyi döven 'el' dediğimiz parça demirdendir.

Kahve parası: 'Bahşiş' anlamında kullanılan bir deyimdir.

Kahve tavası: Kahve kavurmaya yarayan, madenden yapılmış kepçeye benzer kap.

Kakule: Özellikle mırra kahvesine katılan hoş kokulu bitki.

Kancık kahvesi: Yörüklerde 'şekerli kahve' anlamında kullanılır.

Kül kahvesi: Mangalda pişen kahve.

Mırra: Mardin, Urfa ve Diyarbakır yöresinde yaygın olarak içilen, pişirilirken güğümden güğüme aktarılarak özel bir tat kazanması sağlanan acı kahve.

Siktir kahvesi: Gelen misafiri uğurlamadan önce sunulan kahve.

Sultan kahvesi: Fransızların köpüklü Türk kahvesine verdikleri isim.

PINAR ÇELİKEL


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır